Hakkında gözaltı kararı Ali Ergin Demirhan savcıya ifade vermek için avukatıyla birlikte İstanbul Adliyesi’ne gitti. Dosyasının basın savcısına gönderildiği ve henüz ulaşmadığı gerekçe gösterilerek Demirhan’ın ifadesi alınmadı
Sendika.Org editörü Ali Ergin Demirhan hakkında “sosyal medya paylaşımı” gerekçesiyle gözaltı kararı olduğu belirtilerek 28 Haziran’da Şişli’deki büromuza polis baskını düzenlenmişti. Demirhan bugün savcıya ifade vermek için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gitti. Dosyasının basın savcısına gönderildiği ve henüz ulaşmadığı gerekçe gösterilerek Demirhan’ın ifadesi alınmadı
Sendika.Org editörü Ali Ergin Demirhan hakkında “sosyal medya paylaşımı” gerekçesiyle gözaltı kararı olduğu belirtilerek 28 Haziran’da Şişli’deki büromuza polis baskını düzenlenmişti.
Ali Ergin Demirhan bugün (18 Temmuz) savcıya ifade vermek için avukatıyla birlikte Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gitti.
Öncesinde bir açıklama yapan Demirhan’a destek için CHP milletvekilleri Ali Şeker ve Onursal Adıgüzel, Halkevleri Eş Genel Başkanı Nuri Günay ve Halkevleri Genel Sekreteri Özge Ozan, DİSK Basın-İş adına Artı Gerçek’ten Candan Yıldız, Cumhuriyet’ten Canan Coşkun, BirGün’den Berkant Gültekin ve Can Uğur, Evrensel’den Cansu Pişkin, Dokuz8’den İrem Afşin, Özgürüz’den Onur Öncü ile Yeni Yaşam gazetesinden Zana Kaya da adliye önündeydi.
28 Haziran’da yaşanan polis baskını ve sonrasındaki süreci anlatan Ali Ergin Demirhan şunları söyledi:
24 Haziran seçimlerinin dört gün sonrasında bir gece vakti Sendika.Org ofisi polisler tarafından basıldı. O anda ofiste kimse yoktu. Daha sonra avukatlardan öğrendiğimiz kadarıyla baskının gerekçesi hakkımda yürütülen bir soruşturma ve gözaltı kararı. Biz aradan geçen 20 günlük süre içerisinde normal bir tebligat bekledik, ancak gelmedi. Bunun ardından artık bu soruşturmayı yürüten savcıyla bizzat görüşmeye geldik. Dosya hakkında gizlilik kararı olduğu için içeriği tam olarak bilemiyoruz. Ama 16 Nisan referandumundan beri sistematik bir baskı var. Seçim sürecine özel ayrı bir baskı sürecine maruz kalıyoruz. O da şu: “Seçim sonuçlarını gayri meşru gösterip halkı kin ve isyana teşvik etmek” üzerinden bir suçlama yürütülüyor.
16 Nisan referandumunun dört gün sonrasında yine bir baskınla gözaltına alınmış ve altı günlük gözaltının ardından serbest bırakılmıştım. O dosyadan takipsizlik kararı verildi.
Fakat bir yıl sonra, 24 Haziran seçimlerine bir ay kala aynı dosya açıldı. Orada daha kalınlaşmış bir dosyayla karşılaştık. “Yer, saat bildirerek halkı kitlesel eylemlerle seçim sonuçlarını protesto etmeye çağırma” gibi bir suçlama vardı. O dosyadan da takipsizlik kararı verilecekti ama biz daha onu öğrenemeden o soruşturmanın dört gün sonrasında yine ofisten gözaltına alındım. Bu kez de “Diktatörlüğü durdurabiliriz” başlıklı bir haber ve Erdoğan’ı eleştiren içerikler suç unsuru olarak görülmüştü. Biz bunların seçim sürecinde medyayı bastırmaya yönelik olağanüstü hal uygulamalarının bir parçası olduğunu biliyorduk. O yüzden durmadık, 17 yıldır olduğu gibi Sendika.Org yayın çizgisine devam etti. Gayri meşru olana gayri meşru dedi. Eşitsizlikleri, usulsüzlükleri, hileleri, adaletsizlikleri teşhir etmeye devam etti. Halkın da bunlara karşı direnme hakkı vardır, bunu ifade ettik. Bu bir isyana teşvik değil, direnme hakkının hatırlatılmasıdır.
