Cumartesi Anneleri 732. hafta oturma eyleminde 1996 yılında kaybedilen Talat Türkoğlu’nun akıbetini sordu. Türkoğlu ailesi avukatı Gülizar Tuncer, “Biz biliyoruz ki diğer ülkelerde nasıl yaşanmışsa, hesap sorulmuşsa muhakkak bu kaybetme politikasının sorumluları hesap verecek” dedi
Bu hafta da Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapmasına izin verilmedi. Cumartesi Anneleri 732. hafta oturma eyleminde İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önündeki polis ablukası altında Talat Türkoğlu’nun akıbetini sordu.
Açıklamaya Talat Türkoğlu’nun ailesi ve çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı.
Cumartesi İnsanları’ndan Sebla Arcan, Türkoğlu’na dair şu bilgileri verdi:
“Sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu İstanbul Avcılar’da yaşıyordu. Daha önce 4 kez gözaltına alınan Türkoğlu, yoğun işkence gördü ve yıllarca hapishanede kaldı. Polis takibinde olan Talat Türkoğlu, 29 Mart 1996 tarihinde annesini ziyaret etmek için otobüsle İstanbul’dan Edirne’ye gitti. İstanbul’dan Edirne’deki evin kapısına kadar sivil polisler tarafından takip edildiğini eve vardığında kardeşlerine söyledi. Annesi ve kardeşleriyle birkaç gün geçirdikten sonra 1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul’daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.”
Sebla Arcan konuşmasında Anayasa Mahkemesi’ni göreve davet ederek şunları söyledi:
1 Kasım 1998 tarihinde dava AİHM’e taşındı. AİHM, 17 Mart 2005 tarihli kararı ile Talat Türkoğlu’nun kaybolmasına ilişkin şartlara yönelik yeterli ve etkili bir soruşturma yapmadığından ötürü Türkiye’yi mahkûm etti. AİHM’in verdiği mahkumiyet kararında soruşturmanın derinleştirilmesi istendi. Savcılık zaman aşımı dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 14 hükümet değişti bu hükümetlerden hiçbiri hukuki, siyasi bir irade göstermedi. Maddi açığı ortaya çıkartacak etkin bir yargılama için AYM’yi göreve çağırıyorum. Kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
Türkiye’nin dört bir yanında akıbetleri açıklanmayan kayıpların olduğu belirtilen açıklamada, Kars’ta gözaltına alındıktan sonra haber alınamayan Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır konuştu. Kırbayır, “Acılar, zulümler kompozisyonundan Ardahan’dan Edirne’ye kadar yaşatılan zulümlerin büyük fotoğrafı yan yanadır. Okullarda, ‘Ardahan’dan Edirne’ ye kadar benim güzel bir yurdum var’ sözleri okutuluyor. Bu güzel yurdu, bu toprakları bize bahşedenler Edirne’de onların ölümlerini sahiplendi. Bizden sonra gelen evlatlarımız fikri vicdani hür yaşasınlar diye. Canı pahasına kazandığınız bu topraklarda yaşayan torunlarınızın yaşam hakları ellerinden alındığı gibi bu topraklarda bir mezar dahi verilmemiştir. Şikayetimdir. Biz hakkımızı helal etmiyoruz. Biz sesimizi, acımızı Galatasaray meydanında dünyaya duyurmaya çalışırken şimdi yetkililer, ülkeyi yönetenler bizi iki duvar arasına soktu. Biz memnun değiliz hakkımızı helal etmiyoruz” dedi.
Türkoğlu ailesinin avukatı Gülizar Tuncer da verilen hukuk mücadelesini şu sözlerle anlattı:
Bu politikaların bir gereği olarak köy yakmaların, yargısız infazların yaygın ve sistematik bir biçimde uygulandığı bir dönemdi. Hasan Ocak, Fehmi Tosun gibi devrimciler aynı yöntemler uygulanarak işkence yapılarak katledildiler. Talat 70’li yıllardan bu yana örgütlü mücadelede yer alan işkenceler gören bir devrimciydi. Hiçbir şekilde deliller toplanmadı. Son olarak AYM’ye bir başvuru yapıldı. 2016 yılından bu yana yalnızca ‘dosyanız işleme konulmuştur’ deniliyor. AYM sürecinin nasıl tamamlanacağını az çok tahmin ediyoruz. Daha önceki başvurular gibi ret kararı verilecek. Ama biz biliyoruz ki diğer ülkelerde nasıl yaşanmışsa, hesap sorulmuşsa muhakkak bu kaybetme politikasının sorumluları hesap verecek.
Türkoğlu ailesinden Mühibe Türkoğlu da, konuşmasında şunları söyledi:
Talat sosyalist kimliğinden dolayı kaybedildi. 4 kez gözaltına alındı, hapsedildi, işkence gördü. Bizim sevdiklerimiz, kardeşlerimiz gözaltına alınarak kaybedildi. Kaybedenler yargılanmadı hukuk işletilmedi. Daha ne kadar bekleyeceğiz. Talat işçiydi, sosyalisti… Kayıplarımız bulunana kadar buradayız. Anamın ömrü yetmedi Talat’ı bulmaya. Yasımız bitmedi. Talat’ı toprak anayla buluşturmadıkça vazgeçmeyeceğiz. Yaşılar, gençler, kadınlar, çocuklar… Duyun sesimizi. Çözüm istiyoruz. Bu ülkeye adalet gelmeli.
Türkoğlu ailesinin, İnsan Hakları Derneği’nin ve Af Örgütü’nün ilgili tüm kurumlar nezdindeki girişimleri sonuçsuz kaldı. Konu Meclis’e taşındı. Hükümet yetkilileri Türkoğlu Ailesi’nin iddialarının tamamen asılsız olduğunu söyledi. Talat Türkoğlu’nun gözaltına alındığı kabul edilmedi. AİHM’e taşınan davada Türkiye etkili bir soruşturma yapmadığı ve Talat Türkoğlu’nun yaşama hakkını korumaya yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle mahkûm oldu. İHD avukatı Gülizar Tuncer, 18 Ağustos 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Canlı yayın kaydı:
Sendika.Org (Fotoğraf: Gül Gündüz)