İHD Hapishane Komisyonu, tek tip elbise dayatması ile ilgili basın açıklaması yaparak 696 sayılı KHK’nin bir bütün olarak kaldırılmasını istedi
İHD Hapishane Komisyonu, tek tip elbise dayatması ile ilgili basın açıklaması yaparak 696 sayılı KHK’nin bir bütün olarak kaldırılmasını istedi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane Komisyonu, tek tip elbise ile ilgili olarak bugün (11 Eylül) İHD İstanbul Şube’de basın açıklaması düzenledi.
İstiklal Caddesi’ndeki eylem yasaklarının bir an evvel sona erdirilmesi talebiyle başlayan açıklamada insan hak ve özgürlüklerinin ger geçen gün daha da sınırlandığı, hatta yok sayılarak ortadan kaldırılmaya çalışıldığına dikkat çekildi. Toplumun muhalif kesiminin suçlu ilan edilerek yoğun bir baskı ile karşı karşıya kaldığı bir dönemde hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlülerin de ağır tecrit altında olduğu belirtildi.
Ülke koşullarının her halinde, üzerinde baskı, şiddet ve işkencenin eksik olmadığı hapishanelerde Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte temel insan haklarının da ayaklar altına alındığı belirtildi. “Yaşam hakkının sağlanması, korunması devletin görevi olduğu halde; başta hasta mahpuslar olmak üzere içerideki insanların hiçbir yaşam güvencesi kalmamıştır” denildi. 24 Aralık 2017 tarihli, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile geçilmesi beklenen tek tip elbise (TTE) uygulaması ile yapılmak istenenler şu şekilde sıralandı:
TTE giymek zorunda olanlar-olmayanlar, badem kurusu ya da gri renkte olanlar, tulum ya da alt üst biçiminde olanlar diyerek mahpuslar arasında kategorik bir ayrım gözetmektedir ve ayrımcılık yasağının ihlalidir.
TTE, mahpusu tek tipleştirmeyi, kimliksizleştirmeyi, kişiliğini ezmeyi amaçlayan bir araçtır ve kötü muamele/işkence yasağının ihlalidir.
TTE giymeyi kabul etmeyen mahpuslara ziyaret yasağından başlayıp hücreye kapatılmaya varan birçok ceza verilmesi öngörülmekte olup, bu disiplin cezaları diğer sakıncalarının yanında ağır tecride yol açacaktır. Tecrit işkencesi daha ağırlaşacaktır.
TTE, üst üste verilen disiplin cezalarıyla mahpusların infazlarının yanmasına ve şartlı tahliye haklarının ellerinden alınmasına neden olacaktır.
TTE giymeyi kabul etmeyen mahpusların mahkemeye çıkarılmaması ve mahkemeye çıkarılmadan haklarında hüküm verilmesi mümkün olacağından savunma hakkının engellenmesi ve adil yargılanma hakkının ihlali söz konusu olacaktır.
TTE dayatmasının 12 Eylül askeri faşist darbesi ile hapishanelerde uygulanan bir işkence türü olduğu hatırlatılan açıklamada, “Tıpkı tarihte olduğu gibi direnmek en meşru, haklı haktır; ki kazanan hep meşru ve haklı olanlar olmuştur” denildi.
Açıklama 696 sayılı KHK’nin bir bütün olarak iptal edilmesi talebiyle son buldu:
Toplumsal barışın sağlanması, insan hak ve özgürlüklerinin engellerden kurtarılarak insanca yaşamanın olanaklarının yaratılması ile mümkündür. İnsan düşünce, inanç ve onuru ile bir bütündür ve ancak haklarıyla vücut bulan bir varlıktır. TTE, hiçbir mahpus isteyerek giymediği, giymeyeceği için baskıdır, işkencedir. İşkence insanlık suçudur. Bu nedenle hapishanelerde insan hakları ihlallerine ve işkenceye karşı çıkarak, 696 sayılı KHK’nin bir an önce kaldırılması gerektiğine inanıyoruz.
Sendika.Org