24 Haziran seçimlerinde bütün şaibelere rağmen bu direnme hakkı kullanılmamıştır. Ama halkın direnme hakkı saklıdır. Savcıya söyleyeceğimiz de budur. Nasıl bir sonuç çıkacak bilmiyoruz bu soruşturmanın ardından. Ama ne sonuç çıkarsa çıksın Sendika.Org doğru bildiğini söylemeye, sansüre boyun eğmemeye, otosansüre gitmemeye, halkın direnme hakkını hatırlatmaya ve doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye devam edecek.
Ali Ergin Demirhan’a destek olmak ve 61 defa kapatılan Sendika.Org’la dayanışmak için burada olduklarını belirten CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel “Ali Ergin’in defalarca haksız, hukuksuz yere yaşadığı sorunları görüyoruz. Bugün de ben biliyorum ki çok anlamsız bir mesele üzerinden yine bir suçlamayla karşı karşıya. Biz bu mücadelenin takipçisi olacağız” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise “Sendika.Org, havuz medyasında boğulan basının yanında halka gerçekleri ulaştırmada nadir olanaklardan birisi. Basına yönelik baskının karşısında, gerçeklerden yana olan herkesin de yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
DİSK Basın-İş’ten Candan Yıldız da “Ali Ergin kamuya dair misyonunu yerine getirmiş ve eleştiri hakkını kullanmıştır. Biz gazeteciler, Ali Ergin’in gazeteciliğine kefiliz, onun arkasındayız. Yüzlerce arkadaşımız içeride, yüzlercesi de soruşturmalara uğruyor. Gazetecilik suç değildir” şeklinde konuştu.
Mesleğini gerçekten yapan gazetecilerin bir kısmı cezaevinde, bir kısmı işsiz olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Yeni Yaşam gazetesi editörlerinden Zana Kaya ise “Gerçeği halka ulaştıran çok az mecra var. Sendika.Org da bunlardan biri. Gerçeğin ulaşması, toplumun kendi geleceğiyle ilgili karar vermesine katkı sunacak bir yayıncılık iktidarı rahatsız ediyor. Ali Ergin gibi basın çalışanları olarak gerçeği söylemeye devam edeceğiz. Bundan geri adım atmayacağız” dedi.
Son olarak söz alan Halkevleri Eş Genel Başkanı Nuri Günay “Baskıyla yönetilen bir ülkede iktidarın en çok korktuğu şey gerçekler oluyor. Bu ülkede gerçeklerin halka ulaşmasını sağlayan gazeteciler var. Az sayıda da olsa çıkabilen, ayakta durabilen gazeteler var. İnternet siteleri var. Böyle zor dönemlerde, zor bir görevi başarıyorlar. Hakkıyla yerine getiriyorlar. Bunlardan biri olan Sendika.Org’un ve Ali Ergin Demirhan’ın yanındayız” ifadelerini kullandı.
Açıklama öncesinde savcıyla görüşen Demirhan’ın avukatları, dosyanın basın savcısına gönderildiği ve henüz ulaşmadığının gerekçe gösterildiğini belirterek kendilerine “Şu haliyle ifade alamayız” denildiğini aktardı.
Bunun üzerine avukatlar, Demirhan hakkındaki gözaltı kararının kalkması ve ifade için taraflarına bilgi verilmesi talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir dilekçe yazdı.
İlgili haberler:
Sendika.Org