İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri İstanbul ve İzmir’de yaptıkları açıklamalarla hasta tutukluların durumuna dikkat çekip, durumu kritik noktaya gelenler için yetkililerden harekete geçmelerini istedi
İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri İstanbul ve İzmir’de yaptıkları açıklamalarla hasta tutukluların durumuna dikkat çekip, durumu kritik noktaya gelenler için yetkililerden harekete geçmelerini istedi
İstanbul’da İHD Hapishane Komisyonu üyeleri, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla her hafta düzenledikleri “F Oturumu”nun 332’ncisini Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde kanser hastası Mehdi Boz’un durumuna dikkat çekildi.
“Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” ve “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartlarının açıldığı eylemde, sık sık “Çıplak arama işkencesine son”, ” İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” ve “Mehdi Boz serbest bırakılsın” sloganları atıldı.
Yaşam hakkının en temel hak olduğu ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alındığına vurgu yapılan eylemde, basın açıklamasını insan hakları savunucularından Taylan Bekin yaptı. Bekin, sürekli hale getirilen OHAL koşulları ile Türkiye’nin açık bir hapishaneye çevrildiğini söyledi. Gözaltı, tutuklama ve basın yasaklarıyla halkın bilgi alma hakkının dahi engellediğine dikkat çeken Bekin, “İfade özgürlüğünü yok sayan yasalarla, KHK sürgünleri ile halk susturulmaya ve biat etmeye zorlanmaktadır” dedi.
Hapishanelerin ortaçağ zihniyeti ile karanlığına dönüştürüldüğünü kaydeden Bekin, şunları kaydetti:
Bu karanlık ve boğucu atmosferde bizler nefes almakta bile zorlanırken, çıplak arama, ayakta sayım, sürgün, sevk tecrit ve tek tip elbise dayatması gibi insanlık dışı işkencelerle mahpusların iradeleri kırılmaya, insanlık onuru ayaklar altına alınmaya çalışılıyor. Neden ve hangi suçla olursa olsun, her mahpus öncelikle insandır ve temel hak ve özgürlüklerinden mahrum edilmez.
Bekin ardından İstanbul’da 1995 yılında gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü Muş Emniyeti’nde 40 gün boyunca işkence görüp, müebbet ceza verilen Mehdi Boz’un sağlık durumu üzerinde durdu.
Boz’un tutuklanmadan önce herhangi bir hastalığı olmadığını söyleyen Bekin, şu bilgileri verdi:
Tutuklandıktan sonra Diyarbakır Cezaevine götürülen Mehdi Boz, 23 yıldır hapistir ve sürgün, sevklerle hapishane, hapishane dolaştırılmaktadır. Çıplak aramayı reddettiği için darp edilerek, tek kişilik hücreye konuldu. Zamanla hastalıkları artmaya ve çeşitlenmeye başladı. Yüksek tansiyon ve prostat hastalıklarının yanı sıra 2013 yılında tiroid bezlerinde nodül olduğu gerekçesi ile ameliyat edilmesi gerektiği söyledi. Yaklaşık iki yıl sonra 25 Mayıs 2016 tarihinde tiroid hastalığı nedeni ile ameliyat olur. 28 Haziran 2016 tarihinde verilen patoloji raporuyla kanser kesinleşir. Kanser teşhisi konulan Boz’un radyo terapi, ışın tedavisi olması gerekirken her seferinde engellenir ve gittiği hastanelerde, hasta mahpus koğuşu olmadığı gerekçesi ile geri çevrilir.
