Adalet Bakanlığı’nın yaptığı çalışma, yoksulluk nafakasına süre kısıtlaması getirmeyi ve nafaka hesaplamasına evli kalma süresi, boşanmada kadının “kusuru” gibi kıstaslar getirmeyi öngörüyor
Boşanılan eşe ödenen ve kadınlar için hayati önem taşıyan yoksulluk nafakası, erkekleri mağdur ettiği gerekçesiyle kaldırılmak isteniyordu. Adalet Bakanlığı’nın yaptığı çalışma, yoksulluk nafakasına süre kısıtlaması getirmeyi ve nafaka hesaplamasına evli kalma süresi, boşanmada kadının “kusuru” gibi kıstaslar getirmeyi öngörüyor. TKDF Başkanı Canan Güllü, öngörülen değişikler için “Bu düzenleme ile kadınlara ‘Boşanma, otur evinde’ diyorlar. Bu dayatmayı kabul etmeyeceğiz” dedi
AKP yanlısı saldırgan üslubuyla bilinen gazeteci Fatih Tezcan, geçtiğimiz haziran ayında boşandığı eşini ölümle tehdit ederken boşanan erkeklerin mağdur olduklarını iddia etmiş ve boşanan kadınlara verilen yoksulluk nafakasını da erkeklerin “mağduriyetleri” arasında saymıştı. Temmuz ayında ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, pek çok kadın için hayati önem taşıyan yoksulluk nafakası için “Boşanılan eş hiçbir zaman SGK gibi görülmemeli” demiş ve nafakayla ilgili kadınlar aleyhine düzenlemeler yapılacağının sinyalini vermişti.
AKP’nin havuz medyası da nafaka ödeyen erkeklerin mağdur olduğunu iddia ederek yaz aylarından beri konuyu sık sık gündeme getiriyordu. Bugün (16 Nisan) Star gazetesi, Adalet Bakanlığı’nın yoksulluk nafakası konusunda yapmayı öngördüğü değişiklikleri “Müebbet nafakaya çözüm yolda” başlığıyla manşetten duyurdu.
Boşanılan eşe ödenen yoksulluk nafakası ile ilgili önemli değişiklikler içeren çalışmada nafakanın ömür boyu değil, 5 aşamaya göre belirlenmesi öngörülüyor. Buna göre nafaka, evli kalma süresi, çocuk olup olmaması, boşanan kadının yaşı, gelir durumu ve kusur durumu dikkate alınarak hesaplanacak.
Boşanan çiftlerin bu 5 koşulu hangi oranda taşıdıkları, nafakanın hesaplamasında etkili olacak. Mahkeme, 3 yıl – 5 yıl gibi sürelerle nafaka ödenmesine karar verebilecek. Kadına ödenecek nafakada, boşanmada kadının “kusur” derecesi önem taşıyacak. Kadının boşanmadaki “kusurunun” yüzde 50’nin üzerinde olması durumunda mahkeme, nafaka verilmemesi yönünde karar alabilecek.
Kadın örgütleri tasarıya tepkili. Cumhuriyet’te yer alan habere göre Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, çalışmanın kadınların boşanma davası açmasını engellemek için gündeme getirildiğini belirtiyor. Kadınların, evli kaldığı sürenin nafakada bir kıstas olamayacağını belirten Güllü şöyle devam etti:
Tamamen boşanmaların önüne geçmek için yapılmış bir şey. Hükümetin kadınla probleminin bir yansıması. Kadına, ‘Boşanma, sana nafaka vermem ha!’ demektir bu. ‘Vermezsen verme’ deme lüksümüz yok. Her gün kadınların öldürüldüğü bir ülkede, kadınların boşanma davası açtığı ya da boşandıktan sonra öldürüldüğü bir ülkede kadınları zorla evliliğe mahkum etmektir bu. Geçen yıl 328 kadın öldürüldü. Hükümet ne yapıyor? Kadına, ‘Boşanma’ diyor. Önce cinsel istismar yasa tasarısı, şimdi de kadınları zorla evliliğe mahkum etme çabası. Cin şişeden çıktı artık. Kabul etmiyoruz. Yeter!
Gereksiz nafakalar olduğunu da sözlerine ekleyen Güllü, tasarının hiçbir sorununa çare olmayacağını belirtti. Güllü, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu 5 madde içinde benim savunacağım bir durum yok. Kadın 1 ay evli kaldı boşandı. Yargı, ‘Nafaka vermeyelim’ diyecek. Peki çevre baskısını ne yapacağız? ‘Kadın 1 ayda neden boşandı?’ sözleriyle başlayıp kadının eski hayatına dönemeyeceği bir noktaya gelecek. 1 aylık süreçteki algıya kim karar verecek?
Çalışma, geçtiğimiz Temmuz ayında TBMM Dilekçe Komisyonu tarafından “yoksulluk nafakası” üzerine görüşü istenen bakanlığın cevap yazısında sinyallerini vermişti. Bakanlık, “Süresiz yoksulluk nafakasının evlilik birliğinin amacına aykırı olduğu” tespitine yer vererek ödeme yapan eşin hiçbir zaman bir sosyal güvenlik kurumu gibi görülmemesi gerektiğini savunmuştu. Sürekli ödenen nafakanın tembelliğe neden olabileceği değerlendirmesini yapmıştı:
Nafakanın her koşulda süresiz olarak ödenmesine hükmetmek doğru değildir. Zira, insanların yapmış olduğu bir davranıştan dolayı, ömür boyu sorumlu tutulmaları, insaflı değildir. Nafaka alacaklısı, çalışma yerine sürekli ödenen yoksulluk nafakası geliriyle geçinmeyi ve buna kanaat etmeyi de tercih edebilir. Kanun koyucunun, bu durumlara ilişkin olarak herhangi bir düzenleme getirmesi daha yerine olacaktır.
Sendika.Org