Ümit Akçay’a göre Venezüella’da ekonomik krizin sebebi 90’lardaki neoliberal saldırı dalgasıydı. Chavez-Maduro dönemi ise üretim ilişkilerini hedef almadığından küresel kriz duvarına çarptı
Ümit Akçay, Venezüella krizinin ekonomi-politiğini yazdı: Ekonomik krizin sebebi 90’lardaki IMF merkezli neoliberal saldırı dalgasıydı. Chavez-Maduro döneminin post-neoliberalizmi, kapitalist üretim ilişkilerini hedef almadığından küresel kriz duvarına çarptı. Bugün ise anti-kapitalist olmadan anti-emperyalist olmanın sol ile bir alakası yok!
Venezüella’da muhalefet lideri Juan Guaido’nun kendisini devlet başkanı ilan etmesi, ABD ve müttefiklerinin de Guaido’yu hızla tanımasıyla başlayan darbe süreci Türkiye’de de gündemin önemli başlıklarından biri haline geldi.
Ümit Akçay, Gazete Duvar’daki yazısında Venezüella’daki krizin ekonomi-politiğine odaklandı.
Yazısının ilk bölümünde Venezüella’nın ekonomik çöküşüne odaklanan Akçay, egemenlerin ekonomik krizin faturasını Hugo Chavez dönemine kesme çabasına karşın esas sebebin Chavez öncesi IMF merkezli neoliberal saldırı dalgası olduğuna dikkat çekti.
Akçay’a göre Venezüella; 1980’li yıllarda ithal ikameci sanayileşme modelinin krize girmesiyle birlikte ekonomik model değişikliğini gündemine aldı. 90’lı yıllardaki Perez, El Paquete ve Caldera iktidarları peş peşe IMF programlarına imza attı.
Bu dönemde kamu harcamaları kısıldı, fiyat kontrolleri kaldırıldı, ticaret serbestleştirildi, dalgalı kur rejimine geçildi, özelleştirme dalgası yaşandı. Yerli para değersizleşti, enflasyon fırladı, gelir dağılımı adaleti bozuldu, yoksulluk arttı.
Kısacası IMF programı tam bir yıkım doğurdu.
Chavez ise 1999’da iktidara geldikten sonra bağımlı ülke konumunu değiştirmeye yönelmeyip küresel işbölümünü ihracata dayalı ekonomik büyüme için kullandı.
Ne var ki bu model -AKP’ninkine benzer bir biçimde- küresel ekonomik konjonktürün olumlu gitmesine dayalıydı. 2008 küresel krizinin ABD ve Avrupa’nın ardından üçüncü aşaması geç kapitalistleşmiş yükselen piyasa ekonomilerini vurunca Venezüella da bu post-neoliberal dönemin krizine girdi.
IMF veri tabanından yararlanılarak hazırlanan grafik, 1999-2008 ve 2010-2014 arasındaki iki dönemde altın yıllarını yaşayan post-neoliberalizmin 2014 sonrasında yuvarlandığı krizi gösterir nitelikte:
Arjantin’den Brezilya’ya uzanan yeni sağ dalga ile Venezüella’daki darbe girişiminin Güney Amerika’daki post-neoliberalizm deneyinin krizi olarak görmek gerektiğinin altını çizen Akçay şöyle devam etti:
Hakim üretim yapısı ve toplumsal sistem olan kapitalizmi hedef almadan, onun ‘neoliberal’ versiyonuna sınırlı bir şekilde karşı çıkmak, ‘post-neoliberalizmin’ yumuşak karnı idi. Yani mevcut krizin gerisindeki dinamik, neoliberalizmden uzaklaşmak değil, ondan yeterince uzaklaşmamış olmak idi.
Akçay, yazısının son bölümünde ise Venezüella üzerine kurulan güncel saflaşmaya değindi.
Saflaşmanın ABD müdahalesiyle şekillendiğini, bunun da beraberinde kapitalizm karşıtı olmayan bir emperyalizm karşıtlığını getirdiğini söyleyen Akçay, yazısını şöyle noktaladı:
Emperyalizm karşıtlığı elbette ABD müdahalesine karşı olmayı içerir ancak kesinlikle bununla sınırlı değildir. Hatta anti-emperyalizm duruşunu soldan arındırırsanız, geriye sermayenin “ulusal kalkınma” programı ve milliyetçilik kalır. Zira bir süredir dünya sisteminde “alt-emperyalist” olarak kategorize edebileceğimiz “yükselen piyasa ekonomilerinin” emperyalizm karşıtlığının sol değerler ya da dünya görüşü ile bir ilgisi yok.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Sendika.Org