Kemal Kurkut’un ölümüne ilişkin devam eden davada Ulusal Kriminal Büro raporunda Kurkut’un polis Y.Ş.’nin ateş etmesi sonucu öldüğü tespitine yer verildi. Mahkeme heyeti rapora rağmen Y.Ş.’nin tutuklanması talebini reddetti
2017 Diyarbakır Newroz kutlamaları sırasında polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Kemal Kurkut’un ölümüne ilişkin devam eden davada Ulusal Kriminal Büro raporunda Kurkut’un polis Y.Ş.’nin ateş etmesi sonucu öldüğü tespitine yer verildi. Mahkeme heyeti rapora rağmen Y.Ş.’nin tutuklanması talebini reddetti
Üniversite öğrencisi Kemal Kurkut, Diyarbakır’da 21 Mart 2017’de katıldığı Newroz kutlamalarında polisin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybetmişti. Kurkut’un ölümüne ilişkin polis memuru Y.Ş. hakkında “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle açılan davanın 5’nci duruşması Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, duruşmaya tutuksuz yargılanan sanık polis Y.Ş. ve avukatı ile Kurkut’un ağabeyi Ferhat Kurkut ve avukatları katıldı. Duruşmayı, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları, Semra Güzel ve Dersim Dağ ile HDP il yöneticileri de izledi. Duruşmayı, 30’un üzerinde polisin izlemesi ise dikkat çekti.
Mahkeme heyetinin değiştiği görülen duruşmada, mahkeme heyeti ya da avukatlar tarafından talep edilmediği halde Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden dava dosyasına eklenmek üzere “olay yerindeki ek delliler” gönderildi. Olay yerinde bir kitapta çıkan parmak izleri olduğu belirilen deliller, Kurkut ailesi ile mahkeme heyeti arasında “anlamlandırma” tartışmasına neden oldu. Avukatlar söz konusu delillerin ne olduğunu, kim tarafından talep edildiğini sorarak, delillerin dosyaya bir etkisi olamayacağını kaydetti. Mahkeme başkanı dava dosyasına eklenen belgede, olay yerinde bulunan “Komünist Parti” adlı kitap olduğunu, kitabın üzerinde Mehmet Ali Batıhan’ın parmak izi bulunduğunu, Batıhan’ın Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde kaydı bulunduğunu beliren bir belge olduğunu söyledi.
Söz konusu belgeden mahkeme başkanının bahsetmesiyle haberdar olan avukatlar, belgenin herhangi bir talep olmadan gönderilmesini dosyayı etkileme olarak değerlendirerek belgenin nereden elde edildiğine ve neden mahkemeye gönderildiğine ilişkin mahkeme başkanından bilgi istedi. Mahkeme başkanı da olayı anlayamayınca, söz konusu belgeyi sanık Y.Ş.’ye sordu. Y.Ş. de kitabın Kurkut’un çantasından çıktığını ve Batıhan’ın parmak izlerinin kitapta bulunduğunu söyledi.
Mahkeme başkanı, bir önceki celsede talep edilen Ulusal Kriminal Büro raporunun mahkemeye ulaştığını belirtti. Avukatlar, gelen raporun kendilerini verilmediğini belirterek, raporun sonuç kısmının okunmasını ve raporun bir kopyasının kendilerine verilmesini talep etti. Sanık polis Y.Ş. ise raporun kendisine ulaştırıldığını söyledi.
Mahkeme başkanı, raporun sonuç kısmından Kurkut’un Y.Ş.’nin doğrudan ateş açmasıyla vurulduğuna ilişkin bilgiler paylaştı. Raporda şu ifadelere yer verildi:
Bu sırada olay faili düşünülen polisin Kemal’e tabanca doğrulttuğu, Kemal’in seken bir mermiyle değil, olayda şüpheli polisin tabancayı Kemal’i hedef alarak ateşlediği, bu ateşlemeyle tabancanın yukarı kalkma / mermi atma hareketinin görüldüğü, bu hareketin iş bu deşifre klibinde de tekrarlı olarak birçok kez gösterildiği, olay faili olduğu değerlendirilen polisin ateş etmesinden sonra Kemal’in sol yanını tutarak koşmaya başladığı görülmüştür. UKB’nin iş bu çalışmasında olay faili olduğu düşünülen bu kişinin adı şayet tutuklu bulunan polis memuru Y.Ş. (Raporda isim açık yazılmış) ise Ulusal Kriminal Büro’nun deşifresine göre Kemal Kurkut’u vuran kişinin Y.Ş. olduğu, otopsi raporunda da öldürücü nitelik bilgisi alınan sol pektoral yan bölge aksiler hat ile 11-12. kostanın kesişim hizasında 0,5 çaplı ASMÇ giriş deliği görülen notanın bu esnadaki ateşlemede vuku bulduğu değerlendirilmekle takdir Türk yargısınındır.
Raporun okunmasının ardından savunma yapan polis Y.Ş., otopsi, polis ve Adli Tıp Kurumu raporlarında Kurkut’un vücudunda mermi nüvesinin bulunduğunu tespit edildiğini, seken mermi parçası nedeniyle Kurkut’un öldüğünün anlatıldığına işaret ederek raporun maddi delillerden uzak olduğunu savundu. Y.Ş., yeniden bir rapor düzenlenmesini talep etti.
Sanığın rapora itiriazının ardından Kurkut ailesinin avukatlarından Mehmet Emin Aktar, raporda ismi geçen 3 kişinin kendi konularında yaptığı ihtisas ve çalışmaları teker teker sayarak, söz konusu raporda imzası bulunan bu 3 kişinin kendi alanlarında uluslararası çalışmaları olan kişiler olduğunu vurguladı.
Aktar, Y.Ş.’nin tutuksuz yargılandığını hatırlatarak, hakkında uygulanan adli kontrol tedbirinin de iki celse arasında kaldırıldığını aktardı. Aktar, sanığın polis olması, görevinin başında olması nedeniyle delilleri karartma, olası bir cezada kaçma şüphesi bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmasını talep etti.
Aktar, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün talep olmamasına rağmen mahkemeye gönderdiği delillerin kendi meslektaşlarını korumaya yönelik bir girişim olduğunu belirterek, mahkemeye gönderilen söz konusu delillerin olayla ilişkisini de anlayamadıklarını ifade etti.
Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın da söz alarak, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün göndermiş olduğu delilleri anımsattı ve bu durumun sanığın delilleri karartma şüphesinin bir göstergesi olduğunu söyledi. Aydın, Ulusal Kriminal Büro rarporuna atıfta bulunarak, Y.Ş.’nin tutuklanmamasının kamu vicdanını yaralayacağını kaydederek, tutuklama talep etti.
Avukat Serdar Çelebi de olay yerinde bulunan bütün polislerin tespit edilerek isimlerinin mahkemeye gönderilmesi ve söz konusu polislerin tanık olarak dinlemesini talep etti.
Taleplere ilişkin ara kararını kuran mahkeme, tutuklama talebinin ve adli kontrol tedbirlerinin yeniden uygulanmasının reddine, olay yerindeki Emniyet mensuplarının belirlenerek tanık olarak dinlenmesine resen değerlendirilmesine, Ulusal Kriminal Büro’dan gelen raporda, mahkemece talep edilen konular yönünden noksan görüş beyan edildiği, bu yönde ek rapor düzenlenmesi için müzekkere yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
Sendika.Org