Çocuğun insan haklarını odak alan ve ona borçlu olunan muameleyi hayata geçirmek için yetişkinlere notlar…
Kendi kararlarmızı verebilmemiz için, hepimizin istediğimizi düşünmeye, düşündüğümüzü söylemeye ve fikirlerimizi diğer insanlarla paylaşmaya hakkımız var.
Bolca “Çocuklar için” denilecek bir 23 Nisan’a yine birkaç gün kaldı. Başta okullar olmak üzere çocuklarla ilişkili kurumlarda çeşitli hazırlıklar sürüyor. Çocuklar -çoğunlukla önceden belirlenmiş ve sorumluları tarafından çalıştırıldıkları- şiirleri, yazıları okuyacak, şarkıları söyleyecek; müzik, dans veya sportif hareketlerle hazırladıkları çeşitli gösterileri sunacaklar.
Yetişkinler “Çocuklar geleceğimizdir” deyip alkışlayacak. Çocuklar, yetişkinlerin kendilerinden beklediklerini gerçekleştirdikleri bir günde kısmi de olsa görünür olacak…
Oysa çocuklar için yapılanlarla ilgili her türlü hazırlıktan tutun, gerçekleşmesi sırasında ya da sonrasında çocukların hatırlanmaya değil, unutulmamaya ihtiyaçları var. Çocukların sadece özel bir günde veya infial yaratan bir hak ihlalinde değil, her zaman gündemde olma hakları var. Bunu sağlamak ise yetişkinlerin sorumluluğu.
Yetişkinlerin böylesi bir yaklaşımı benimsemeleri ise, çocuğu nesneleştiren, araçsallaştıran, tektipleştiren, çocuklarla tahakküm ilişkisi kuran ve bugünü öteleyip gelecek diyen algı değişmedikçe mümkün görünmüyor.
Halbuki çocuğun insan haklarını odak alan ve ona borçlu olunan muameleyi eylemek hiç de yapılamaz değil. Başlangıç için yetişkinlere notlar ise şöyle[1]:
Çocuklar mal veya nesne değil, insandır. Her çocuk özel ve biriciktir. Kendisine önem verilmediğini, özenli davranılmadığını, yok sayıldığını ve dikkate alınmadığını anlar.
Çocuğu dinlemediğinizde onu dinliyormuş, önemsemediğinizde onun yararını düşünüyormuş gibi yapmayın. Böyle yaptığınızda çocuk, yetişkinlerin dedikleriyle yaptıklarının birbirini tutmadığını öğrenir. Güven duyması imkansızlaşır.
Söz büyüğün, sus küçüğün kalıbını kırın. Kendi bilgi ve deneyiminizin her zaman doğru olduğu yanılgısına kapılmayın. Çocukları hafife almayın.
Çocukla “yetersizliği” üzerine değil yapabilirlikleri üzerine ilişki kurun. Merak, öğrenme ve yaratıcılık potansiyelinin çocuklarda çok daha yüksek olduğunu unutmayın.
Önceden kurgulamak veya kurgulanmışı öne çıkarmak yerine birlikte yol alın. Çocuklardan gelen önerileri önceki bilgi veya olumsuz deneyimlerinizle ötelemek yerine çocukla birlikte tekrar ele alın.
Samimiyetsiz bir ilişkilenmenin anlamsız olduğunu unutmayın. Bağ kurma ve geliştirmede samimiyetin önemini hatırlayın. Yapamayacağınız veya tutamayacağınız sözler vermeyin. İçten ve samimi olabilmek için zaman ve koşullarınızı yeniden gözden geçirin.
Yaş, statü, unvan, fiziksel özellikler, bilgi, deneyim, ekonomik güç gibi özelliklerin çocukla ilişkilenmenizde hiyerarşi oluşturmasını önleyin. Güç ve erkin kötüye kullanımı farklı tezahürleri ile şiddette neden olur, unutmayın.
Notlara, sınav sonucuna, yetişkinler tarafından farklı alanlarda tanımlanan “başarılara” değil, süreçteki kazanımların önemine ve çeşitliğine odaklanın.
Çocukları kendi istediğiniz gibi biçimlendirmeye çalışmayın. Ne düşündüklerini, ne hissettiklerini anlamaya çalışın. Kendilerini gerçekleştirmeleri için olanakları çoğaltın.
Tanıdığınız, bildiğiniz, yakın hissettiğiniz çocuklar için istediklerinizi tüm çocuklar için talep edin. Çocuğu yaşına, cinsiyetine, fiziksel veya gelişimsel özelliklerine, konuştuğu dile, yaşadığı yere kısaca onu sınırlayan ve kategorize eden şablonlara sıkıştırmayın. Her bir çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım hakkı olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Çocukların kendilerini gerçekleştirebilmeleri için özgürlüğe, herhangi bir zarar görmemeleri için de korunmaya ihtiyaçları vardır. Bunu sağlamak da yetişkinlerin sorumluluğudur. Biri olmadan diğerinin mümkün olmayacağını ve bunu çocuklarla kurgulamak gerektiğini unutmayın. Çocuklarla ilgili mekanizmaların da bunu gözetmesini talep edin.
[1] Yazıda atıfta bulunulan “Yetişkinlere Notlar”, 2008 yılında Uluslararası Çocuk Merkezi koordinasyonunda Gündem Çocuk Derneği ve Ankara Barosu ortaklığında yürütülen Çocuk Haklarına dair Sözleşme Uygulamasının İzleme ve Raporlanması Konusunda Kapasite Geliştirme Projesi kapsamında gerçekleşen Çocukların Katılım Hakkı Toplantısı’nda Mehmet Onur Yılmaz ve Emrah Kırımsoy tarafından paylaşılan sunumdan ve 2016 yılında KHK ile kapatılan Gündem Çocuk Derneği’nin çalışmalarından esinlenilerek geliştirilmiştir.
Kaynak: Bianet
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.