Gaziosmanpaşa’nın Yıldıztabya Mahallesi’ndeki 21.95 hektarlık alan, gerekli incelemeler yapılmaksızın riskli bölge ilan edildi
Gaziosmanpaşa’nın Yıldıztabya Mahallesi’ndeki 21.95 hektarlık alan, gerekli incelemeler yapılmaksızın riskli bölge ilan edildi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul, Gaziosmanpaşa’daki Yıldıztabya Mahallesi’nde yer alan 21.95 hektar alanı riskli bölge ilan ederek yeni imar planlarını askıya çıkardı.
Danıştay 14. Dairesi, Gaziosmanpaşa’da Yıldıztabya Mahallesi’nin de içinde bulunduğu, gayrimenkul değeri artan bir çok mahalle için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca alınan “riskli alan” kararını, somut verilere dayanmadığı gerekçesiyle 7 Ekim 2016’da iptal etmişti. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin bölgenin riskli alan ilan edilmesini talep etmesi üzerine sahada gerçekçi bir çalışma yapmaksızın bölgeyi riskli alan ilan ederek planları askıya çıkardı.
Konuyla ilgili Sendika.Org’a değerlendirmede bulunan İBB önceki dönem CHP Meclis Üyesi İnşaat Mühendisi İbrahim Doğan, “Bir bölgenin yapılaşma yönünden riskli olabilmesi için zemin yapısını taşıma gücü ve zemin emniyet gerilmesi bakımından çok düşük değerlere sahip olması gerekir. Olası depremde sıvılaşma riski taşıması gerekir. Ancak bu bölge hem fay hattına uzak olması, hem de zemin açısından da riskli bir bölge olmaması ile bilinmektedir. Bu ilçede bulunan yapılar genel anlamda kıyılara komşuluğu olan ilçelere göre daha az risk taşımaktadır” dedi ve kararın usulsüzlüğüne dikkat çekti.
Bakanlık ve ilçe belediyesince hazırlanan raporlarda “2000 yılından önce yapılan yapılar risklidir” ifadesinin de yer aldığını belirten Doğan, bu söylemle hareket edilerek karar verilmesinin yasalara aykırı olduğunu belirtti. Doğan, “Bir yapının riskli olduğuna karar vermek için mühendislik hizmetinin alınıp alınmadığına bakılmalı. Taşıyıcı elemanlardan karot numuneleri alınarak donatı tespiti ve gerekli hesaplamalar yapılmalıdır. Zemin raporu her parselde alınmalıdır. Dolayısıyla gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerekse ilçe belediyesi, bölgeye talebin artması ve arazinin değer kazanması sonucu “”kentsel dönüşüm” adı altında vatandaşların mülkiyet haklarını da hiçe sayarak rant ve çıkar uğruna yurttaşları mağdur etmektir” dedi.
Bölgedeki tapu ve tapu tahsis belgesine sahip yurttaşların bu düzenlemelerle mağdur edileceğini vurgulayan Doğan “Bu bölgede yasala aykırı olarak yapılan planlar idare mahkemesince defalarca iptal edildi. Riskli bölge ilan edilen alanda vatandaşların mülkiyet hakkı ve barınma hakkı önem arz etmektedir. Bu hakların, hem anayasa hem de uluslararası sözleşmelerle koruma altında olduğu unutulmamalıdır” dedi.
Sendika.Org