Serdar Tanış’ın oğlu Diyar Tanış “Ailemin bütün çabalarına rağmen ne belli olan failler hakkında somut bir işlem yapıldı ne de akıbetleri hakkında bilgi alabildik” dedi
Serdar Tanış’ın oğlu Diyar Tanış “25 Ocak 2001 yılında gözaltında kaybedilen babam ve arkadaşı kaybedildiğinde 1 yaşında bile değildim. Ailemin bütün çabalarına rağmen ne belli olan failler hakkında somut bir işlem yapıldı ne de akıbetleri hakkında bilgi alabildik” dedi
Cumartesi Anneleri, 723. oturma eylemlerinde, 2001’de Silopi’de çağrıldıkları İlçe Jandarma Komutanlığına gittikten sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve İlçe Yöneticisi Ebubekir Deniz’in akıbetini sordu. Bu hafta oturma eylemine CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP İstanbul Milletvekilleri Oya Ersoy, Garo Paylan katıldı.
Açıklamada Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun, sözlerine Galatasaray Meydanı’nın 24 haftadır Cumartesi Anneleri’ne kapatıldığını söyleyerek engellenen “Bizi engelliyorlar çünkü biz; demokratikleşme İhtimalini ve hukukun üstünlüğü ihtimalini temsil ediyoruz. Bizi engelliyorlar çünkü biz; hakikati yalnızca hakikati söylüyoruz” dedi.
Tosun sözlerinin devamında, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in akıbetini sorarak, kaybedilme hikayelerini şöyle aktardı:
25 yaşındaki Serdar Tanış, 2000 yılının Eylül ayında Silopi’de HADEP ilçe teşkilatını açmak üzere parti genel merkezince görevlendirildi. Çalışmalara başlayan Tanış, Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can tarafından ağır tehditlere maruz kaldı. Tüm baskı ve tehditlere rağmen 3 Ocak 2001 tarihinde Silopi’de HADEP ilçe teşkilatı açıldı ve Serdar Tanış İlçe Başkanı oldu.
Baskı ve tehditlerin giderek artması üzerine Serdar Tanış Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e, Adalet Bakanlığı’na. İçişleri Bakanlığı’na ve bütün resmi makamlara gönderilmek üzere bir yazı hazırladı. Yazısında maruz kaldığı tehditleri anlattı, can güvenliğinin sağlanması ve siyaset yapma hakkının engellenmemesi talebinde bulundu.
25 Ocak 2001 tarihinde Astsubay Taşkın Akgün, Serdar Tanış’ı telefonla arayıp Silopi Jandarma Komutanlığı’na gelmesini istedi. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi 27 yaşındaki Ebubekir Deniz’le birlikte Silopi Jandarma Komutanlığı’na gitti ve onlardan bir daha haber alınamadı.
5 gün boyunca onların Silopi Jandarma Komutanlığı’na geldikleri inkâr edildi. Kamuoyu baskısının artması üzerine Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in 25 Ocak’ta Silopi Jandarma Komutanlığı’na geldiklerini ama yarım saat kalıp tutanak imzaladıktan sonra oradan ayrıldıklarını açıkladı.
Serdar Tanış’ın babası Şuayip Tanış’ın kamuoyuna yaptığı açıklamada, “Oğlum, İlçe teşkilatını açmaya çalışırken Levent Ersöz bizi sürekli tehdit etti. Beni Şırnak İl Jandarma Komutanlığı’na götürdüler. Levent Ersöz, ‘Oğlun bu İşten vazgeçsin, yoksa sizin İçin İyi olmaz.’ dedi. Oğlum parti çalışmaları için Diyarbakır’a gittiğinde Levent Ersöz beni telefonla aradı. ‘Oğlun Serdar, Şırnak topraklarına ayak basarsa yaşatmam.’ dedi. Oğlum geldiğinde Silopi İlçe Jandarma Karakolu’na çağırıldı. Gitti ve bir daha da dönmedi” dediğini de aktaran Tosun, kaybedilme dosyalarında neler yaşandığını şöyle ifade etti:
İnsan hakları örgütleri, aydınlar, BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Komisyonu Tanış ve Deniz’in akıbetinin araştırılması için devreye girdi. Ancak hiçbir sonuç alınamadı. AİHM’e taşınan davada Mahkeme, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in kaybolmasında devletin sorumluluğunun olduğu tespitini yaparak AİHS’nin 38-2-3-5-13. maddelerinin ihlal edildiğine oy birliği ile karar verdi. İç hukukta ise AİHM mahkûmiyetine ve faillere yönelik İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 3 1.07.2012 tarihli ve 212 no’lu celsesine ait duruşma tutanağında geçen iddialara rağmen hiçbir ilerleme sağlanmadı.
