Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu Altıncı Komisyonu sizleri bir YUVARLAK MASA TARTIŞMASI’na (ya da duruma göre, fidelik diyelim) davet ediyor: “Bakışlar, Dinleyişler, Söyleyişler: Yasaklı Düşünme mi?”
“Sizleri Ulusal Yerli Kongresi’nden, Yerli Yönetim Konseyi’nden, sanatlar, bilimler, siyasal aktivizm, gazetecilik ve kültür alanlarından farklı bireylerin bizlerle gördüklerini ve duyduklarını paylaşacağı bir etkinliğe davet ediyoruz. Yuvarlak Masa Tartışması (Conversatorio) 15-25 Nisan 2018 tarihlerinde CIDECI-Unitierra, San Cristóbal de Las Casas, Chiapas, Meksika’da gerçekleştirilecek”
Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu Altıncı Komisyonu sizleri bir YUVARLAK MASA TARTIŞMASI’na (ya da duruma göre, fidelik diyelim) davet ediyor: “Bakışlar, Dinleyişler, Söyleyişler: Yasaklı Düşünme mi?”
Yerli Yönetim Konseyi’nin ve onun sözcüsünün adımlarını kendi adımları gibi gören ve atan dünyanın dört bir yanındaki kişilere, gruplara, kolektiflere ve örgütlere:
Meksika ulusuna ve Altıncı Enternasyonal’e:
Yerli Yönetim Konseyi’nin sözcüsüne imzalarıyla destek veren herkese:
ÜZERİNE DÜŞÜNMEK İÇİN:
İlk ve tek:
Bir kasaba, bir şehir ya da siz nasıl adlandırıyorsanız, dünyada bir yer. Bir duvar. Devasa duvarın pürüzlü yüzeyine iliştirilmiş bir el ilanı, bir poster ya da siz nasıl adlandırıyorsanız. Resimde pek çok yemekle donatılmış bir masanın önünde gülümseyen bir adam ve bir kadın. Çiftin sağında, gülümseyen bir kız çocuğu ve solunda, pırıl pırıl dişleriyle sırıtan bir erkek çocuğu. Üstlerine kocaman ve korkutucu harflerle şunlar yazılmış: “MUTLU AİLE”. Poster şimdiden yıpranmış, zamanın ileri yürüyüşü onun tahminimizce bir zamanlar parlak ve evet, mutlu olan renklerini susturmuş. Bilinmeyen eller duvara ufak kağıt notlar eklemiş: “Mutlu aile yalnızca Tanrı’nın kutsamasıyla mutludur“; “Gey çiftlere hayır! İbnelere ve lezzolara ölüm!“; “Mutlu bir kadını tanımlayan şey anneliktir“; “Tıkanan boruları açıyoruz: Zorlama yok“; “Mutlu bir yuva, mutlu bir aileye kiralanmasıyla mutlu olur. Mutsuz aileler başvurmasın“.
Duvarın önünden geçen kaldırımda insanlar bu ahmak resme dikkat etmeksizin oradan oraya koşturmaca içindeler. Zaman zaman bazı insanların bu harap haldeki duvardan düşen parçaların altında kalarak öldüğü de oluyor. İşin aslı, bu kısmi taş düşmeleri her geçen gün daha sık yaşanıyor. Duvarın gevşek parçaları kopuyor ve bazen bir kişiye, bazen küçük bir gruba ve bazen de bütün topluluklara çarpıyor. Kalabalık sadece bir anlığına telaşa düşüyor ve kısa bir süre sonra mutlu ailenin soluk bakışları altında yoluna devam ediyor.
Felaketler ister küçük ister büyük olsunlar, dikkatimizi bugün en önemli olan şey konusunda dağıtmamalıdırlar: Arada sırada bu “mutlu aileler”in en tepedeki imalatçısı, posteri kimin yöneteceğine dair bir serbest ve demokratik seçim ilan ediyor. Tam da bu anda, ancak o an farkına vardığınız şekilde, mutlu ailenin arkasında görülebilen mutlu bir takvim, seçim zamanının geldiğini gösteriyor. Bu zaman süresince, kalabalık içinde durmaksızın tartışan, fikirler öne süren ve kendilerini devasa posterin muhtemel kahyaları olarak temsil edecek farklı seçenekler üzerine çekişen ateşli bir faaliyet süregidiyor.
Şimdiden yıpranmış posterdeki resme –şehrin, kasabanın ya da her ne ise işte onun sembolik kimliğine– yönelik muhaliflerinin açıkça deneyimsiz olmasından kaynaklanan tehlikelere işaret edenler var. Birisi, posteri yenilemeyi ve bir zamanlar (gerçekte kimse o zamanların ne zamanlar olduğunu hatırlamıyor, bu yüzden de gerçekten var olmuş olup olmadığına emin olamıyoruz) sahip olduğu parlaklığı ve rengi ona yeniden kazandırmayı öneriyor. Birileri de önceki yönetimlerin bu resmi ihmal ettiğini ve göze görünen yıpranmasına da bunun neden olduğunu söylüyor.
