HDP’li Oruç’tan Aladağ yurt yangını davasına ilişkin Adalet Bakanı’na sorular
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, tutuklu sanığın kalmadığı Aladağ yurt yangını davasına ilişkin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e, yanıtlaması talebiyle 10 soru yöneltti

HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, tutuklu sanığın kalmadığı Aladağ yurt yangını davasına ilişkin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e, yanıtlaması talebiyle 10 soru yöneltti

Adana Aladağ ilçesinde bulunan Süleymancılara ait bir kız öğrenci yurdunda yangın çıkmış, yangında 11’i çocuk 12 kişi hayatını kaybetmişti. Yangınla ilgili süren davanın 7 Eylül’de gerçekleşen duruşmasında ise tutuklu bulunan son iki sanık da serbest bırakılmıştı.
ALADAĞ DAVASINDA SON TUTUKLULAR DA TAHLİYE EDİLDİ, AİLELER TEPKİLİ: ADALET YOK!
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, davada tutuklu bulunan hiçbir sanığın kalmamasını Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi ile TBMM gündemine taşıdı. Oruç, Gül’e şu soruları yöneltti:
- Müşteki avukatların, dört sanığın “tali dereceden kusurlu” olduğunu gösteren bilirkişi raporuna itirazı sonucu mahkemenin istediği yeni rapor mahkemeye ulaşmış, bu raporda da Cumali Genç ve İsmail Uğur’un “tali kusurlu” görüldüğü belirtilmesi üzerine ve tutuklu kaldıkları süre gerekçe gösterilerek tahliye kararı verilmiştir. Ancak 12 kişinin hayatını kaybettiği yangında “asli kusurlu” aranması gerekmez mi? Davanın sanıklarının “tali kusurlu” görülmesi bilirkişi raporunda nasıl gerekçelendirilmiştir?
- Yangında 10 kız öğrencinin, 6 yaşındaki kız çocuğunun ve bir eğitmenin hayatlarını kaybetmesinin ve 22 yaralı öğrencinin yaşadıklarının sorumluluğu kime aittir? Bu konuda asli kusurlu tayini yapmadan bir mahkeme bitirilebilir mi?
- Aladağ Belediyesi tarafından Mahkemeye sunulmuş olan yazıda okul binasının projesi, idari izinleri, yangın tesisatı ve elektrik projesi olmadığı belirtilmişken; bu bilgiler neden bilirkişi raporunda yer almamıştır? Rapor davaya sunulan tüm bilgiler ışığında mı hazırlanmıştır?
- Bahsi geçen yurt binasında çocukların bulunmaması hatta yurdun yasa gereği hiç olmaması dahi gerekirken, bu durumun sorumluları olan görevlilerin kusurları “tali” olarak adlandırılabilir mi?
- Müştekilerin yurda Milli Eğitim İlçe Müdürü tarafından yönlendirildiği iddiası doğru mudur? Ayrıca yaşamını yitiren çocukların ailelerine banka aracılığı ile 15’er bin TL ödeme yapıldığı iddiası üzerine Mahkeme bunu araştırmış mıdır? Varsa bu ödemenin kimler tarafından yapıldığını tespit etmiş midir?
- TEDAŞ ve İtfaiye ile ilgili mahkemeye sunulan, TEDAŞ’ın kontrol etmesi gereken elektrik panelinden yangının çıkmış olması, yangın sırasında itfaiye araçlarının binanın 3. katına ulaşacak gerekli malzemelerinin olmaması dolayısı ile yangına müdahelenin kısıtlı olması gibi, bilgiler değerlendirilmiş midir?
- Sanıklar arasında yer alan yurt binasının çalışanları, müdürü, itfaiye çalışanları gibi bireylerin dışındaki kamu kurumlarının sorumluluklarından doğan ihmaller üzerine kamu yararı bakımından özel önem atfederek çalışılmış, araştırılmış mıdır?
- “Taksirle ölüme sebebiyet verme” suçundan yargılanan sanıklar arasında yer alan, eski Aladağ Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş’ın, Milli Eğitim Bakanlığı’nca kınama cezası almış olmasına ve yargılanmasına devam edilmesine rağmen Çukurova Genç İş Adamları Derneği Ortaokulu’na müdür olarak atanması kamuoyu vicdanı açısından doğru mudur? Mehmet Aktaş’ın, müfettiş raporlarınca belirlenen eksikliklere rağmen yurda kullanım izni verdiği iddiası varken, yapılan bu atama hakkında kamuoyuna bilgi verilmesi gerekmez mi?
- Dava boyunca yurtta yasadışı tarikat faaliyeti yürütüldüğü iddiası neden yok sayılmıştır? Yurtta görevli ve çocuklardan sorumlu olan belletmenlerin çocuklara dini eğitim verdiği, hiçbir formasyonlarının olmadığı bilgileri doğru mudur?
- Bu dava ile ilgili Bakanlığınızın ileriye dönük çalışmaları var mıdır?
Sendika.Org