İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği, 10 Ekim Ankara Katliamı’nı önlemedikleri gerekçesiyle 400 bin lira tazminata mahkûm edildi
İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği, 10 Ekim Ankara Katliamı’nı önlemedikleri gerekçesiyle 400 bin lira tazminata mahkûm edildi
10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı yakınlarında IŞİD mensuplarınca düzenlenen bombalı saldırıda 103 kişi yaşamını yitirmiş ve 246 kişi yaralanmıştı.
Saldırıda hayatını kaybeden Emek Partisi üyesi Mesut Mak’ın ailesinin açtığı davada İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği hakkında karar çıktı. Ankara 12. İdare Mahkemesi, oy birliği ile “sosyal risk” ilkesi uyarınca saldırıyı engellemedikleri için bakanlığın ve valiliğin Mak ailesine toplamda 400 bin TL manevi tazminat ödemesine hükmetti.
Karar oy birliği ile alınırken mahkeme başkanı Fetih Sayın “sosyal risk”in yeterlli gerekçe olmadığını belirterek karşı oy kullandı. Emniyetin elindeki istihbarat bilgisini iletmediğini ifade eden Sayın, elinde yakın tarihli istihbari bilgi bulunan idarenin önceki standart uygulamasından dahi ayrıldığı, bu bilginin ilgili birimlere iletilmesi, güvenlik tedbirlerinin alınması noktasında gerekli ve yeterli hassasiyeti göstermediği ve bu suretle hizmet kusuru bulunduğunu vurguladı. Sayın, benzer terör eylemlerinin yaşandığı, herkesin kalabalık ortamlardan uzak durma konusunda birbirini uyardığı bir dönemde elde edilen hayati önemdeki istihbari bilginin özellikle miting gibi kalabalık alanlarda canlı bomba eylemine ilişkin olmasına rağmen paylaşılmadığını ifade etti. Bu konuda önlem alması gereken birimlere iletilmesinde mülkiye müfettişlerince tespit edilen kusurun uzun süre terör deneyimi olan bir devlette ihmal olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını belirten Sayın, hizmet kusuru gerekçesiyle tazminat miktarına hükmedilmesi gerektiğini vurguladı.
Dersim Baro Başkanı ve ailenin avukatı Barış Yıldırım ise bakanlığın ve valiliğin eylem öncesi gerekli güvenlik önlemlerini 2509 Sayılı Kanun çerçevesinde alınmadığını ifade ettiklerini belirterek şunları söyledi:
Eğer istihbarat bilgileri doğrultusunda bu tedbirler alınmış olsaydı bu hadisenin meydana gelmeyeceğini müvekkillerin de yakınlarının hayatını kaybetmeyeceğini ifade ederek, ağır hizmet kusuru bulunduğunu belirttik. Anayasanın 125. Maddesine göre devletin kendi kusurundan dolayı meydana gelen eylemler sonucu gerçekleşen zararları da karşılaması gerektiğini savunduk. Ankara İdare Mahkemesi anne-baba ve iki kardeşe 400 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.
Mahkeme başkanının gerekçedeki karşı oyuna da değinen Yıldırım, “Kararda sosyal risk ilkesine dayanıldı. Sosyal risk ilkesi devletin önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği terör saldırılarından kaynaklı meydana gelen zararların devlet tarafından karşılanması gerektiğidir. Biz buna da sosyal risk kusuru değil hizmet kusuru, yani güvenlik hizmetini yerine getirmemesinden kaynaklı meydana gelen zararın bu şekilde karşılanması gerektiğini ifade ettik. Mahkeme başkanı da karara bizim görüşümüz doğrultusunda karşı oy şerhi koydu” dedi
Sendika.Org, Evrensel