Gürsel Erol, CHP PM’nin “kesin ihraç” talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk etmesine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Erol: “Ben koltuk adamı değilim, dava adamıyım. Koltuk adamı olanlar bugün Ankara’da” dedi
Son seçimlerde Elazığ’dan milletvekili seçilen Gürsel Erol, CHP PM’nin “kesin ihraç” talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk etmesine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Erol: “Ben koltuk adamı değilim, dava adamıyım. Koltuk adamı olanlar bugün Ankara’da” dedi
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplanan CHP Parti Meclisi, 24 Haziran seçimlerinde Elazığ’dan milletvekili seçilen Gürsel Erol’un “kesin ihraç” talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi.
CHP PM, ELAZIĞ’DAN MİLLETVEKİLİ SEÇİLEN GÜRSEL EROL’U İHRAÇ İSTEMİYLE DİSİPLİNE SEVK ETTİ
Parti Meclisi’nin toplanmasına ilişkin basın toplantısı düzenleyen Erol, parti yönetimine ve yönetim anlayışına ilişkin çok sert eleştirilerde bulundu.
Cumhuriyet’in aktardığına göre de Erol, partiye üye olmakla gönül bağı olmanın aynı gelmediğini belirterek “Onun etik değerlerini, geleneklerini, kültürünü, siyasi davranışını benimseyerek olur” dedi ve bu değerlere her zaman sahip çıktığını söyledi. Erol şunları söyledi:
Daha bir hafta geçmemişken genel merkezimiz seçim sonuçlarını değerlendirmek yerine, Türkiye’nin yeni bir rejime geçişini değerlendirmek yerine yalnızca bir milletvekilinin ihracı için parti meclisi toplanıyor. Toplanmasındaki niyeti, tekelleşen bir genel merkezde siyasetin olduğunu, koltuk adamlığının olduğunu, dava adamlığının olmadığını söylemek istedim.
Elazığ’da CHP’nin aldığı oyu yüzde yüz artırdıklarını belirten Erol, “Ben koltuk adamı değil, dava adamıyım. Eğer koltuk adamı olsaydım bugün genel merkezi yönetenler gibi riskli bölgelerde milletvekili olmazdım. Ankara, İstanbul ve İzmir’den yalnızca milletvekili olmanın mücadelesini verirdim” dedi. Erol “Ama görüyoruz ki koltuk adamı olanlar bugün Ankara’da ve ben bugün halk adamı olarak halen Elazığ’dayım. Aramızdaki fark bu” diye konuştu.
Erol, partinin gerçeklerine ve değerlerine dönmesi gerektiğini ifade ederek CHP’nin dokuz dönemdir seçimleri kaybettiğini belirterek “Eğer insanlar yerini muhafaza ediyorsa ve iki dönemdir milletvekili çıkaramayan bir ilden gidip de milletvekili olunuyorsa bunu herkesin vicdanına sunuyorum” dedi. Erol şöyle devam etti:
Koltuk adamı kimin olup olmadığını herkes kıyaslamalı. Ayrıca bu parti kendi gerçeklerine ve değerlerine dönmelidir. Muharrem İnce bunun en güzel örneğidir. Geçen dönemde bizim cumhurbaşkanı adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu MHP’nin milletvekili adayı oldu. Tek aday olmasına rağmen bu oyu bile alamadı. Bu genel merkezin politikasıydı. Ama Muharrem İnce, partinin içinden gençlik kollarından, ilçe başkanlığından, il başkanlığından yetişen gelen bir arkadaşımız. Bugün devşirme siyasetçiliğin ne kadar yanlış olduğunu kanıtlamış bir cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye toplumunda kendini kanıtladı. Biz başka partilerden aday olmuş, listeye girememiş, sonra bu partiye gelmiş genel merkezde yönetici adamlar değiliz. Açıklamalarımda yapmış olduğum bütün söylemlerin arkasında duruyorum.
Partinin bu yönetim anlayışıyla ve kadroyla asla iktidar olamayacağını dile getiren Erol, şöyle devam etti:
İnsanların hayalleriyle, umutlarıyla ve gelecekleriyle oynamayın. Üç, beş belediye başkanını belirlemek için, koltuklarınızı belirlemek için Türkiye’nin yönetiminden elinizi ayağınızı çekemezsiniz. Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim. Kimlik kayıtlarında CHP’li olmasam bile ben CHP’liyim. Siz yönetici olduğunuz halde CHP’li değilsiniz. Buradan bütün yurttaşlarıma, CHP’ye gönül veren herkese söylüyorum. Elinizi vicdanınıza koyun, bu kararın karşısında direnin. Böyle bir şeyi tanımayın. Olamaz böyle bir şey. 41 yıldır milletvekili seçilemeyen bir ilde siyasi bir değerlendirme yaptığı için bir milletvekili, kendi koltuklarının korkusundan ihraç ediliyorsa, o zaman siz de bence elinizi vicdanınıza koyarak bu süreci değerlendirmeniz düşüncesindeyim. Ayrıca parti meclisinde bu konuyu gündeme getiren, savunan, doğruluğu, iddiasını ortaya koyan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Biz kavga adamı değiliz. Biz mücadele adamıyız. O korkaklar yarın biz oraya geldiğimizde, biz oraya başı dik gideceğiz ama onların, yarın nerede olduğunu hep birlikte göreceğiz.
Sendika.Org