Gül-Davutoğlu-Babacan ekibinin yeni parti kuracağı iddiaları her geçen gün daha sık dillendirilirken Yeni Parti adlı oluşum internet sitesini açtı. Yeni Parti “dört eğilim” vurgusuyla Turgut Özal’ın ANAP’ına gönderme yapan ve AKP’nin yerine göz diken gerici, milliyetçi, erkek egemen bir politik çizgiyi işaret etti

Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi Tayyip Erdoğan tarafından üzeri çizilmiş AKP kadrolarının yeni parti kurma hazırlığı yaptığı iddiaları her geçen gün daha sık dillendirilirken, internet üzerinde “Yeni Parti” adıyla hareket eden yenibirparti.org adlı site yayına başladı.
Sitenin “Biz kimiz?”, “Ne için yola çıkıyoruz?”, “Politika ve vaatlerimiz” bölümlerindeki tanım, söylem ve görseller, gerek AKP’nin başarı ve başarısızlıklarından söz edip miadını doldurduğu vurgusuyla gerekse Turgut Özal’ın ANAP’ı gibi “dört eğilim” (İslami sağ, milliyetçi sağ, liberal sağ, demokratik sol) vurgusu yapmasıyla Gül-Davutoğlu-Babacan ekibini akla getirdi.
Buna karşın “Kurucu kadromuz ve partimizin ismi, politika ve vaatlerimizin kadromuzun gölgesinde kalmaması için stratejik bir tercih olarak uygun göreceğimiz tarihe kadar açıklanmayacaktır” vurgusunun yapılması da dikkat çekiyor.
AKP’nin bayrağını devralmak
Yeni Parti’nin sitesinin “Biz kimiz?” bölümünde yer alan metin, hareketin “yeni bir AKP” iddiasında olduğunun ilanı niteliğinde. Metnin henüz başında şu ifade yer alıyor:
Biz; AK Parti iktidarının 16 küsur yıllık iktidarı boyunca başarıları ve başarısızlıklarıyla tarihe geçtiğini, bu iktidarın artık yorulduğunu ve milli menfaatlerimizin bayrağın daha liyakatli, temiz ve genç kadrolarca devralınması gerektirdiğini düşünen sorumluluk bilinci yüksek bir kadroyuz.
Metinde “Yeni bir anlayış”, “taze kan ve heyecan”, “ayrıştırıcı değil birleştirici dil”, “farklılıkları zenginlik görmek”, “icraat odaklılık”, “müreffeh, özgürlükçü, demokratik, güçlü Türkiye” gibi AKP’nin özellikle ilk döneminde sıkça başvurduğu nitelemelere de yer veriliyor.
Benzer bir biçimde “Ne için yola çıkıyoruz?” bölümünde de AKP’li 16 yılda birçok ilklerin yaşandığı, doğrularla yanlışların birbirine girdiği, faydalı icraatın yanında etkilerinin giderilmesi zor büyük hataların yapıldığı, özellikle son 10 yılda devlet ve parti içindeki hesaplaşmaların adalet, demokrasi, ekonomiyi kötü etkilediği, iktidar partisi kadrolarının yorulup yıprandığı gibi milleti de yorup yıprattığı, gelir adaletsizliğinin had safhaya çıktığı, ifade ediliyor.
“Yargı ideolojik tasalluttan kurtulup 28 Şubat mağduriyetleri giderilecek”
İnternet sitesinin “Politika ve Vaatlerimiz” bölümündeki ayrıntılar da Türkiye sağ siyasetinin hemen hemen tüm ezber ve yalanlarını içinde barındırıyor.
- “Yeni ve sivil bir anayasa” başlığı altında anayasanın değiştirilemez ilk üç maddesinin korunacağı, buna karşın “başta din, inanç ve ibadet özgürlüğü olmak üzere herhangi bir özgürlüğü kısıtlayıcı şekilde tarif yapılmayacağı” belirtildi. Seçim barajının kaldırılması ve Siyasi Partiler Kanunu’nun yenilenmesi klişeleri de bu başlıkta yer alıyor.
