Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Güvenpark işgal altındadır, park ve anıt içler acısı bir durumdadır” dedi, başkentin kalbinin nefes alabilmesi için harekete geçti

Başkentin kalbindeki birinci derece sit alanı Güvenpark’ta Haziran İsyanı’ndan sonra polis yığınağı ile başlayan, reklam panoları, bankamatikler, devasa yazılar, büfeler, belediye satış araçları, kan merkezi otobüsü ile süren işgale karşı mimarlar harekete geçti.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, düzenledikleri basın toplantısında Saraçoğlu Mahallesi’ndeki kazanımlarla birlikte kent merkezinin bütüncül parçası olan Güvenpark’ı da masaya yatırma kararı aldıklarını ifade etti.

“Güvenpark bugün işgal altındadır. Güven Anıtı ve park içler acısı bir durumdadır. Kent merkezinin nefes alması gerekiyor. İnsanların parkta huzur içinde oturması gerekiyor” diyen Candan, parkın atmosferini ve özgünlüğünü bozan bu unsurların ortadan kaldırılması için büyükşehir belediyesine, valiliğe ve koruma kuruluna başvurduklarını, gereğinin yapılmaması durumunda hukuki süreç başlatacaklarını ifade etti.

Güvenpark’ın 1932 yılında Jansen Planı çerçevesinde kent merkezinde çok önemli bir yeşil alan ve park planlamasının ürünü olduğunu anımsatan Candan, dolmuş ve taksi depolama alanlarının kent merkezinden çıkarılması, Güvenpark ile Saraçoğlu Mahallesi’nin bir bütün olarak ele alınmasını istediklerini kaydetti.

Sendika.Org/ Ankara