CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinden TBMM Başkanlığı’na çocuk hakları ihlallerine ilişkin Meclis Araştırması yapılması talebiyle araştırma önergesi verdi
CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde TBMM Başkanlığı’na vermiş olduğu Meclis Araştırması önergesinin gerekçe metninde Türkiye’nin, 29-30 Eylül 1989’da toplanan “Çocuklar için Dünya Zirvesi”nde Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzaladığını anımsattı.
Taşçıer, Türkiye’nin sözleşmeyi imzalamış olmasına rağmen sözleşmenin gerektirdiği iyileştirme ve çocukların yüksek yararı için yeterli olma konusunda istenilen düzeye gelemediğinin altını çizerek “Özellikle iç hukuk normlarını gözden geçirerek sözleşmeyle çelişen hükümleri saptayarak gerekli değişikleri yapmak durumunda ve yükümlülüğünde olmasına karşın çalışmalar çok yavaş yürütülmekte, hiçbir zaman öncelik alamamaktadır. Dolayısıyla, çocuk hakları konusu yeterince bilinmemekte ve günümüzde çocuk işçiliği, sokak çocukları ve sokakta çalışan çocuklar gibi sorunlar büyüyerek devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Sözleşmenin gerektirdiği, yapılması gereken acil birçok değişikliğin hiçbirisinin yapılmadığının altını çizen Taşçıer, “Bu konudaki girişimlerin yeterli olamadığı ve geciktirildiği görülmektedir” dedi.
Taşçıer, çocuk haklarının en temel ilkesinin çocukların bir birey olduğu ilkesi olduğunu anımsatarak “[Bu ilke] bizim için halen kabul gören bir ilke değildir. Bugün toplumumuzda bir çocuğun birey olarak kabul edildiğini söyleyebilmek güçtür. Sözleşmede yer alan prensiplerin ise çok azının hayata geçirilmeye çalışıldığı gözlenmektedir. Oysa çocuk hakları konusunda bir politika oluşturamamış olan ülkemizde; şiddet, istismar, uyuşturucu, cinsel sömürü, eğitimsizlik, kız çocuklarının zorunlu eğitime devam edememeleri, yoksulluk, göz gibi çok önemli problemler artarak büyümektedir” dedi.
Taşçıer, sözlerine şöyle devam etti:
Bugün Türkiye’de çocuğun durumuna baktığımızda, birçok problemin kemikleştiği ve artık kısa dönemli uygulamalarla çözülemez duruma geldiği görülmektedir. Bunun yanı sıra, var olan problemlere her geçen gün yenileri eklenmektedir. En üzücü boyut ise, birçok probleme yönelik olarak, çok görünür ve ortalıkta olmadığı varsayıldığı için, hiçbir şeyin yapılmamasıdır. Bunlar içinde kız çocuklarının da mağdur edildiği fuhuş sorunu, erkek çocuklarına yönelik cinsel istismarın ve eroin kullanımının özellikle bazı bölgelerde hızlı artışı, kız çocukların özellikle doğu bölgelerinde okula gönderilmemesi, gasp ve kap-kaç olaylarının artması, organize çete suçlarında çocukların çok daha fazla yer alıyor olması ve sokakta çalışan çocuk sayısının çok artmış olması gibi sorunlar en önemlileridir. Ek olarak, dayak ve fiziksel istismarı, madde kullanımını, okulda akranlar arası şiddet olgularını ve halen bu korunmaya muhtaç çocuklar için etkin ve uzmanlaşmış kurumsal yapılar için hiçbir adım atılmamasını da, temel sorunlar arasında saymak gerekiyor.
Türkiye’de yapılan araştırmalar göre ; 2016’da 18’i 14 yaş altı olan toplam 63 çocuk işçi, 2017 yılında 18’i 14 yaş ve altı olan toplam 60 çocuk işçi ve 2018 yılında da 23’ü 14 yaş ve altı olmak üzere toplam 67 çocuk işçi hayatını kaybetti. Verilere göre 2016-2018 yılları arasında toplam 190 çocuk işçi hayatını kaybetti.
Taşçıer, “bu bilgiler ışığında çocuklarımızın yaşamını olumsuz etkileyen ve onları sahip oldukları haklardan eden etkenlerin tespiti ve her bir sorun için çözüm önerileri geliştirmek, bu bağlamda politikalar üretmek amacıyla” Meclis Araştırması açılması gerektiğini kaydetti.
Sendika.Org