Hukukçular, 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü dolayısıyla İstanbul ve Antalya’da eylem yaptı, “Avukatların sesi kesilirse yurttaşların nefesi kesilir” dedi
Hukukçular, 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü dolayısıyla İstanbul ve Antalya’da eylem yaptı, “Avukatların sesi kesilirse yurttaşların nefesi kesilir” dedi
Avukatlar, “24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü”nde Türkiyeli avukatlara saldırıları protesto etmek ve dayanışmak amacıyla protesto eylemi düzenledi. Cübbeleriyle yürüyen avukatlar, “Savunma susmayacak” vurgusu yaptı.
24 Ocak 1977’de Franco yanlılarının Madrid’de 5 avukatı öldürmelerinin ardından 24 Ocak, “Tehlikedeki Avukatlar Günü” olarak anılmaya başladı. Her yıl savunma mesleğinin riskte olduğu bir ülkeye ithaf edilen gün, bu yıl ikinci kez Türkiye’ye ithaf edildi.
Avukatlar da bugün cübbelerini giyerek İstanbul Taksim’deki Galatasaray Meydanı’ndan İstanbul Barosu’nun bulunduğu Tünel’e yürüdü. Yürüyüş boyunca “Savunma yoksa adalet yok”, “Tahir Elçi onurumuzdur”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Savunma susmaz, susturulamaz”, “Devrimci avukatlar onurumuzdur” sloganları atıldı. Yürüyüşe Adana, İzmir, Aydın, Bursa, Mersin, Ankara, Hatay, Diyarbakır barolarının başkan ve temsilcileri de katıldı.
Yürüyüş sırasında İstanbul Barosu binasına “Avukatların sesi kesilirse yurttaşların nefesi kesilir” yazılı dev bir pankart asıldı. Baro önünde yapılan açıklama ve konuşmalarda avukatların savunma haklarının ellerinden alınmasına karşı mücadelenin süreceği vurgulandı.
Açıklamada ilk olarak söz alan İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, Türkiye’nin hukuk tarihi boyunca avukatların bu denli tehlikede olduğu bir zaman diliminin yaşanmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:
Yaşadığımız süreçler zaten çok sancılı bir seyir içindeyken üstüne gelen OHAL rejiminin ilk hedefi konumuna geldik. KHK’lerle sınırlanan savunma hakkının yok edilmesine direnirken, tehdit edildik, darp edildik, duruşmalardan atıldık, tutuklandık, dahası Tahir Elçi olup öldürüldük. Üçayaklı minarenin altında, yargının üç ayağından birini kaybettik o gün.
Durakoğlu’nun ardından Türkiye’nin dört bir yanından gelen baro başkanları söz aldı. Adana Baro Başkanı Veli Küçük, Silivri hapishanesinde tutuklu bulunan Halkın Hukuk Bürosu (HHB) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatların yaşadıkları haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı bugün itibariyle açlık grevine başladıklarını söyledi.
Bursa Baro Başkanı Gürkan Altun ise avukatların tarih boyunca bedel ödediklerine dikkat çekerek şunları kaydetti:
Biz Bursa’da son 30 yılda polis işkencesinde, müvekkil fiilinde, yurttaşların karşısında avukatların darp edildiğini gördük. Biz 12 Eylül darbesinin Bursa Barosu’nda, Mehmet Cengiz’in fotoğrafı var diye indir diyenlere benim gücüm yetmez sıkıysa gel sen indir diyen bir baroyuz. Son avukat cübbesini çıkartana kadar bu mücadele asla son bulmayacak.
3 yılı aşkın süredir Tahir Elçi davasında bir ilerleme olmadığını söyleyen Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, “Tüm barolara sesleniyoruz; sesinizi yanımızda daha güçlü duymak istiyoruz. Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının davası asıl konuşulması gereken meselelerden biri. Her gün tehlike altında olan sadece avukatlar değil savaş bir halk sağlığı sorunudur diyen Türk Tabipleri Birliği, hak savunucuları tehlike altında.” dedi.
Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, “Avukatlar olarak biz Tahir Elçi olduk canımızı verdik” ifadelerinin ardından şunları ekledi:
Biz hak ve özgürlük adına her zaman ses olmaya devam edeceğiz. Biz savunma makamıyız, biz avukatız hiçbir zaman susmayacağız. Bunu aşana kadar Tahir Elçi olacağız, Selçuk Kozağaçlı olacağız.
Avukat Bülent Duran: “Bugün istenen şudur: Herkes susacak, herkes boyun eğecek ve tabi olacak. Biz savunma makamıyız, biz avukatız, hiçbir zaman susmadık. Bu bedeli özgürlüğümüzle, canımızla, tüm varlığımızla vereceğiz.”https://t.co/wMnaeiY4n8 pic.twitter.com/0gyVBxcSda
— sendika.org (@sendika_org) 24 Ocak 2019
Canlı yayın:
Antalya’da da Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyeleri, Tehlike Altındaki Avukatlar Günü’nde adliye önünde bir basın açıklaması yaptı.
Antalya Sokakları’nın haberine göre; basın açıklamasını okuyan Halil Baran Taşar, ihtiyaç duyulan yerde mesleki yükümlülüklerini yerine getiren avukatların baskı, taciz, şiddet, cinayet ve tutuklamalarla hedef alındığını söyledi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 2017 raporuna göre bin 480 avukatın soruşturulduğu, 570’inin tutuklandığı, 79’unun uzun süreli hapis cezaları aldığı, 34 avukat örgütünün kapandığı verilerini paylaşan Taşar, tutuklu avukatların serbest bırakılmasını ve savunmayı hedef alan siyasi saldırıların derhal son bulmasını istedi.
Taşar, “Yaşasın ezilen halkların devrimci demokratik mücadelesi, yaşasın tehdit altındaki halkların mücadele eden avukatları” diyerek basın açıklamasını noktaladı.
Sendika.Org