Farklı öneriler gelip geçenler arasında tartışmaları alevlendiriyor: suçlamalar, ithamlar, safsatalar, son derece gündelik önermeler, kınamalar ve kıyamet senaryoları havada uçuşuyor. İnsanlar, bu anın önemi ve aşkınlığı, bilinçli katılımın zorunluluğu üzerine yorumlar yapıyorlar. Bunca yıldır mutlu ailenin mutlu resmini yönetecek kişileri seçebilmeye dönük verdikleri mücadeleler bir hiç uğruna değildi.
Hizipler oluşur: bir tarafta akla yatkın bir yenilenme fikrinde ısrar edenler, diğer tarafta “tanıdığınız şeytan tanımadığınız şeytandan yeğdir” şeklindeki bilimsel önermede ısrar edenler; bir başka hizip de uygun davranış, beğeni ve modernlik çağrısında bulunanlardan oluşur. Kenarda bağırıp duran birileri de vardır: “Düşünme! Oy ver!” Devasa bir pankart insanların geçişini engeller, pankartta şunlar yazmaktadır: “Oy vermeye dair akılcı düşünen çağrı, oy vermeme çağrısıdır. Zaman düşünme zamanı değil, taraf olma zamanı.”
Tartışmalar her zaman ölçülü olmayacaktır. Resmin yöneticilerinin seçimi, pek çok kez, çekişen grupların şiddete başvurmasına yol açacak kadar önemlidir.
Kimileri, zaferi kim kazanırsa kazansın gelecek olan bir sınırsız mutluluktan bahseder fakat dünyevi dile dolanmış çıkarlar şöyle dursun, çekişenlerin şiddetli yüzleri aslında meselenin ciddiyetini gizlemektedir: Bu tarihsel bir görevdir; gelecek tercih yapmak zorunda olanların titreyen ellerindedir; bu en ciddi sorumluluk insanların omuzlarına bütün ağırlığıyla binmektedir. Bu ağırlık, güya mutlu bir biçimde, kazanan bilindiğinde ve kendisini mutlu ailenin mutlu resminin mutluluğunu sağlama görevine vakfettiğinde kaldırılacaktır.
Buradaki taşkın coşku, herkesin çizilmiş olan resmi tamamen unutmuş olmasındandır. Fakat mutlu aile o yalnız duvarın üzerinde halen daha kalıcı ve işe yaramaz gülümsemesini göstermeye devam eder.
Uzun, yüksek duvarın dibinde, bir küçük kız konuşmak isteyerek elini kaldırır. Hizipler bunu pek fark etmezler ama birileri nihayet şunu söyler: “Seni küçük zavallı şey, konuşmak istiyor, ona izin vermemiz lazım“. “Hayır,” der bir başka hizip, “bu muhalif grubun bir kandırmacası, oyları bölmeye yönelik bir girişim, anın ağırlığını anlamamızı engellemek için tasarlanmış bir dikkat dağıtma hamlesi, oy vermemeye dönük bir açık çağrı.” Bir diğer hizip itiraz eder: “Küçük bir kızın poster hakkında bir şeyler söyleme kapasitesi nedir ki? Okuması, büyümesi ve olgunlaşması gerek önce.” Bir diğer hizip: “Küçük bir kızı dinlemeye zaman harcayacak değiliz. Önemli olan şeye odaklanalım: posteri gözetmeye en uygun kişinin kim olduğuna karar vermek.”
“Mutlu Aile Resmini Gözetmekten Sorumlu Kişinin Seçilmesinin Şeffaflığı ve Meşruluğu Komisyonu” (kısa adı MARGSKSŞMK) zamanın ağırlığına uygun kısa ve ciddi bir bilgi notu yayımlar: “Kurallar açık: KÜÇÜK KIZLAR GİREMEZ.”
Uzmanlaşmış analizciler yeni yorumlarda bulunurlar: “Küçük kızın başardığı tek şey MARGSKSŞMK’nin meşrulaştırılması olmuştur. Söz hakkı istemesine gelince, bu küçük kız oyuna girdi ve kaybetti; geriye kalan avuntudur“; “Küçük kızın yenilgisi, yenilenme sürecinin yenilenmesinin belirtisidir, kurumlar küçük kızın konuşmasına izin vermelidir“; “Çok duygulandırıcı bir olaydı, o küçük elini kaldırım dikkat çekmek isteyen küçük kız yok mu, zavallı ufaklık“; “Bu ters bir sonuçtur, konjonktürün, bağlamın ve güç bağıntılarının hatalı analizinin bir ürünüdür. Bu sonuç, kitlelere yön verecek bir devrimci öncünün yokluğuna işaret etmektedir falan filan“.
Fakat tartışmalar, adımların gidiş gelişi eşliğinde ve adaletsizlikler kendi yolunda sürerken sadece birkaç dakika sonra biter. Hiç kimse küçük kızın resmi işaret ederek söylediklerini dinlemez; herkes artık iyice yıpranmış sükunetiyle parlayan mutlu ailenin bulunduğu duvara bakıp durur.
Küçük kız, bir moloz yığınının üzerinde durarak ve etrafı küçük kızların cesetleri ve parçalanmış taşlarla çevrili şekilde, açık olan şeyi düpedüz söylemektedir:
“Yıkılacak.”
