Halkevleri’nin kuruluşunun 87’nci yılı kutlamaları kapsamında Halkevleri mücadelesinin emektarları Ankara’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde bir araya geldi
Halkevleri’nin kuruluşunun 87’nci yılı kutlamaları kapsamında Halkevleri mücadelesinin emektarları Ankara’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde bir araya geldi. Halkevci gençler, buluşmaların genç kuşaklarla beraber devam edeceğini duyurdu
Halkevleri’nin kuruluşunun 87’nci yılı kutlamaları kapsamında dün (18 Şubat) Ankara’da “Kuşaklar Buluşması” gerçekleşti.
Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde (ÇSM) düzenlenen Kuşaklar Buluşması’na, Halkevleri’nin eski genel başkanlarından Abdullah Aydın ve Oya Ersoy’un yanı sıra, KESK Merkez Yürütme Kurulu Üyesi İlhan Yiğit, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Başkanı Tezcan Candan Karakuş, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve pek çok Halkevleri dostu katıldı.
Halkevleri eski Genel Sekreteri Mustafa Coşar’ın ve şair-fotoğrafçı Mehmet Özer’in moderatörlüğünde gerçekleşen buluşmada Halkevleri’nin emektarları, nasıl Halkevci olmaya karar verdiklerini, parçası oldukları mücadeleden kesitleri anlattı. Salonda oturacak yer kalmazken, bazı dinleyiciler buluşmayı ayakta takip etti.
Mustafa Coşar, yaptığı giriş konuşmasında 1932 yılında kurulan Halkevleri’nin 87 yılının, 1932-1951, 1961-1980 ve 1987’den günümüze olmak üzere üç bölüme ayrıldığına dikkat çekti.
Coşar’ın ardından, bugün Sokullu Mahalle Muhtarı olan Fatma Taner Ege, Halkevleri’yle Adapazarı’nda ilk şubesini açtığı zaman tanıştığını, öğretmen arkadaşlarıyla beraber halkoyunları gösterisi yapmak için gittiklerinde tanıştığını aktardı. Ege, aynı zamanda Tüm Öğretmenler Birliği ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) Başkanı olan eşinin 1975’te vurularak ağır yaralanması ve ardından sürgünlerle karşılaştıklarını bu nedenle de Halkevleri’yle bağının kopmasına rağmen her zaman bir Halkevi dostu olduğunu aktardı.
Coşar, ikinci dönemle birlikte Halkevleri’nin yönetiminde devrimcilerin, sosyalistlerin söz sahibi olduğunu aktardıktan sonra ikinci döneme ilişkin anılarını anlatacak olan kişileri sahneye çağırmaya başladı.
İlknur Kenez, Halkevleri’yle 78’de tanıştığını, okuduğu lisede Bahçelievler Katliamı’nın ardından boykot gerçekleştiğini, ertesi günü Halkevleri’ne gittiğini ve o günden bugüne Halkevleri mücadelesinde yer aldığını aktardı.
Yozgat Boğazlayan Halkevi’nin kuruluşunda bulunan ve Halkevleri’nde mücadele halen devam eden Ali İmam Aydoğan, 70’li yıllarda Halkevleri’nde kitap okumanın bir kural olduğunu kaydetti. Aydoğan, “Biz o yıllarda halkların kardeşliğini savunmaya başladık hâlâ daha savunuyoruz” dedi.
Aydoğan’ın ardından söz alan CHP Ankara eski Milletvekili Şenal Sarıhan, TÖB-DER’le Halkevleri’nin ortak tiyatro oyunları çıkardığını, bu tiyatro oyunları ile tüm Doğu Karadeniz’i gezdiklerini anlattı. Sarıhan sürgün edildikten sonra da yine TÖB-DER ile Halkevleri’nin işbirliği içinde çıkardığı tiyatro oyunlarıyla bu sefer de Batı Karadeniz’i dolaştığını aktardı. Sarıhan, bu tiyatro oyunlarına hazırlık yaptıkları bir aralıkta polislerin hazırlık yaptıkları yeri “bomba ihbarı” bahanesiyle bastığını, kendisinin de onlara “Evet bu oyun bomba gibi düşecek ortaya” dediğini kaydetti.
Halkevleri’nin ikinci dönemini anlatanlardan Mehdi Bektaş, 1980 darbesi sonrasında dava sürecini anlatırken “Biz avukatlıktan devrimciliği öğrenmedik, devrimci olarak Halkevcilik yaptık” dedi. Bektaş, “Halkevleri diriliğini ve canlılığını koruyor” dedi.
Dönemin bölge sorumlularından olan Mustafa Altıntaş, Halkevleri’nin 87 yılının 19 yılının kapalı olarak geçtiğini belirterek “Zaman zaman kapanmaları görevlerini yerine getirdiklerinin ispatıdır. Görevini yapmışlardır ve kapatılmayı ‘hak etmişlerdir'” dedi. Altıntaş, Halkevleri’nin iktidarlar tarafından toplumu dönüştürme gücünden dolayı kapatılmış olduğunun altını çizdi.
Mimarlar Odası Ankara Başkanı Tezcan Candan Karakuş da söz alarak “Halkevleri, Cumhuriyet devriminin bir kurumuydu fakat şimdi devrimci bir kurum” dedi. Karakuş, Düzce depreminde Halkevleri’nin kurduğu Yaşamevleri’ne ve yeniden yaşam kurma yeteneğine dikkat çekti.
Karakuş’un ardından söz alan Metin Murat Kalyoncugil ise deprem zamanında Halkvleri’nin yapmış olduğu çalışmaları aktardı. Deprem döneminde en yoksul ve depremden en çok zarar gören mahallelerde çalışma yaptıklarını kaydeden Kalyoncugil, bölgede meclis kurduklarını, bölge halkının da bu meclis aracılığıyla hareket ettiğini kaydetti.
Dönem, Halkevleri’nin kent yoksullarıyla beraber yükselttiği halkın hakları mücadelesi dönemine geldiğindeyse Halkevleri’nin Dikmen Vadisi’nde yürüttüğü mücadele ilişkin Candaş Türkyılmaz, Tarık Çalışkan ve Ender Büyükçulha sahnedeydi.
Çalışkan, Dikmen Vadisi mücadelesine ilişkin “Ankara muhalefetiyle, Türkiye muhalefetiyle kazandık. Bu, halkın hakları mücadelesinin kazanımıdır” dedi.
Çiğdem Çidamlı ise sahneye çıktığında kuşaklar buluşmasının arkasında yatan en büyük etmenin kadınlar olduğuna işaret ederek “Halkevci kadın olmak demek ‘Çatlasınız da patlasanız da kadınla erkek eşittir’ demektir” dedi.
Yapılan konuşmaların sonunda Halkevci gençlerden Nuri Özçelik ve Hadi İskit, kuşaklar buluşmasının 2000 sonrası kuşaklarla beraber devam edeceğinin sözünü verdi.
Fotoğraflar: Merve Sabcıoğlu
Sendika.Org/ Ankara