Anzaklar 1916’da ilki düzenlenen Anzak Günü ile Türkiye’de anılmaya başladı ve bu anmalar ülkeler arasında dostluk ve işbirliğini geliştiren bir işlev gördü. Ne var ki Erdoğan bu tarihten dostluk ve işbirliği değil düşmanlaştırıcı bir söylem türetti
Tayyip Erdoğan, Yeni Zelanda’da faşist bir saldırganın iki camiye düzenlediği kanlı saldırıyı her konuşmasında düşmanlaştırıcı bir söylemle anmayı sürdürüyor.
Yeni Zelandalı yöneticiler katliamı kınayıp mağdur yakınlarıyla dayanışmalarını gösterirken dünyanın bu ucunda, savaşta karşı karşıya gelmiş olanların bile kullanmadığı bir düşmanlık dili hakim.
Erdoğan, Çanakkale Zaferi’nin 104. yılı için düzenlenen törende yaptığı konuşmada Yeni Zelanda’daki cami saldırısına değindi ve “Dedeleriniz geldi, kimi ayaklarının üzerinde kimi tabutla geri döndü. Aynı niyetle gelecekseniz bekleriz. Sizi de dedeleriniz gibi uğurlayacağız” dedi.
Çanakkale Savaşı’nda İtilaf Devletlerinin silahlı güçleri arasında Anzaklar diye bilinen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerleri de vardı. Bu iki ülke o dönemde İngiltere’nin sömürgeleri idi. Savaşta ölenler arasında 25 Nisan 1915’te Gelibolu yarımadasına çıkarma yapan Avustralyalılardan 8500, Yeni Zelandalılardan da 3000 kişi vardı.
Anzaklar 1916’da ilki düzenlenen Anzak Günü ile Türkiye’de anılmaya başladı ve bu anmalar ükeler arasında dostluk ve işbirliğini geliştiren bir işlev gördü.
Ne var ki Erdoğan bu tarihten dostluk ve işbirliği değil düşmanlaştırıcı bir söylem türetti.
“Çanakkale’yi ruhunun derinliklerinde yaşatmayan kimsenin bu ülke ile ilgili tek cümle kurmaya hakkı yoktur” diyen Erdoğan, konuyu Yeni Zelanda saldırısına getirdi. “Yeri geliyor, ülkemizden 16 bin 500 km uzaklıkta Yeni Zelanda’da, orada verdikleri mesajlarla bizi sınıyorlar” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diyoruz ki mesajınızı aldık. Bir teröristin ortaya çıkmak suretiyle 50 Müslümanı öldürmesinin de ne olduğunu anladık. Yaşadığımız toprakları da aldığımız nefesi de bize çok gördüğünüzü de anladık. Anadolu Yakası’ndan Avrupa Yakası’na geçirmeyeceksiniz tehdidini manifestosunda ifade edenin ne tür bir terörist olduğunu da gördük. Bu bireysel bir olay değildir, örgütlüdür. Biz buradayız, Çanakkale’deyiz.”
“Dedeleriniz geldi, kimi ayaklarının üzerinde kimi tabutla geri döndü. Aynı niyetle gelecekseniz bekleriz. Sizi de dedeleriniz gibi uğurlayacağız. Biz tarihi Çanakkale’de kanımızla yazdık. Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde yazdık. Bugün yine yazacağız.”
Çanakkale Savaşı’nda önemli roller üstlenen, Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ise 1934’te savaşta yaşamını yitiren Anzaklara ve annelerine hitaben şu satıları yazmış ve bu sözler yazılı bir anıt olarak Çanakkale’ye dikilmişti:
Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar!
Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.
Sendika.Org