Haber-Sen’den Burak Ustaoğlu ile, binlerce çalışanın emekliliğe zorlandığı TRT’de neler olduğunu konuştuk
TRT’de binlerce çalışan emekliliğe zorlanıyor. Emekli olmak istemeyenler sürgün tercihine zorlanıyor. Ancak mevcut çalışanlar ikna odalarında bunlara zorlanırken lağvedilen bakanlıklardan AKP’li kadrolar TRT’ye gelmeye başladı bile. Haber-Sen’den Burak Ustaoğlu ile TRT’de neler olduğunu konuştuk
Haber-Sen Genel Sekreteri Burak Ustaoğlu
703 sayılı KHK ile TRT’de binlerce basın emekçisinin diğer kamu kurumlarına gönderilmesi planlanıyor. TRT kapatılmıyor, küçültülmüyor ve özelleştirilmiyor ama binlerce deneyimli TRT emekçisi “İstihdam Fazlası Personel” diye adlandırılıp “Ya emekli ol, ya da diğer Kamu Kurumlarına gideceksin” denilerek kurumdan uzaklaştırılıyor.
Emekliliği gelmiş çalışanlar emekliliğini talep etmediği takdirde “İhtiyaç Fazlası Personel” kategorisine alınıyor. Daha sonra da başka kurumlara gönderilmek üzere Devlet Personel Ofisi havuzuna aktarılıyor.
Emekliliğe zorlama için ikna odaları kuruluyor. TRT çalışanları tatillerinden çağrılıp ikna odalarına alınarak emeklilik kararı almaya zorlanıyor. Aktif çalışanlar emeklilik ya da sürgün tercihlerine zorlanırken yerlerine lağvedilen Başbakanlık, SETA (Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı) gibi kurumlardan AKP kadroları getiriliyor.
TRT’deki çalışanlar bu uygulamalara karşı tepkilerini “Ey sevgili sana şikâyetim var!” başlıklı bir mektupla kamuoyu ile paylaşmıştı.
KESK’e bağlı Haber-Sen aylar öncesinde kolları sıvadı ve çalışmalara başladı. Yaptıkları her toplantıda TRT çalışanlarına, özlük hakları ve iş güvencelerini terk etmemelerini, haklarını kaybedecekleri herhangi bir belgeyi imzalamamalarını söylüyorlar.
Biz de bu yaşananları Haber-Sen Genel Sekreteri Burak Ustaoğlu’ndan dinlemek istedik. TRT İstanbul Radyosu’nda son durum hakkında bir toplantı yapmak için gelen Ustaoğlu’yla, toplantı öncesinde buluştuk.
Ustaoğlu, TRT’de değişim adı altında bir “işçi katliamı” ile karşı karşıya olunduğunu söylüyor:
“TRT’de 703 sayılı KHK ile 657 yerine Özel Hukuka Tabi Personel diye bir şey geldi. Neoliberal politikaları özümsemiş bu sistem artık özlük haklarına sahip ve iş güvencesi olan personel istemiyor. Her şey iki dudağının arasında olsun istiyor. Liyakat yerine biatın geçerli olmasını, dediğini olduğu gibi uygulayacak personeller istiyor.
Nerede istiyor bunu, TRT gibi bilgi ve tecrübenin çok önemli olduğu bir yerde istiyor. Bu insanlar tecrübe sahibi, TRT usta-çırak ilişkisiyle çok şey öğrenildiği ve öğretildiği bir kurum. Tecrübe sahibi, yayıncılık deneyimi olan bu insanlar liyakat sahibi oldukları, biat etmedikleri ve kamu hizmeti yayıncılığı kültürü sahibi oldukları için son 10 yılda üç defa teşvik çıkarıldı, “Yeter ki emekli olun gidin” mantığıyla.”
Emeklilik için “ikna odaları” kurulduğu doğru mu?
“TRT’de bu işçi katliamı için her yerde ofisler açtılar ve isimlerine de ‘Değişim ofisleri’ dediler! Bu ofisler 703 sayılı KHK çıktıktan yaklaşık dört gün sonra kuruldu. Bu ofislerin normalde değişim sırasında yol gösteren yerler olması gerekir. Ama tatilde olan insanları dahi geri çağırıp bu ofislere sokarak şunu sordular: ‘Emekli oluyor musun?’ ‘Hayır ben aktif bir şekilde çalışıyorum, şu anda da tatildeydim. Beni neden çağırdınız?’ dedi onlar da. ‘Ama senin emeklilik süren dolmuş. Emekli olmazsan seni başka kuruma göndeririz’ gibi şeyler söylediler. Ama çalışanlar, emekliliğe zorlayanların dediği gibi İstihdam Fazlası Personel değil, aktif çalışan. Bunun üzerine bir güvenceleri olmadıkları ve istedikleri an gönderilebilecekleri söylendi. Bu ofisler tek bir amaca hizmet ediyor; arkadaşlarımızı ofislere çağırıp emekli olmazsan havuza gidersin diyorlar. Çalışanların üzerinde korku yaratılıyor.”
