Kocaeli Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği’nden Gülfer Kırbaş ile “Şiddetim olma, sevgilim ol” kampanyası hakkında söyleştik
Kocaeli Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği’nden Gülfer Kırbaş ile “Şiddetim olma, sevgilim ol” kampanyası hakkında söyleştik. Kırbaş, bu kampanya ile hem kadınların maruz kaldığı flört şiddetinin farkına varmalarını sağlamayı hem de dayanışmayı amaçladıklarını söyledi
Kocaeli’de, 16 Nisan referandumunun hemen ardından kurulan ve kentteki her yaştan kadınların buluşma yeri olan Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği “Şiddetim olma, sevgilim ol” kampanyası başlattı.
Kampanya 2 Mart’ta Kocaeli Mimarlar Odası’nda 12.09’da düzenlenen bir etkinlik ile duyuruldu.
Kampanyanın duyurusunu yapan dernek, yaptıkları açıklamada, “2017’de öldürülen 409 kadından en az %9’u erkek arkadaşları tarafından öldürüldü ve 9’u Kocaeli’de yaşıyordu” diyerek kadın cinayetlerine dikkat çekmek istediklerini belirtti.
Bizler de kadınlara “Yalnız değilsin” çağrısında bulunan derneğin yönetim kurulu üyelerinden Gülfer Kırbaş ile söyleşerek kampanyanın detaylarını konuştuk. Kırbaş, bu kampanya ile hem kadınların maruz kaldığı flört şiddetinin farkına varmalarını sağlamayı hem de dayanışmayı amaçladıklarını söyledi.
Öncelikle Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği’nden bahseder misiniz? Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz kadınlarla?
Gülfer Kırbaş: Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği, başka başka arka planları olan ama kadınlık paydasında buluşan kadınlardan oluşuyor. Sorunumuz belli: Erkek şiddeti! Diyoruz ki farklı ideolojilere sahip olabiliriz ama bu şiddete karşı yan yana durmak zorundayız. Tabi yan yana durmak bizi birbirimize yakınlaştırıyor, birbirimizi daha iyi anlamamızı sağlıyor ve hatta benzeştiriyor. Bu oldukça cesaret verici bir deneyim.
Konuşuyoruz, üretiyoruz ve paylaşıyoruz. Çok önemli bulduğumuz bu üç şey aslında her şeye işaret ediyor. Konuşmak zaten temel ihtiyacımız. Bunu bir de birbirini yargılamadan, dayanışma güveniyle yaptığımızda güçlendiren bir deneyim oluyor. Birlikte üretmeyi seviyoruz. Küçük elişleri yapıyoruz ve tüm yaptıklarımızı paylaşıyoruz.
Peki “Şiddetim olma, sevgilim ol” kampanyasına nasıl başladınız?
Burada temel aldığımız sorun aslında flört şiddeti. İstanbul ve Ankara’da bu kavram çokça konuşulur olmaya başladı son dönemlerde. Bunları yakından takip ediyoruz. Biz de bu çalışmaları kentimize taşımak istedik. Dediğim gibi pek çok farklı alandan, yaştan kadınlarla bir araya geliyoruz. Kadın olmaktan kaynaklanan bir sorunla ortaklaşacaksak ve bir araya geleceksek yaşadığımız en temel sorunları ele almamız gerekir. Bizim için de somut sorunlardan biri flört şiddetiydi.
Önce bu konuda 40 Tilki Kadın İnisiyatifi’nin katılımıyla bir eğitim düzenledik. İlk gözlemlerimizi orada yaptık. Sonra genç kadınlarla özel görüşmeler yaptık. Lise öğrencilerinin şiddetin tam da ortasında kaldığını gördük. Bu konu hakkında konuşabilecekleri ya çok az insan vardı ya da hiç yoktu.
Kadınların sizlerle samimi ve çekinmeden iletişime geçebilmesini nasıl sağladınız?
Tabii bütün bunları flört şiddeti yaşıyor musunuz diye sormadık. Sevgililik ilişkisinde ne yaşıyorsunuz diye sorduk? Çünkü yaptığımız görüşmelerde anladık ki aslında flört kelimesi çok da karşılık bulmuyor. Flörtün ne demek olduğunu sorduğumuzda şöyle cevaplar aldık: Sevgili olmadan önceki tatlı evre, ilk romantik evre vs. Yani kimse bu süreçte şiddet olacağını zaten düşünmüyor. Dolayısıyla onlara çıkıp “flört şiddetini konuşalım” dediğimizde de söylediklerimiz bir şey ifade etmiyor. Biz de konuyu flört demeden, aslında bu yaş aralığındaki kadınların tam da ilgisini çekecek şekilde sevgililik üzerinden konuşmaya karar verdik.
Bu gizli saklı yaşanan, üzerine aile, okul, öğretmen vs ile konuşulamayan bu konu nasıl irdelenebilir diye düşündük. Ve aslında içinde yaşanan şiddetle beraber olumlu, güvenli bir sevgililik ilişkisini de ön plana çıkarmak istedik. Yani kadınlara sevgiliniz olsun, bu güzel bir şey ama kendinizi güvende tutun demek istedik. Çünkü sürekli olumsuzlanan ve kötü örneklerle ön plana çıkarılan bir konu bu. Bu ilişki şekli ya meşru değildir ya da dizilerden de gördüğümüz üzere şiddet içerir ve bu doğal gösterilir.