Fakat hiç kimse dinlemedi…
Bir dakika, hiç kimse mi?
(Devam edecek – mi?)
-*-
Yukarıdaki açıklamaya dayanarak, EZLN Altıncı Komisyonu’nun davetidir:
BİR YUVARLAK MASA TARTIŞMASI (ya da duruma göre, fidelik diyelim):
“Bakışlar, Dinleyişler, Söyleyişler: Yasaklı Düşünme mi?”
Ulusal Yerli Kongresi’nden, Yerli Yönetim Konseyi’nden, sanatlar, bilimler, siyasal aktivizm, gazetecilik ve kültür alanlarından farklı bireylerin bizlerle gördüklerini ve duyduklarını paylaşacağı bir etkinliğe davet ediyoruz.
Yuvarlak Masa Tartışması (Conversatorio) 15-25 Nisan 2018 tarihlerinde CIDECI-Unitierra, San Cristóbal de Las Casas, Chiapas, Meksika’da gerçekleştirilecek.
Aşağıda yazılı olan isimler bu tartışmaya katılacaklarını onaylamışlardır:
Marichuy (Yerli Yönetim Konseyi Sözcüsü)
Lupita Vázquez Luna (Yerli Yönetim Konseyi üyesi)
Luis de Tavira Noriega (Tiyatro yönetmeni)
Mardonio Carballo (Yazar).
Juan Carlos Rulfo (Film yapımcısı)
Paul Leduc (Film yapımcısı)
Cristina Rivera-Garza (Yazar).
Abraham Cruzvillegas (Görsel sanatçı)
Néstor García Canclini (Antropolog)
Emilio Lezama (Yazar ve siyasi analizci)
Irene Tello Arista (Köşe yazarı ve aktivist)
Erika Bárcena Arévalo (Avukat ve antropolog)
Ximena Antillón Najlis (Psikolog ve şiddet kurbanları konusunda uzman)
Jacobo Dayán (Akademisyen ve insan hakları aktivisti)
Marcela Turati (Araştırmacı gazeteci)
Daniela Rea Gómez (Gazeteci)
Carlos Mendoza Álvarez (Felsefeci)
John Gibler (Gazeteci)
Javier Risco (Gazeteci)
Alejandro Grimson (Antropolog)
Enrique Serna (Romancı)
Paul Theroux (Yazar)
Juan Villoro (Yazar)
Pablo González Casanova (Sosyolog ve Zapatista, aynı sırayla olmak zorunda değil)
Gilberto López y Rivas (Antropolog)
Alicia Castellanos Guerrero (Antropolog)
Magdalena Gómez Rivera (Avukat)
Bárbara Zamora (Avukat)
Margara Millán Moncayo (Feminist sosyolog)
Sylvia Marcos (Psikolog ve feminist sosyolog)
Jorge Alonso Sánchez (Antropolog)
Fernanda Navarro y Solares (Felsefeci)
Néstor Quiñones (Grafik sanatçısı)
Raúl Romero (Sosyolog)
Rafael Castañeda (Siyasi militan)
Luis Hernández Navarro (Gazeteci)
Carlos Aguirre Rojas (Sosyolog ve ekonomist)
Sergio Rodríguez Lascano (Siyasi militan)
Carlos González (Avukat ve yerli halkların mücadelesinde aktivist)
Adolfo Gilly (Siyasi militan, tarihçi ve araştırmacı)
Carolina Coppel (Video-grafiker)
Mercedes Olivera Bustamante (Feminist antropolog)
María Eugenia Sánchez Díaz de Rivera (Sosyolog)
“Lengua Alerta” (Müzisyen)
“Panteón Rococó” (Müzisyenler)
“El Mastuerzo” (guacarockero)
“Batallones femeninos” (Feminist müzisyenler)
“Los Originales de San Andrés” (Erkek Zapatista müzisyenler)
“La Dignidad y la Resistencia” (Kadın Zapatista müzisyenler)
Böylece (başlarına bir iş gelmemesi adına isimleri verilmemiş olan) diğer davet edilenlerden de onay alacağız ve her bir kişinin hangi gün hangi saatte tartışmalarda yer alacağıyla birlikte katılımcıların tam listesini duyuracağız.
Bir dinleyici, gözlemci, serbest ya da kadrolu basın çalışanı olarak kayıt yaptırmak istiyorsanız, lütfen şu adrese e-posta atınız:
asistentesemillero@enlacezapatista.org.mx
(Lütfen adınızı, hangi şehirden, ülkeden ya da bölgeden geldiğinizi, bireysel mi grup olarak mı geldiğinizi yazınız)
Bir de, kaçırmayın… ya da kaçırın, mesele sizin gördükleriniz, duyduklarınız ve düşündükleriniz.
Güneydoğu Meksika’nın dağlarından,
EZLN Altıncı Komisyonu (“Davetler ve açıklık” bölümü) adına,
SupGaleano
Meksika, Mart 2018
[Chiapas-support’taki İngilizce orijinalinden Soner Torlak tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.