“703 sayılı KHK’den önce ihraç KHK’si çıkmıştı. Yine TRT’den ihraçlar yapıldı. Nisan’ın başında TRT’de neler oluyor? diye bir broşür çıkarmıştık. Burada söylediklerimizin hepsi 703 sayılı KHK’de çıktı.
“Bundan sonra ne olacak? TRT’de kadrolu emekçi bırakmayacaklar, iş güvencesi özlük hakları bırakmayacaklar. Yerine kendi ekiplerini oluşturacaklar. Buna da başlandı bile. Lağvedilen Başbakanlıktan 63 kişi, daha sonra 80 kişi araştırmacı olarak başladı. SETA’dan 100’ün üzerinde kişinin geldiğini biliyoruz. Biz de soruyoruz: ‘İstihdam fazlası diyerek deneyimli personelleri gönderiyorsunuz da yayıncılık bilgisi olmayan insanları neden kuruma getiriyorsunuz?’
“TRT’de istihdam fazlası personel olduğu söyleniyor. Eğer varsa bu durumda dışarıdan personel getirmenin nasıl bir açıklaması olabilir. Bunun adı siyasi kadrolaşmadır.”
28 yıldır kurum çalışanı olduğunu söyleyen Eyüp söze giriyor:
“Bugün kurumda sayıları hayli fazla olan hiç tanımadığım insanlar gelmiş ve ‘Ben personelim’ diyor. Kaç yıldır burada çalışıyorum hiçbirini tanımıyorum. ‘İkna odaları’nda emekliliğe zorlanan arkadaşlarımız yerine alınmışlar belli ki ve hepsi iyi kadrolar.”
Haber-Sen eski MYK üyesi Osman Köse de TRT emekçileri ile toplantı için İstanbul Radyosu’ndaydı. Köse, iddia ettikleri gibi “istihdam fazlası personel” varsa bunu yaratanın AKP iktidarının kendisi olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor:
“İstihdam fazlası olduğunu iddia eden kurum yönetimi, en son 19 Temmuz’da taşeron şirket üzerinden personel almak için 8 ihale açtı. Bir taraftan ihtiyaç fazlası personel olduğunu söylüyor bir taraftan da taşeron şirketler üzerinden personel almaya devam ediyorlar. Şu an TRT’de kadrolu çalışan 7 bin 138 kişi dışında 3 bin civarında taşeron çalışan var.”
Kısa sohbetimizin ardından toplantıya geçiyoruz. Toplantıya katılan TRT çalışanları endişeli. Zorla emekliliği kabul etmezsek ne olur, havuz nasıl işleyecek… Ama haklarına sahip çıkmakta da kararlılar.
Burak Ustaoğlu toplantıdaki konuşmasına “Ne yazık ki bir önceki gelişimizde söylediğimiz her şey tek tek gerçek oluyor” diye başlıyor. 24 Haziran seçimlerinin ardından TRT’nin de Cumhurbaşkanlığına bağlandığını hatırlatan Ustaoğlu, yaşananlar üzerine Haber-Sen olarak TRT’de örgütlü tüm sendikalara çağrı yaptıklarını ancak olumlu yanıt alamadıklarını anlatıyor. Ve toplantıya katılanlara sesleniyor: “Hangi sendikaya bağlı iseniz, bizim üyeniz olmasanız da kendi sendikalarınızı haklarınızı savunmaya zorlayın.”
İstihdam fazlası olduğu gerekçesiyle TRT personelinin emekliliğe zorlanmasının asıl sebebinin güvenceli/kadrolu çalışanları çıkarmak olduğunu anlatıyor Ustaoğlu. Başbakanlık ve SETA’dan daha şimdiden personel alındığına dikkat çekiyor:
“TRT’de 1000 ile 1500 arası bir çalışanın kalmasını düşünüyorlar, TRT’nin kendi personeli olarak. Ve bu çalışanların çoğu da başka yerlerden kendi seçtikleri insanlar olacak. Bu TRT’nin kendi çalışanları da bundan sonra kadrolu olmayacak. Özel Hukuka Tabi Personel Statüsü’nde TRT’de çalışacaklar.”
“Yayıncılığa dair hiçbir bilgisi olmayanlar başka kurumlardan TRT’ye gelecek. Deneyimli olan kadrolar da gönderilecek. Peki işler nasıl yürüyecek? Şöyle yürüyecek: 3-4 tane şirket kuruluyor. Bunlar prodüksiyon şirketi, insan kaynakları şirketi, iletişim şirketi olacak. Şirket üzerinden gelecek olanlarla yürüyecek işler. Buradaki personelin hiçbiri TRT personeli olmayacak. Genel Müdür kendi söyledi; ‘Kurum içinde stüdyo programları haricinde hiçbir dış yapımı biz yapmayacağız, piyasaya yaptıracağız’ dedi.”
Sendika olarak çalışanlara söyleyeceklerini dikkatli dinlemelerini istiyor Ustaoğlu. TRT çalışanlarının kurtuluşunun özlük hakları ve iş güvencelerini terk etmemeleri olduğunu tekrar tekrar söylüyor:
“Birincisi, lütfen geleceğiniz için özlük haklarınızı, iş güvencenizi terk edecek bir imzayı atmayın.
İkincisi, korku hegemonyasına boyun eğmeyin.”
Sendika.Org
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.