İdareden verilen mahpus kimlik kartlarını taşımayı reddettiği gerekçesiyle Boz’un disiplin cezası aldığına ve ailesi ile görüştürülmediği bilgisini de paylaşan Bekin, “Verilen disiplin cezaları nedeniyle 4 aydır ailesi ile telefon görüşü yapamıyor. Mehdi Boz’un kardeşi Necla Er, 2 yıldır kardeşi ile görüşemiyor. Çıplak arama ve ziyaretçi kimlik kartlarının takılmasını ret eden aileye savcılık tarafından görüş izni verilmemekte. Ayrıca Mehdi’nin avukatı Hasan Akkuz’da verilen disiplin cezaları nedeni ile müvekkili ile 2 aydır görüşme yapamıyor” dedi.
Tiroid kanseri ve KOAH, prostat, böbrek ve mide rahatsızlıkları olan Mehdi Boz için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere ilgili yetkililerin biran önce harekete geçmesi çağrısında bulunan Bekin, “Bizler Mehdi Boz gibi sağlık sorunları yaşayan mahpusların biran önce serbest bırakılması için mücadele etmeye devam edeceğiz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi üyeleri ise “Kayıplar bulunsun failleri yargılansın” ve “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” eylemlerinin 442’nci haftasında cezaevinde bulunan 80 yalındaki Sisê Bingöl ve 60 yalındaki Koçer Özdal’ın durumuna dikkat çekerek, serbest bırakılmalarını istedi.
Konak’ta bulunan Başbakanlık binası önünde yapılan oturma eylemine kayıp yakınları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü, Barış Anneleri katıldı.
Yaptığı açıklamada, Türkiye hapishanelerinde 401 ağır hasta tutuklunun olduğunu hatırlatan İHD Şube Başkanı avukat Zafer İncin, “Hasta tutsaklar ölüyorlar, haberiniz var mı?” diye sordu. İncin devamında ise, hapishanelerde kalan hükümlü ya da tutukluların insan onuruna uygun bir mekân, sağlığa hemen ulaşabileceği bir sistem ve sosyalleşebileceği bir ortamı sağlamanın devletin asli görevi olduğunu söyledi.
Durumuna değindiği Sisê Bingöl’ün kalp ve akciğer rahatsızlıkları olduğunu belirten İncin, “Sisê Ana cezaevine gönderilmeden bir ay önce kalp krizi geçirmiş ve tedavisi yarıda kalmıştı. Hapishaneye girdikten sonra var olan hastalıklarına yenileri eklendi. Ciddi sağlık sorunları ve ‘cezaevinde kalamaz’ raporu olmasına rağmen Adalet Bakanlığı, Sisê Ana’nın bu olumsuz sağlık durumlarına karşın duyarsızlığını koruyor” dedi.
İncin sözlerinin devamında ise yetkililere “İlk tutukluluğunda hastalık nedeniyle tahliye edilmesinden sonra Sise Bingöl’ün sağlığında olumlu bir gelişme oldu mu ki tekrar tutuklayarak hapishaneye kondu?” diye sordu.
Ardından ağır hasta tutuklu Koçer Özdal’ın durumuna değinen İncin, şu bilgileri verdi:
2014 yılında Muş’ta tutuklanmış ve kendisine verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının onaylanmasıyla 2016 yılında tek kişilik hücrede kalmaya başlamıştır. Tutukluluğunun 4’üncü yılında Bafra T Tipi KCİK’te yaşadığı şiddetli ağrılardan dolayı hastaneye gitmiş ve kendisine mesane kanseri teşhisi konulmuştur. Aynı süreçte tansiyon rahatsızlıkları ortaya çıktığından ve böbrekleri de iflas ettiğinden düzenli olarak diyalize girerek hayatını sürdürmek durumunda kalmıştır. Tedavisinde yaşanan aksaklıklar sebebiyle durumu daha da ağırlaşan Koçer Özdal şu anda Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ‘mahkûm koğuşunda’ tutulmaktadır.
İncin’in cezaevlerinde yeni ölümlerin olmasını için Sise Bingöl ve Koçer Özdal başta olmak üzere tüm hasta tutukluların derhal serbest bırakılmasını istediklerini söylemesiyle eylem sona erdi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı