Bodrum-Milas arasındaki 2500 yıllık Bargliya antik kenti, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kenti koruma çağrılarına kulak tıkaması sonucu alan sahiplerince 35 milyon liraya satışa çıkarıldı
Bodrum-Milas arasındaki 2500 yıllık Bargliya antik kenti, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kenti korumaya dönük tüm başvurulara kulak tıkaması sonucunda alanın sahipleri tarafından 35 milyon liraya satışa çıkarıldı
Bodrum’a 30, Milas’a 20 kilometre mesafede bulunan, bugüne denk hiç bilimsel arkeolojik kazı yapılmadığından tam tarihi bilinmeyen ancak 2 bin 500 yıllık geçmişe sahip olduğu tahmin edilen ve bugün definecilerin köstebek yuvasına çevirdiği ve mozaikleri parçalayarak çalındığı Bargliya antik kenti satılık oldu.
Hürriyet’ten Ömer Erbil’in haberine göre; hem arkeolojik sit alanı hem de özel mülk olan alan, sahiplerinin başvurularına karşın Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgisine mazhar olamadı. Bakanlık ne kamulaştırma yaptı ne de takas yöntemiyle araziyi aldı. Bunun üzerine mülk sahipleri, alanı 35 milyon liraya satışa çıkardı.
330 dönümlük arazinin hissedarlarından 87 yaşındaki Hüseyin Üçpınar, içinde 500 zeytin ağacı bulunan, birinci derece sit alanı ilan edilen arsayı elden çıkarmak için yıllardır uğraştıklarını söyledi. Üçpınar, antik kenti koruyamadıklarını, devletin takas ya da istimlak yöntemiyle alanı koruma altına alması gerektiğini ifade etti.
Prof. Bilge Umar’a göre; Bargylia, MÖ 2000’de Luwi veya MÖ 1000’de Karia dilinden gelmiş “yüksekteki yer” anlamına geliyor. Mitolojiye göre, Bellerophon’un kanatlı atı (Pegasus) attığı bir çifte ile yakın arkadaşı Barglos’u öldürmüş ve çok üzülen Bellarophon da arkadaşının anısına bu kenti kurmuş. Bu nedenle de Bargylia sikkeleri üzerinde Pegasus tasvirleri yer alıyor. Kentin ismine bilinen MÖ 5’inci yüzyılda Attika-Delos Deniz Birliği’ne ödenen vergi listelerinde rastlanıyor. Buradan hareketle kentin 2 bin 500 yıldır varlığı biliniyor. Hıristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi olarak kullanılan şehir daha sonra terk ediliyor.
Bargliya antik kenti, açık bir alanın üzerine kurulu. Tiyatro, akropol, odeon, kilise, nekropol, sur duvarları gibi kentin en önemli mimari yapıları, harabe ve toprak altında da olsa varlığını koruyor. Tuzla Gölü’ne bakan yamaçta oval apsisli mimari yapının manastır ya da kilise olduğu tahmin ediliyor ancak bu yapı bugün hayvan barınağı olmuş durumda.
Sendika.Org