Cumartesi Anneleri 694. haftada, 1992’de gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay’ın akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları 694. kez yakınlarının akıbetini sordu. Oturma eylemlerinin 694. haftası, 1992’de gözaltına alınarak kaybedilen Hasan Gülünay’a adandı
CANLI | Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı’ndaki 694. oturma eyleminde https://t.co/wLX8WrkzNA
— sendika.org (@sendika_org) 14 Temmuz 2018
Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, 694. kez evlatlarının akıbetini sordu. Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen kayıp yakınları “Failler belli kayıplar nerede?” pankartı açarak gözaltında kaybettiklerinin fotoğraflarını ve karanfiller taşıdı.
Cumartesi Anneleri’nin 694. oturma eylemine CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy ve çok sayıda insan hakları savuncusu katıldı.
Oturma eyleminde ilk olarak Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, kaybedilen insanların çoğunun dosyalarının zaman aşımına uğradığını belirterek şunları söyledi:
Hasan Gülünay’ın dosyasında zaman aşıma uğradığı söylenmektedir. Biz her zaman şunu söylüyoruz; biz zaman aşımını tanımıyoruz, bu insanların dosyaları kapatılamaz. Biz burada insanlarımızın kaybedilmesini yüzyıllarda geçse unutturmamak için oturuyoruz. Adaleti beklemiyorum artık. Burada oturmamın sebebi, bunları tekrar oluşturmamak, Türkiye’de bu insanlar kaybedilmiştir imajını insanlara verebilmektir. Benim adaletin geleceğinden de demokrasinin işlemesinden de hiçbir beklentim yoktur. Çünkü ülkeyi yönetenlerin böyle bir niyeti, programı ve istekleri yoktur. Bundan dolayı bu insanlarımızın unutulmaması için, kayıpların bir daha yaşanmaması için burada oturuyoruz.”
Oturma eyleminde ilk olarak Hasan Gülünay’ın kızı Deniz Gülünay’ın mektubunu Nimet Tanrıkulu okudu.
Deniz Gülünay’ın mektubunda şu ifadelere yer verildi:
26 yıldır Hasan Gülünay nerede diye soruyoruz. Sürekli hukuk vurgusu yapan, demokrasiyi dilinden düşürmeyen yöneticilere sormak istiyoruz. 4 çocuktan babalarını alıp kemiklerini bile çok gören bu sistemin hukuku nerede? Bize işlemiyor mu yoksa? Hukukun olmadığı bir ülkede Hasan Gülünay davasının zaman aşımına uğratarak babam şahsında kayıplarımızdan vazgeçmemizi istiyor devlet. Susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, affetmeyeceğiz.
Gülünay ailesi adına konuşan Zeki İyi ise şunları kaydetti:
Hasan Gülünay’ı ve diğer kayıpları zaman aşımında unutturmaya çalışıyorlar. Bizler unutmayacağız. Genelde şu var annelerimiz, arkadaşlarımız ‘bir kemiği çok gördünüz bir mezarı olsun’ diyorlar. Mezarını bulamayabiliriz anneler, kardeşler, çocuklarınızı görmek istiyorsanız gelenlere bakın, öğrencilere bakın, insanlara bakın, dürüst insanlara bakın onların gözlerindeki ışıltıya bakın, orada yavrularınızı görebilirsiniz.
