Almanya’nın Saksonya eyaletine bağlı Chemnitz’de bir Alman’ın öldürülmesi ve bir Suriyeli ile bir Iraklının cinayet zanlısı olarak tutuklanması ile binlerce kişi sokaklara döküldü
Almanya’nın Saksonya eyaletine bağlı Chemnitz’de bir Alman’ın öldürülmesi ve bir Suriyeli ile bir Iraklının cinayet zanlısı olarak tutuklanması ile binlerce kişi sokaklara döküldü. Neo-naziler ve onlara karşı sokağa çıkan sol gruplar arasında çatışmalar yaşandı. Irkçı faşistlerin eylemleri haftasonuna kadar sürecek
Chemnitz’te Cumartesi akşamı farklı gruplar arasında bir tartışma yaşandı. Olayların tam olarak nasıl geliştiği henüz bilinmese de, bir kişi bıçak çekti ve üç kişiyi yaraladı. Yaralanan kişilerden birisi daha sonra hastanede hayatını kaybetti. İnternet üzerinden kısa bir süre içinde duyulan olay, tartışmaya giren grupların farklı milliyetlerden olmasına yoğunlaştı. Hayatını kaybeden 35 yaşındaki Daniel H. isimli Alman’ın 23 yaşındaki bir Suriyeli ile 22 yaşındaki bir Iraklı tarafından öldürülmüş olduğu şüphesiyle bu kişiler gözaltına alındı.
İnsan öldürme ile suçlanan iki kişi Pazartesi günü tutuklandı. Olayın ayrıntıları ve şüphelilerin saikleri henüz belirlenemezken, savcılık konu hakkında sessizliğini koruyor. Ancak soruşturmayı yürütenler bıçaklamayı bir nefsi müdafaa olayı olarak değerlendirmediklerini belirtiyor.
Pazar günü aralarında ırkçı faşist holigan grupların da bulunduğu yaklaşık 800 kişilik grup eylem düzenledi. Alanda kaydedilen görüntülerde, ırkçı protestocuların göçmenleri kovaladığı anlar kameralara yansıdı. Pazartesi günü Alman hükümeti bir açıklama yaparak olanları kınadı ve “bunların sokaklarımızda yeri yok” ifadesini kullandı.
Irkçı faşist eylemleri sırasında saldırıya uğradıklarını söyleyen 17 yaşındaki Afgan erkek ve Alman kız arkadaşı, dövüldüğünü belirten 18 yaşındaki bir Suriyeli ve tehdit edildiğini öne süren 30 yaşındaki bir Bulgar erkek suç duyurusunda bulundu.
Pazartesi günü kent merkezinde binlerce kişi toplandı. Polis kayıtlarına göre ırkçı faşist Pro Chemnitz isimli gruptaki kişilerin sayısı 6 bini bulurken, bin 500 kadar solcu da karşı tarafta yer aldı. Güvenlik güçleri yerel saat ile akşam 9’a kadar iki grubu ayrı alanlarda tutmayı başarsa da, eylemcilerin birbirlerine havai fişek ve şişeler atmaları üzerine durum kötüleşti. 600 polis, tazyikli su ile olaylara müdahalede bulundu.
Polis, ırkçı faşist grup arasında Nazi selamı veren en az 10 kişi hakkında soruşturma başlattığını duyurdu. Olaylarda 18 eylemci ve 2 polis memuru yaralandı. Irkçı faşist gruptan dört kişi evlerine dönüş yolunda saldırıya uğradı ve iki kişi hastaneye kaldırıldı.
Eylemlerde sığınmacı ve mülteci karşıtı pankartlar açıldı
Deutsche Welle’den Hans Pfeifer, neo-nazi grupların kol gezdiği Chemnitz’de gazetecilerin de saldırıya uğradığı olayların çığrından çıktığını, polisin ise müdahalede yetersiz kaldığını savundu. Pfeifer, “Durumun bu kadar ileriye gitmesinin nedeni şaşırtıcı ve moral bozucu bir gerçeğe dayanıyor: Almanya’da, Hitler liderliğindeki suçların yaşandığı bu ülkede, aşırı sağ şiddet ve organize aşırı sağcıların yarattığı tehdit bugüne kadar yanlış değerlendirildi, zararsızmış gibi gösterildi ve hatta kabul edildi. Chemnitz’te olayların çığırdan çıkışı bunun bir yeni kanıtı daha oldu. Zira olaylar hiç de spontane bir şekilde gelişmedi” ifadelerini kullandı. neo-nazilerin yıllardır bir futbol kulübü etrafında örgütlendiklerini belirten Pfeifer, polisin durumdan haberdar olduğunu; ancak ne siyasilerin ne de güvenlik güçlerinin durumu ciddiye almadıklarını ileri sürdü.