Bunun karşısında duran bir alternatif olmalıydı. Şiddet mağduru ve güçsüz hissetmesinler, aksine daha güçlü ve güvenli hissetsinler bunun kaynağı da bilmekten, konuşabilmekten ve dayanışmaktan gelsin istedik. Böylece “Şiddetim Olma, Sevgilim Ol!” ortaya çıktı.
Kocaeli’nin çok değerli aktivist, akademisyen, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, avukat, tiyatrocu kadınlarıyla bir araya geldik, bir danışma kurulu oluşturduk. Bu çok önemliydi çünkü kentin kampanyayı sahiplenmesini istiyorduk. Öyle de oldu, şimdi tüm destekçilerimizle beraber dört koldan yaygınlaştırıyoruz.
Kampanyanın sloganı da hayli ilgi çekici. Slogana karşı tepkiler nasıl şu ana kadar? Kadınlar kampanya hakkında nasıl geri dönüşler yapmaya başladı?
Kampanyayı henüz 2 Mart’ta başlattık. Yani oldukça yeni. Ama şimdiden güzel tepkiler almaya başladık. Yerelde çalışan bir örgüt olarak ilk önce kentin önde gelen kadınlarıyla paylaştık, yaşça daha büyük kadınlarla. Sevgililik konusunu böyle açıkça konuşmaya nasıl tepki vereceklerini merak ediyorduk. Sloganı söylemekten çekinenler de oldu, kamera karşısına geçip mesaj verenler de. Ama hepsi çok heyecanlandı ve kimi “bize yetişemediniz” diye hayıflandı. Çünkü bu önerilere ihtiyacımız olduğunu biliyorlar, bu desteğe daha erken ulaşabilmiş olmayı istediler. Heyecanlandılar çünkü şimdi bunu kendi çocuklarına, çevrelerine, genç kadınlara söyleyebilecekler.
Dediğim gibi oldukça kısa zamandır yayındayız. Ama hazırlık süreci de buna dahil edilebilir. Çünkü bütün hazırlıklar boyunca temas ettiğimiz kadınlara yapmak istediğimiz şeyi anlattık. Ulaştığımız herkes gönülden destek verdi. Ve önce kendilerini, ilişkilerini gözden geçirdiler. “Evet ben de bunları yaşadım” dedi bir çoğu. “Keşke bunun bir şiddet olduğunu bilseydim” dediler. Tabi bütün bu tepkiler kampanyaya olan güvenimizi güçlendirdi çünkü o hep hasır altı edilen yaraya parmak basabilmiştik.
Kampanyanın içeriği hakkında bilgi verir misiniz? Hangi kanallardan ulaşmaya çalışıyorsunuz kadınlara?
Kampanya kapsamında bir videomuz ve broşürümüz var. Video Kocaeli’nden kadınların konuştuğu ve bir arkadaş tavsiyesi verdikleri bir çalışma. Biz birbirimize iyi gelebileceğimize inanıyoruz. Bu yüzden de video bir dertleşme çağrısı olsun istedik.
Broşür ise bir test formatında, kişinin kendi ilişkisini ya da ilişkiye bakış açısını ölçebileceği bir test. Şiddet biçimlerine ve mücadele yollarına dair ayrıntılı bilgi içermiyor. Burada amacımız kadınların ilgisini çekebilmek, konu üzerine düşündürtmek ve eğer isterlerse daha fazla bilgiye yönlendirmek. Çünkü bu konuda yapılan çok güzel çalışmalar var. Biz, kadınları yönlendiren bir köprü olmak istiyoruz. Bütün kampanya materyallerinin olduğu bir bloğumuz da var. Oradan ilgili linklere bağlantı veriyoruz mesela. Broşürdeki teste blogtan da ulaşılabiliyor.
Hem günümüz iletişim ağı sosyal medya ve internet ortamını iyi kullanmak hem de geleneksel olan bir yerel çalışmanın da gerektirdiği şekliyle kapı kapı gezip derdimizi anlatmak niyetimdeyiz.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Mümkün olduğunca çok kadına ulaşmayı hedefliyoruz. Kadınlara ‘dayanışma’ mesajı vermek istiyoruz. Çünkü şiddet güçsüzleştiriyor ve yalnız hissettiriyor. Bunun önüne geçmek istiyoruz.
8 Mart haftasını tanıtım faaliyetleri ile geçireceğiz. Bütün kadınları sokağa çağırıyoruz, yan yana durmanın ne kadar iyi hissettirdiğini bu yıl da birlikte deneyimleyelim.
Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği’ne ulaşmak için tıklayınız!
Dernek tarafından kadınların cevaplaması için hazırlanan “İlişkinde Şiddet Var Mı?” testi için tıklayınız!
“Şiddetim olma, sevgilim ol” kampanyası üzerine söyleşi: “Yalnız değilsin”https://t.co/GoavizNnU9 pic.twitter.com/gRwpvl46ej
— sendika.org (@sendika_org) 4 Mart 2018
Söyleşi: Gül Gündüz
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.