- “Adalet” başlığı altında “yargının ideolojik tasalluttan kurtarılacağı”, “mevzuatın basitleştirileceği” vaatleri yer aldı. “28 Şubat davalarının tekrar görülerek mağduriyetlerin giderilmesi” vurgusu özel olarak yapıldı. “Faili meçhullerin aydınlatılması ve kayıp vatandaşların akıbetlerinin sorulması” da yine bu başlığa iliştirildi.
Ekonomik vaatler dikkat çekiyor
- “Ekonomi” başlığında içinden geçilen krizin sebeplerine kalıcı bir çözüm veya model önerilmemesine karşın “işsizliğin sıfırlanması”, “işsizlik maaşının süreklileştirilmesi”, “vergi yükünün azaltılması”, “tüm vergilerin %25 indirilmesi” gibi iddialı vaatler sıralandı. “Meslek oda ve birliklerine üyelik zorunluluğunun kaldırılması” vaadi de dikkat çekti.
- “Eğitim”, “Sağlık”, “Tarım-Gıda-Hayvancılık”, “Ulaşım”, “Teknoloji” gibi başlıklar, onyıllardır dillendirilen ancak hiçbirisi hayata geçirilemeyen vaatler yığını. Eğitim reformu, ortak akla dayalı müfredat, YÖK’ün yeniden yapılandırılması, boş eğitim-sağlık kadrolarının tümüne atama, üreticinin desteklenmesi, ulaşım devrimi, büyük sanayi hamlesi, teknoloji vadisi, her ile büyük Ar-Ge laboratuvarları, son teknoloji ürünü cihazlar, bunlardan bazıları…
- “Dış politika” başlığında dikkat çekici vaatler yer aldı. AB için “vizesiz seyahat karşılığında üyelikten vazgeçilmesi” ve Suriye için “normalleşmenin desteklenmesi” vurguları öne çıktı. Suriyeli mülteciler için de “kırsal bölgelere nakil ile tarım ve hayvancılık yapmaları” önerildi.
Terörle mücadele vurgusu
- “Milli savunma” ve “Kürt sorunu” başlıklarında bir yandan “Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Terörle Mücadele Birimi kurulacağı ve terörle mücadeleden taviz verilmeyeceği” söylenirken; diğer yandan “geniş katılımlı heyetlerle kamuoyuna açık şeffaf şekilde Kürt vatandaşların taleplerinin müzakere edileceği”, “Kürtçe dersler verileceği”, “Kürtçe yayınlara izin verileceği” iddia edildi.
- “Alevi ve Caferi sorunu” başlığında “cemevlerine yasal statü” klişesi dile getirilirken; “zorunlu din derslerinde Alevilik ve Caferilik öğretisi, Diyanet’te Alevi ve Caferi temsiliyeti” gibi eşitsizlikçi eğilimin işaretleri verildi.
Cinsiyetçi sosyal politika, faşist rehabilitasyon
- “Sosyal politikalar” başlığında ise “aile içi sorunların çözümü için danışma-rehberlik merkezleri”, “aile kurumuna zarar veren yasal düzenlemelerin kaldırılması”, “müebbet nafakanın sonlandırılması”, “kadına yönelik şiddetin önlenmesi için camilerde bilinçlendirme faaliyetleri” gibi iktidarın erkek egemen, gerici politikalarının birebir sürdürülmesini vaat eden önermeler yer aldı.
- Yine aynı başlık altında Nazi faşizminden örnek alınarak “aşırılık ve radikalleşmeyle mücadele” adı altında “Aşırılık yanlısı ve radikal görüş benimseyen vatandaşlar için Radikalleşmeyle Mücadele Merkezleri kurulması” vaat edildi.
Sendika.Org