Süddeutsche Zeitung gazetesi, siyasilerin Almanya’nın doğusundaki Chemnitz’te yaşanan tehlikeli gelişmeleri görmezden gelmesinin vahim sonuçlar doğurabileceği belirtirken, Die Welt gazetesi hukuk devletinin kendini savunma gücünü gösterememesinin demokrasiyi tehlikeye atabileceğini yazdı.
İktidardaki muhafazakar Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) Saksonya’daki Genel Sekreteri Alexander Dierks, Saksonya eyalet yönetiminin aşırı sağdan gelen tehditlere göz yumduğu suçlamalarını reddetti. Pazartesi günü çıkan olaylara değinen Dierks, Saksonya polisinin hazırlıklı olduğunu ve “kamu nizamını ve düzenini sağladığını” belirtti. Almanya’daki polis sendikası (GdP), güvenlik görevlilerinin “üstün hizmet” becerilerini överken, Saksonya polis sözcüsü ise emniyet güçlerinin, protestocuların sayısını hafife aldığını kabul etti.
Almanya Türk Toplumu (TGD) Eş Başkanı Atila Karabörklü, Chemnitz’deki olaylara dair “1990’lı yıllardan beri bu tip saldırılar maalesef ülkemizde tutarlı bir şekilde görülür hale geldi” ifadesini kullandı. 1992 yılındaki dört gün süren ve bir sığınmacı merkezinin ateşe verildiği yabancı düşmanlarının Rostock-Lichtenhagen isyanına değinen Karabörklü, “1990’lı yıllardaki pogromlar ve etkisiz hükümet ile NSU cinayetleri ve hükümetin kurbanları faile çevirmesi arasında bir bağlantı bulunuyor” ifadesini kullandı.
Handelsblatt gazetesine konuşan Almanya Adalet Bakanı Katarina Barley, tehdit savuran, insanlara saldıran ve azınlıklara karşı tahriklerde bulunan herkesin “derhal adalete teslim edileceğini” kaydederken, Almanya’da bir daha “sürek avlarına ve insanların kendi kanununu uygulamasına hoşgörü gösterilemeyeceğini” ifade etti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer da federal hükümetin Saksonya polisine yardım etmeye hazır olduğunu belitti. Merkel, “Bu tür olayların çıkmasının hiçbir meydan ve hiçbir caddede kabul edilemeyeceğini” söyledi.
Pegida Hareketi’nin avukatlarından Jens Lorek
Aşırı sağcılardan oluşan Pro Chemnitz isimli grup, cinayet sonrasında şüpheli olarak tutuklanan iki kişiden biri olduğu öne sürülen kişi hakkındaki tutuklama emrinin fotoğrafını internette yayınladı. Ardından başka aşırı sağ görüşe sahip grupların internet sitelerinde de belgenin bazı kısımları karartılmış olarak yayınlanan fotoğraf, PEGIDA kurucularından Lutz Bachmann’ın Facebook sayfasında da paylaşıldı. Belgede zanlı ile bu zanlı hakkında tutuklama emrini veren hakimin adları ve zanlıya atfedilen suçların detayları yer alırken, yaşamını yitiren Daniel H.’nin kaç defa bıçaklandığına dair bilgi de bulunuyordu.
Saksonya Eyalet Başbakan Yardımcısı Martin Dulig olayı “skandal” olarak tanımlarken, “Emniyet teşkilatı bünyesindeki bazı davranışlara bundan sonra tahammül gösterilmeyecek. Bir polis memurunun suç işlediğini bile bile dışarıya bilgi sızdırması kabul edilemez” dedi. Dulig ayrıca ırkçılık ve aşırı sağcılık sorununun yıllarca ihmal edildiğini ifade etti.
Sendika.Org, Deutsche Welle