Bu hafta da Galatasaray Meydanı Cumartesi Anneleri’ne kapatıldı. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen kayıp yakınları gözaltında kaybedilen Ramazan Yazıcı’nın akıbetini sordu
Bu hafta da Galatasaray Meydanı Cumartesi Anneleri’ne kapatıldı. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen kayıp yakınları gözaltında kaybedilen Ramazan Yazıcı’nın akıbetini sorarak mezarı teşhis edilemediği için savcıları göreve çağırdı
Cumartesi Anneleri, 700. hafta oturma eyleminden itibaren polis engeli ile karşı karşıya. Bu hafta da kayıp yakınları basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu Çukurluçeşme Sokak’ta gerçekleştirdi.
Ellerinde karanfiller ile kayıplarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri’ne 711. hafta eylemlerinde HDP milletvekilleri Oya Ersoy, Garo Paylan, Hüda Kaya, Dilşat Canbaz Kaya ile CHP’li vekiller Sezgin Tanrıkulu, Turan Aydoğan, İngiltere’den gelen Uluslararası Af Örgütü Avrupa Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou ve Uluslararası Af Örgütü Avrupa Kampanyalar Sorumlusu Milena Büyüm ve çok sayıda insan hakları savunucusu destek verdi.
Açıklamada 22 Kasım 1996’da gözaltında kaybedilen Ramazan Yazıcı’nın akıbeti soruldu. Açıklamayı Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun okuyarak şunları söyledi:
Bir görgü tanığının Ramazan Yazıcı’yı Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde görmesi üzerine Yazıcı ailesi şikayette bulundu. Olayın peşini bırakmayan İnsan Hakları Derneği, Yazıcı’nın cansız bedenini İdil merkez mahallesindeki mezarlıkta kimliği meçhul biçimde gömüldüğünü buldu. Ancak kimliği belirsiz birçok kişi olduğu için Ramazan’ın mezarı teşhis edilemedi. Yazıcı’nın mezarının ortaya çıkartılması için savcıları göreve çağırıyorum. Hakikat ve adalet talebi gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve Galatasaray’dan asla vazgeçmeyeceğiz.
Tosun, kaybedilen Yazıcı’nın dosyasını ise şöyle aktardı:
36 yaşındaki Ramazan Yazıcı Diyarbakır-Silvan arasında bir minibüs ile yolcu taşımacılığı yapıyordu. 22 Kasım 1996 tarihinde saat 09.00 sıralarında Silvan Melikahmet Garajı’nda kendilerini polis olarak tanıtan üç kişi tarafından gözaltına alındı. Görgü tanıkları Yazıcı’nın 21 DZ 490 plakalı kırmızı renkli Şahin marka araca bindirilerek götürüldüğünü söyledi.
Bir kişinin kendisinin de gözaltında bulunduğu sırada Ramazan Yazıcı’yı Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde gördüğünü iddia etmesi üzerine Yazıcı Ailesi; Savcılığa Terörle Mücadele Şube polisleri hakkında yasa dışı gözaltı yaptıkları gerekçesiyle şikâyette bulundu. Ardından Yazıcı Ailesi konuyla ilgili DGM Başsavcılığına, OHAL Bölge Valiliği’ne, Emniyet Müdürlüğü’ne, Adalet Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na başvurdu.
Yazıcı Ailesi’nin başvurduğu İHD Diyarbakır Şubesi ve Uluslararası Af Örgütü de resmi merciler nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak Ramazan Yazıcı’nın gözaltına alınmadığı ileri sürüldü.
Olayın peşini bırakmayan İHD iki yıl sonra Ramazan Yazıcı’nın elleri ve ağzı bağlı olan cansız bedeninin, 3 Aralık 1996 tarihinde İdil’e bağlı Sarıköy ve Mağara köyleri arasında bulunduğu ve İdil Merkez Mezarlığı’na kimliği meçhul kişi olarak gömüldüğü gerçeğine ulaştı. 19 Kasım 1998 tarihinde Yazıcı Ailesi ve İHD yetkilileri Ramazan Yazıcı’nın cenazesini almak üzere İdil Merkez Mezarlığı’na gitti. Ancak mezarlıkta kimliği meçhul kişilerin gömülmesine ilişkin kayıt tutulmadığı için Ramazan’ın mezar yeri bulunamadı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’ndaki dosyada hiçbir gelişme yaşanmazken AİHM’e taşınan dava mahkumiyetle sonuçlandı. (Başvuru no:48884/99)
Ayrıca açıklamaya katılan Uluslararası Af Örgütü Avrupa Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou söz alarak “700. hafta buluşmanızda yaşananlar bizi şok etti. O günden bu yana yaşadığınız baskıları kızgınlıkla takip ediyoruz. Kaybettiğiniz yakınlarınızın akıbetini sorma hakkınız durdurulamaz ve engellenemez. Onlarca yıldır mücadelenizin alanı olan Galatasaray’a dönebilmeniz için kampanyamıza devam edeceğiz. Uluslararası Af Örgütü’nün hem Türkiye’de hem de dünyadaki her şubemiz ile sizin yanınızdayız” dedi.
Canlı yayın:
Sendika.Org (Foto: Gül Gündüz)