Ebubekir Deniz’in kızı Ceylan Deniz’in gönderdiği mektubu ise gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak okudu. Mektupta şu ifadeler yer aldı:
Düşünün ki bir gün kalkıyorsunuz ansızın hayatınızın en kötü günü oluyor. Geçen her gün bir umut, bekleyiş ve hayal kırıklığıyla son buluyor. Böylece yıllar geçiyor. Masalımız güzel sonla biter umuduyla yaşıyoruz. Hiç beklemediğimiz anda yerin izin belli dediler. Söylenen mezar başında bekledim saatlerce. Şimdi derdimi anlatacak, ağlayacak bir mezar olacak dedim. Ama içindeki baban değil dediler. Bir yanım ‘ya yaşıyorsa’ dedi ama izin vermedi diğer yanım. Çünkü tanıyordum bu bilinmezliği. 18 yıldır seni aramakla geçiyor günler, kaç yıl geçerse geçsin seni aramaktan vazgeçmeyeceğim.
Mektubun okunmasının ardından Serdar Tanış’ın oğlu Diyar Tanış, babası Serdar Tanış ve arkadaşı Ebubekir Deniz 25 Ocak 2001 yılında gözaltında kaybedildiğinde kendisinin daha 1 yaşında bile olmadığını belirterek şunları ifade etti:
25 Ocak 2001 yılında gözaltında kaybedilen babam ve arkadaşı kaybedildiğinde 1 yaşında bile değildim. Ailemin bütün çabalarına rağmen ne belli olan failler hakkında somut bir işlem yapıldı ne de akıbetleri hakkında bilgi alabildik. Umarım bir gün bağımsız bir yargı çıkar, babam ve on binlerce faili belli olayları aydınlatır. Biz yaşadığımız sürece babam ve arkadaşlarının akıbetlerinin açığa çıkarılma mücadelesini sürdüreceğiz. Babamı aramaktan vazgeçmeyeceğiz.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Tanış ve Deniz’in kaybedilmesine ilişkin tanıklığını anlattı. Gözaltı haberinden sonra ilk gün Şırnak’a gitmelerinin engellediğini anlatan Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:
İkinci gün Başsavcının talimatıyla Osman Baydemir, Avukat Mesut Beştaş ve ben yanımızda bir savcıyla Şırnak’a gidebildik. Tugay Komutanı Levent Ersöz’ün yanına gidip kendisiyle görüştük, Tanış ve Deniz’i sorduk. Şırnak’ta 90’larda da görev yapıp ayrıldıktan sonra geri dönen Ersöz bize, ‘Şırnak gelişmiş, büyümüş ama insanların kafaları değişmemiş. Ben bu insanların kafalarını değiştirmeye ve koparmaya geldim’ dedi. Tanış ve Deniz ile ilgili bilgi vermedi” diye konuştu. Tanrıkulu, “18 yıl önce sivil siyaseti yok etmeye çalışanlar şimdi de aynı amaçla hareket ediyor. O gün yargı üzerine gitseydi sivil siyasetin önündeki engel kalkardı. Aynı zihniyet 18 yıldır varlığını sürdürüyor. Bir gün mutlaka adaleti sağlayacağız.
Canlı yayın:
Sendika.Org