Gazeteciler, tutuklu meslektaşlarının davalarına dikkat çekmek için Bakırköy L Tipi Kadın Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı
Gazeteciler, tutuklu meslektaşlarının davalarına dikkat çekmek için Bakırköy L Tipi Kadın Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması yaparak “Gözaltılar, tutuklamalar bizleri yıldıramayacaktır. Bizler gerçeklerden taviz vermeden yazmaya devam edeceğiz” dedi
Gazeteciler, tutuklu meslektaşlarının davalarına dikkat çekmek için Bakırköy L Tipi Kadın Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyeleri ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu da destek verdi.
Gazetecilerin basın açıklaması yaptığı hapishanede, gazeteciler İsminaz Temel, Semiha Şahin, Pınar Gayıp, Reyhan Hacıoğlu ve Hicran Ürün’ün de aralarında olduğu en az sekiz gazeteci tutuluyor.
Bianet’ten Evrim Kepenek’in haberine göre “Gazetecilik suç değildir tutuklu gazetecilere özgürlük” pankartını açıldığı eylemde konuşan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu üyesi Safiye Alağaş, gazetecilerin gerçekleri yazdığı için tutuklandığını belirtti:
Biz şuan gözaltında olan Yeni Yaşam gazetesi çalışanlarının da tutuklu arkadaşlarımızın da serbest bırakılmasını istiyoruz. Bizler gerçekleri yazdığımız için tutuklanıyor gözaltına alıyoruz. Biz gazeteciler iktidar gibi düşünmek zorunda değiliz, ama gerçekleri yazmak zorundayız. Gazetecinin görevi halka kamuoyuna gerçekleri duyurmaktır. Gözaltılar, tutuklamalar bizleri yıldıramayacaktır. Bizler gerçeklerden taviz vermeden yazmaya devam edeceğiz.
Daha sonra grup adına basına açıklamayı Jinnews muhabiri Kevser Özkaynak okudu. Gerçeklerin sesinin şiddet ve baskı yoluyla susturulmaya çalışıldığı bir dönemden geçildiğini belirten Özkaynak şunları söyledi:
Haber yapmamız, soru sormamız, görüntü çekmemiz, hatta yaptığımız haberleri paylaşmamız bile suç sayılıyor, hakkımızda davalar açılıyor. Gazetecilerin ortaya çıkardığı gerçekler karşısında sorumluların yargılanması gerekirken bedel yine gazetecilere ödetiliyor.
ETHA muhabirleri İsminaz Temel, Pınar Gayıp, Semiha Şahin, Özgürlükçü Demokrasi gazetesi çalışanları Hicran Ürün, Reyhan Hacıoğlu, İhsan Yaşar, İshak Yasul ve Mehmet Ali Çelebi bu hafta ikinci kez hakim karşısına çıkacak. İlk duruşmalarında da mahkeme sürecini yakından takip ettiğimiz arkadaşlarımız serbest bırakılmadılar. Haberlerinin başına dönemediler. Mahkeme, bilirkişi gibi davranarak, arkadaşlarımızın gazeteciliğini sorguladı, tartışmaya açtı. Biz arkadaşlarımızın gazeteciliklerine tanığız, mahkemenin tavrını kabul etmiyoruz.
Daha sonra 29 Kasım’da İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak olan ETHA muhabiri İsminaz Temel’in gönderdiği mesajı ETHA muhabiri Ebru Yiğit okudu. Temel’in mesajı şöyle:
Sevgili dostlar, değerli meslektaşlarım; Şimdi sizinle aynı gökyüzüne bakıyorum. Çünkü sesiniz hep sesim oldu, yürekleriniz yüreğimin atışını güçlendirdi. Bir yılı aşan mapusluğumda inceliğin en değerlisi olan dayanışmayla yanımda oldunuz. Sonsuz sevgiler, iyi ki varsınız! Gözaltı, tutuklama ve baskılarla gazeteciliğin hedef alındığı bu ülkede, onurlu gazetecilik ve özgür basın geleneği bedellerle bugüne geldi. ‘Öyle basın masınla olmaz’ diyen tüm zihniyetler karanlık iktidarlarını inşa etmek için önce gazetecileri hedef aldı. Bugün yaşanan süreç bunun açık özetidir. Ancak dünden bugüne yaşanan baskı ve zora rağmen gerçeğin izinden giden gazeteciler de susmadı, susturulamadı. Tek birimiz dahi hapiste kalmayana dek, baskı ve zor sona erene dek mücadelemizi sürdüreceğiz. İçeride ya da dışarıda. Özgürlüğümüzün de, umut dolu geleceğimizin de teminatı mücadelemizdir. 29 Kasım’da görüşmek ve bu kez sarılmak umuduyla. Hepinizi dostlukla kucaklıyorum.
Sendika.Org