Dünyada toplumsal adalet için mücadele eden kadın aktivistlerle tanışın
Dünyanın dört bir yanındaki dost örgütlenmelerde yer alan ve birlikte çalışmaktan gurur duyduğumuz birkaç güçlü kadın ile tanışın. Uluslararası Kadınlar Günü sadece bir gün. Fakat bu kadınlar hem o gün hem de diğer günlerde gelecekte dünyaya daha iyi bir gelecek sağlamak için mücadele veriyorlar
İster işte, ister savaşta, ister evde olsun, insan hakkı ihlallerinden ve yoksulluktan en çok etkilenenler kadınlardır. Patriyarka ile şekillendirilmiş bir toplumda, sistemin erkek eliyle kadınlar üstünde baskı kurması nedeniyle, kadınlar toplumsal cinsiyete dayalı baskıyı hayatlarının her alanında yaşıyorlar. Patriyarka ayrıca kadınların güçlü konumlarda yetersiz derecede temsil edilmesi, kısır döngü yaratması anlamına gelmektedir
Bu sırada istenen savaşın kadın hakları için bir savaş olduğunun bilincinin artmasına rağmen, daha az görünür olan şey ise bu savaşın aynı zamanda kadınların savaştığı bir savaş olduğudur. Dünyada, baskıya direnen kadınlar toplumsal adalet için ön saflarda yer almaktadırlar. Tekstil fabrikalarından kırsal topluluklara, kadınlar direniştir. Güney Afrika’da Marikana madeninde grev yapan işçilerin vurulmasından sonra adalet için savaşanlardan Yarls Wood’da haksız tutuklanmaya karşı açlık grevinde gözaltına alınanlara kadar.
Dünyanın dört bir yanındaki dost örgütlenmelerde yer alan ve birlikte çalışmaktan gurur duyduğumuz birkaç güçlü kadın ile tanışın. Uluslararası Kadınlar Günü sadece bir gün. Fakat bu kadınlar hem o gün hem de diğer günlerde gelecekte dünyaya daha iyi bir gelecek sağlamak için mücadele veriyorlar.
Soldan sağa: Faeza, Kashiefa, Anna, Carmelita, Beauwin, Amanda, Eleanor and Nokuzola
“Barınma Meclisi, dünyanın en eşitsiz kentinde insana yaraşır barınma için şehir çapında kurulmuş bir harekettir. Kadın kolektifinin oluşturulmasının nedeni, kadınların bu mücadelenin merkezinde olmalarıdır. Kötü barınma koşullarından en fazla zararı bizler görürüz çünkü sadece ailemize değil, çalıştığımız kişilere de bakmaktan sorumlu olanlar bizlerizdir. Yemek yapmak için elektrik olmadığında uzun mesafeler yürüyüp; her türlü havada su, odun ve elektrik için sıraya girenler bizlerizdir.”
2009 yılında kurulan Barınma Meclisi, Güney Afrika’daki Western Cape’de yoksul insanları örgütleyen bir barınma eksenli toplumsal harekettir. 20’den fazla topluluğu temsil eden 6,500’den fazla üyeye sahiptir. Barınma Meclisi, yoksul insanların insana yaraşır barınma ve karşılanabilir temel hizmetler hakları için kampanyalar yürütmektedir. Gecekondu sakinleriyle, köy sakinleriyle, harap sosyal konutlarda yaşayan ve tahliye ile karşı karşıya olanlarla birlikte, onlara su, elektrik ve sağlık hizmetleri sağlamak ve tahliyelere ve zorla yerinden etmelere son vermek için mücadele etmektedir.
Sahar Francis (Arapça “bilinç anlamına gelen) ADDAMEER’in yöneticisi. ADDAMEER, 1992’de insan haklarıyla ilgilenen bir grup aktivist tarafından kuruldu. Merkez, siyasi mahkumlara ücretsiz adli yardım sunmakta, ulusal ve uluslararası düzeyde onların haklarını savunmakta ve izleme, yasal prosedürler ve dayanışma kampanyaları yoluyla işkenceye ve diğer mahkum hakları ihlallerine son vermek için çalışmaktadır. ADDAMEER ile ilişkimiz, tutuklu Filistinlileri etkileyen en son haberleri ve raporları İngiltere kampanyalarımıza aktarabilmemizi sağlıyor.
“Benim için, ilerlemek için baskı yapmak sorumluluk için bastırmak demektir. Filistinli siyasi tutuklular, İsrail makamları tarafından işkence, kötü muamele, keyfi gözaltı ve savaş suçlarıyla ilgili çeşitli ihlaller de dahil olmak üzere sistematik tacize maruz kalıyorlar. Bu sistem kadınları ve çocukları ayırmıyor. İlerleme için baskı yapmak, İsrail’in siyasi tutsak olarak tutuklama ve gözaltına alma sistemi de dahil olmak üzere İsrail’in yasadışı askeri işgaline karşın cezasız kalmasına son verilmesidir. Sizlerin, verdiğimiz mücadelelere, bu suçu işleyenleri ve ortaklarını sorumlu tutmak için çalışanlarla beraber katılmanıza ihtiyacımız var.”
McGrev [McStrike], fast food sektörü çalışanlarının bir araya gelip saatte 10 sterlin, güvenceli çalışma saatleri ve bir sendika talep ettikleri bir harekettir. McGrev üyeleri, Crayford ve Cambridge’deki McDonalds çalışanlarının Birleşik Krallık’ta ilk kez greve gittiği 4 Eylül 2017 tarihinde tarih yazdı. Fırıncılar Gıda ve Müttefik İşçileri Sendikası tarafından desteklendiler.
“Çalıştığım McDonald’s’tan çıktığım 4 Eylül gece yarısında tarih yazdım. İngiltere’de grev için sokağa çıkan ilk McDonald’s çalışanı bendim. İş arkadaşlarımla birlikte saatte 10 sterlin, sıfır saat sözleşmelerine son verme ve sendikaya üye olma hakkımız için greve gittik. Bütün çalışanlar için saygınlık talep ettik. Oğlumu gururlandırmak için greve gittim. Annesinin onun ihtiyaçlarını sağlayabilmek için gereken her şeyi yapacağını bilerek büyümesini istiyorum ve bunu yapmak için adil bir ücrete, güvenceli çalışma saatlere ve bir sendikaya ihtiyacım var.”
Angelıca Ortiz / Wayuu Kadın Gücü, Kolombiya
Angelica Ortiz, Lomguato Rezervi’nden bir Wayuu kadını ve Guajira’da insan hakkı ve etnik hak ihlalleri hakkında farkındalık yaratan bir örgüt olan Fuerza de Mujeres Wayuu’nun (Wayuu Kadın Gücü) genel sekreteri. Zorla yerinden etme ve yerli kadınların haklarının ihlali durumu da dahil olmak üzere mega madencilik projelerinin bölgesel etkilerini ifşa etmek için çalışıyorlar.
“Bugün fetihlerin yeni bir şeklini görüyoruz: toprak madenlerinden mahrum bırakılıyor. Wayuu kadını olmak demek, bölgemizi korumak, onunla ilgilenmek, suyu ve Woumankain’i (Doğa Ana) yani her şeyi doğuran en muhteşem kadını korumak demektir. Wayuu kadını, kültürde, kültürün ve Wayuu toplumunun hayati bir parçası olarak temel bir rol oynar. Bunu yaparız çünkü bizden sonra gelecekler için adalet istiyoruz, topraklarımızı savunmak için para almıyoruz, bunu inanç ile yapıyoruz.”
[RedPepper’daki İngilizce orijinalinden Gökçe Nur Akay tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.