15 milyondan fazla işçinin maaşından her ay kesilen primler ile biriken işsizlik fonu, kriz ve seçim ekonomisinin etkisiyle bu yıl açık verme eğilimine girmiş ve temmuz ayında açık vermiştir
15 milyondan fazla işçinin maaşından her ay kesilen primler ile biriken işsizlik fonu, kriz ve seçim ekonomisinin etkisiyle bu yıl açık verme eğilimine girmiş ve temmuz ayında açık vermiştir
Kamu görevlileri ve bazı diğer istisnalar dışında sigortalı çalışan her işçinin maaşından her ay işsizlik sigortası fonu için kesinti yapılmaktadır. Kişi asgari ücretli ise bu kesinti işçinin maaşından 2018 yılı için 60,9 TL olmakta ve her ay yaklaşık 15 milyonun üzerinde bir sayıda sigortalıdan bu kesinti asgari bu kadar lira yapılmaktadır. 2018 yılında bu kapsamda ekim ayı sonuna kadar işçilerin maaşından yapılan kesinti miktarı 11,4 milyar TL olmuştur.
1999 yılından bu yana her ay kesilen primlerle biriken fon miktarı Haziran 2018 bülteninde 125 milyar TL oldu. Ancak sadece temmuz ayında yapılan 4,5 milyarlık fon harcaması nedeniyle işsizlik sigortası fonu, ilk defa cari olarak azalış gösterdi.
Temmuz-ekim döneminde yapılan “4 aylık” fon harcaması 11 milyar 477 milyon iken, aynı dönemde fon geliri 11 milyar 836 milyon oldu. Bu harcamalar 2016 yılından önceki tüm “yıllık” harcamaların en az 2 katı veya üzerindedir. Yani önceden bir yılda harcanan fon, son 4 ayda harcanmıştır.
Örneğin ekonomik krizin etkisiyle yükselen işsizlik dalgasına rağmen 2009 yılında toplam fon harcaması 6 milyar TL’nin altında olmuştur. Fondan yapılan harcama artışına rağmen işsizlere verilen ödenek oranında bir artış olmaması ise fona yönelik “çarpma” sürecini göstermektedir. 2018 yılında harcanan her 100 liralık fonun sadece 26’sı işsizlik ödeneğine gitti. Bu oran geçen yıl bile %30’un üzerinde idi.
Temmuz ayında gerçekleşen harcamanın veya fon azalışının başka bir açıdan görünümü ise aşağıdaki grafikte gösterilmektedir. Son 5 yıllık fon giderlerinin fon gelirlerine oranını gösteren değerleri yansıtan grafik, Temmuz 2018’de %155 gibi bir değere çıkmıştır. Bu ay içerisinde fon gideri 4,5 milyar TL iken fon geliri 2,9 milyar TL olmuştur.
Temmuz ayında işsizlik ödeneğinin payı ise sadece %5 oranında kalmıştır. Söz konusu 4,5 milyarlık fon harcamasının 3,6 milyarı “İşverene Teşvik ve Destek Ödemesi” olarak verilmiştir. Yani fondan işsizler değil işverenler yararlanmıştır. Aşağıdaki grafikte ise fon gelir ve giderleri arasındaki aylık fark gösterilmektedir. Temmuz 2018 ayında fonda “ilk defa negatif” görünen bu fark yerel seçimlere doğru yeniden negatif bir eğilim gösteriyor.
Fondan yararlanan işsizlerin sayısı ve fondan yararlanmaları sonucu harcanan fon miktarı aylık bazda aşağıda tablolanmıştır. Buradan da görüleceği üzere 2018 yılında tüm işsizlere verilen fon miktarı kadar fon, sadece temmuz ayında işverenlere ödenen miktar kadardır. Ekim ayı itibariyle fondan yararlanan işsiz oranının düşüklüğü (%13) bir yana bırakılsa dahi, fondan kaç işsizin yararlandığı açıklanırken kaç işverenin yararlandığı ve bu işverenlerin seçilme kriterleri belirli değildir. Aynı şartları taşıyan her işverene fondan teşvik verilip verilmediği belirli değildir. Bu teşvikler sonucunda ne kadar kalıcı istihdam sağlandığı da kamuoyuna açıklanmalıdır.
İşsizlik sigortası fonunun kur krizi ve enflasyon etkisi nedeniyle reel azalışı ise henüz yeterince tartışılmadı. Yine kamu bankalarına yönelik fondan 12 milyara varan kaynak aktarımı, kamuoyunun gündeminden düşürülmüş görünüyor. Ancak yerel seçimlere giderken işsizlik fonunun yeniden seçim amaçlı kullanımı da yoğunlaşacaktır. İşsizlik sigortası fonundan yakın dönemde bu amaçla en yüksek çıkışlar Toplum Yararına Programlar (TYP) adı altında oldu.
24 Haziran seçimleri nedeniyle nisan ayı sonuna kadar 8 bin 250 kişi olan TYP yararlanıcı sayısı mayıs-ekim ayları arasında 308 bin 158 kişi olmuştur. Bunun fona maliyeti, kişi başı ortalama 12 bin TL olmaktadır. Fondan işverenlerin ödemesi gereken çıraklık ücretleri, sigorta primleri ve birçok başlıkta harcama olmaktadır.
Özetle; 15 milyondan fazla işçinin maaşından her ay kesilen primler ile biriken işsizlik fonu, kriz ve seçim ekonomisinin etkisiyle bu yıl açık verme eğilimine girmiş ve temmuz ayında açık vermiştir. Kurun enflasyon altında değer kazanması ve düşük faizlerle kamu bankalarına kaynak sağlaması dışında TYP, işbaşı eğitim ve teşvik adı altında reel olarak azaldığı görülmelidir. İşsizlik fonu işçilerin işsiz kalmaları durumunda sigorta olması için oluşturulmuştur ancak 125 milyara varan işçilerin bu paralarına yönelik kriz bahanesiyle rant ve sermaye kesiminin saldırdığı görülmelidir.
Bitirirken krizi işçiler değil rantçı sermaye ve onun siyasal iktidarı olan AKP çıkarmıştır. Krizin Türkiye için en önemli nedeni AKP politikalarıdır. Fatura işçinin emeğinden değil, krizin asıl aktörlerine kesilmelidir. Yerel seçimlere giderken AKP’nin işsizlik fonu, zorunlu bireysel emeklilik fonu ve benzeri rıza dışı kesintilerine ilave olarak harç, ceza, vergi, borç ve zamlar şeklindeki “faturalarını” zihinde tutmak zorunlu bir hal almıştır.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.