“PYD’yi Fırat’ın doğusuna çekmek için Türklerle çalışıyoruz” diyen Jeffrey, PYD’yi “PKK’nin Suriye’deki uzantısı” olarak tanımladıklarını ancak “terör örgütü” olarak görmediklerini söyledi.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Jeffrey, PYD’yi “PKK’nin Suriye’deki uzantısı” olarak tanımladıklarını ancak ABD’nin PYD’yi “terör örgütü” olarak görmediğini söyledi. Jeffrey ayrıca, “PYD’yi Fırat’ın doğusuna çekmek için Türklerle çalışıyoruz” dedi
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi James Jeffrey, ABD’nin Suriye’de Kürtlerle ilişkilerine dair açıklamalarda bulundu. Washington’un Suriye’nin kuzeydoğusunda sahadaki yerel ortağının PYD olduğunu belirten Jeffrey, PYD’yi “PKK’nin Suriye uzantısı” olarak tanımladıklarını ancak ABD’nin PYD’yi “terör örgütü” olarak görmediğini söyledi.
ABD’NİN SURİYE ÖZEL TEMSİLCİSİ JEFFREY: “YPG’Yİ TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYORUZ”
Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre, “Defense One” adlı haber sitesinin yıllık toplantısı kapsamındaki bir panelde konuşan Jeffrey, Suriye’de hem Türkiye hem de Demokratik Suriye Güçleri’yle (QSD) birlikte çalışmayı nasıl dengelediklerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, “Bu zor çünkü Türkiye’nin aktif katılımı, işbirliği ve koordinasyonu olmadan Suriye’de yaptığımız işlerin hiçbirini yapamayız. Ama aynı zamanda, yerel bir ortağımız olmadan ülkenin kuzeydoğusunda varlık gösteremeyiz ve IŞİD’e karşı savaşmayı sürdüremeyiz” dedi.
Jeffrey, “Bu yerel ortak 2014’ten bu yana, PKK’nin Suriye’deki bir uzantısı olan PYD oldu” ifadesini kullandı. Ancak ABD’nin, PKK’yi “terör örgütü” listesine almış olmasına rağmen PYD için bunu yapmadığına dikkati çeken Jeffrey, “Bu, Türkler için büyük bir endişe kaynağı ama yapmadık” ifadesini kullandı.
Misyonun IŞİD’in yenilgiye uğratılması olduğunu anladıklarında Türkiye’nin bu duruma rıza gösterdiğini söyleyen Jeffrey, “Türkiye’nin de Suriye kaynaklı üç ya da dört güvenlik önceliklerinden biri bu (IŞİD’in yenilgiye uğratılması). IŞİD Türkiye’de İstanbul saldırısı, üç ya da dört diğer ciddi saldırı daha düzenledi” diye konuştu.
“Türklerin bize daha fazla zorluk çıkarmaya başladığı nokta, Suriye’de IŞİD’in sadece yenilgiye uğratılmasının ötesinde, IŞİD’in neden ortaya çıktığının köklerine inebilen bir politika izleme kararı aldığımızda oldu” diyen Jeffrey, bu politikanın öncelikleri olan, IŞİD’in kalıcı biçimde yenilgiye uğratılması, İranlı güçlerin ülkeden çıkartılması ve siyasi sürece sahip olunması hedeflerine Türkiye’nin de katıldığını söyledi.
Jeffrey, “Türkler bu üçüne da katılıyor ancak bizim kuzeydoğu Suriye’de kalmaya devam etmemizin gerçek nedeninin bu olduğundan emin değiller. Çünkü onlara bunun geçici taktiksel ve al-ver ilişkisi niteliğinde bir şey olduğunu söylemiştik. Hala öyle ama bazı şartlar ekledik. Bunu onlara anlatmada iyi bir iş çıkarmadık. Bu da sınır boyunca biz, Türkler ve PYD/QSD arasında gerilimlere neden oluyor” diye konuştu.
Konunun “birine karşı diğerinin gönlünü alma” meselesi olmadığını vurgulayan Jeffrey, bu konuda ikilem yaşadıklarını ve iki tarafı da (ortak hedeflere) odaklanmaya ikna etmek için çabaladıklarını söyledi. Jeffrey, “PYD de farklı bir Suriye hükümeti görmek istiyor, İranlıları orada istemiyor ve IŞİD’in yenilgiye uğratılmasını herkesten çok istiyorlar, çünkü onlardan kendileri de acı çekti” diye konuştu.
Dolayısıyla ortada ortak hedefler bulunduğunu vurgulayan Jeffrey, “Sorun şu; Türkler anlaşılabilir nedenlerle, güney sınırlarında PKK’yle ittifak halindeki kişileri görmek istemiyor” ifadesini kullandı.
Jeffrey, bu sorunla nasıl başa çıktıklarını anlatırken, öncelikle PYD’yi Fırat’ın karşı tarafına geri çekmek için Türklerle çalıştıklarını söyledi. İkinci olarak da Jeffrey, PYD’ye geçmişte diğer isyancı gruplara sağladıklarına göre çok daha hafif askeri ekipmanlar verdiklerini, bunların tanksavar füzesi, karadan havaya fırlatılan füze sistemleri gibi ağır silahlar içermediğini kaydetti. Bütün bunları Türkiye’ye bir sinyal olarak yaptıklarını ifade eden Jeffrey, bunun kendileri açısından muharebe sahasında “az bedele mal olmadığını”, ABD olarak yerel güçlere destek için daha fazla askeri kaynak kullanmak zorunda kaldıklarını belirtti.
Sendika.Org