Kayıpların avukatı ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şu ifadeleri kullandı:
23 yıldır buradayız. 23 yıl önce Srebrenitsa’da soykırım olmuştu. Bir karşılaştırma yapmak istiyorum. 11 Temmuz 1995’te 8372 kişinin katledildiği bir soykırım yaşandı. O günden bu güne kurbanlar aranıyor koskoca büyük bir mezarlık. Geçtiğimiz çarşamba gününde kemikleri bulunan 35 kişinin cenazesi vardı. Bunlardan biri hamile bir kadın, o mezardan kemikleri çıkarılmış, kimlik eşleşmesi yapılmış ve sonradan eşiyle birlikte öldürüldüğü anlaşılmıştır. Biri de 75 yaşındaki yaşlı bir insan toplam 35 kişi… Tabutlar dizilmişti, uzaktan bakınca tabutların içinde gerçek birer ceset olduğunu sanıyorsunuz. Ancak kaldırınca ne kadar hafif olduğu anlaşılıyor. Sadece kemikler.. Bir tarafta soykırımın ağırlığı bir tarafta 35 canın yakınlarının gidecek bir mezar buluşu ve bunun burukluğu. Bu durumda bir mezar arayışının ne kadar kıymetli olduğu anlaşılıyor. Adalet Bakanı ve milletvekili gelmişti ben buradan onlara sesleniyorum: Srebrenitsa’da yaptığınız konuşmanın 10’da 1’ini gelip bu meydandaki annelere yapabilir misiniz? Adalet arayışının, bir mezar arayışının ne anlama geldiğini buradaki ailelere de söyleyebilir misiniz?
Halkevleri önceki dönem Genel Başkanı ve HDP Milletvekili Oya Ersoy
Cumartesi İnsanları adına açıklamayı Halkevleri önceki dönem Genel Başkanı ve HDP Milletvekili Oya Ersoy okudu.
Ersoy, Gülünay’ın hikayesini şöyle anlattı:
1992 yılının mayıs ayında Artvin İl Jandarma Alay Komutanlığı’nda işkence ile öldürülen Ali Ekber Atmaca’nın üzerinden İstanbul’da aynı mahallede yaşadığı Hasan Gülünay’ın kimliği çıktı.
Bu nedenle 32 yaşındaki 4 çocuk babası Hasan Gülünay polis kayıtlarına geçti. Eşine bir süredir polis tarafından takip edildiğini söyleyen Hasan Gülünay, 20 Temmuz 1992 günü Tarabya’daki evinden işyerine gitmek üzere çıktı ve bir daha geri dönmedi.
Başvurdukları savcılık ve İstanbul Emniyeti aileye, Hasan’ın gözaltında olmadığını, arandığını söyledi. Ancak aile memleketlileri olan bir üst düzey emniyet yetkilisinden “Hasan Gülünay sağ, içeride işkence yaraları iyileştikten sonra gözaltına alındığını açıklayacaklar.” bilgisini aldı ve bu bilgiyi kamuoyuna duyurdu.
Hasan’la aynı tarihlerde İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorguda olan bir tanık, yüzünü görmediği bir kişinin işkencede “Ben Hasan Gülünay beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar!” diye bağırdığını açıkladı.
Bu iki açılamanın ardından hem aile, hem tanıklık yapan kişi yoğun bir polis baskısı ve tehdidiyle karşılaştı.
21 Nisan 2016 tarihinde “yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine” hükmeden Anayasa Mahkemesi kararını hatırlatan Ersoy şöyle devam etti:
Ancak uluslararası teamül hukukuna aykırı olarak ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın yeniden soruşturma yapılmak üzere ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesine, zamanaşımı nedeniyle yer olmadığına karar verdi. AYM’nin bu tutumu, iç hukukta gözaltında kaybetmelerle ilgili etkili bir başvuru yolu kalmadığının ifadesi oldu. Anayasa’nın 90/5. maddesinde yer alan normlar hiyerarşisi uyarınca usulünce yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir. Bu nedenle Hasan Gülünay dosyasının zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatılması iç hukuka ve uluslararası sözleşme hükümlerine aykırıdır.
Ersoy, konuşmasını “Gülünay ailesi ve toplum, Hasan Gülünay’ın gözaltında kaybedilme koşulları hakkında hakikati bilme hakkına sahiptir ve bu hak doğası gereği zamanaşımına tabi değildir. Gülünay dosyasında iç hukuka ve uluslararası hukuka uygun bir yargılama süreci gerçekleşinceye kadar bu dava bizim için kapanmayacak” sözleriyle sonlandırdı.
Sendika.Org