Senoz Vadisi muhtarları ve bölge halkı, vadinin HES’ler ve taşocaklarıyla katledilmesine karşı eylem yaptı
Senoz Vadisi muhtarları ve bölge halkı, vadinin HES’ler ve taşocaklarıyla katledilmesine karşı eylem yaptı. Mahkemelerin ‘yürütmeyi durdurma’ ve ‘iptal’ kararlarının uygulanmadığını belirten köylüler mücadele etmeye devam edeceklerini ifade etti
Rize’nin neredeyse HES’ler ve taşocaklarıyla katledilen Çayeli Senoz Vadisinde, daha önce hidroelektrik santrallere (HES) karşı yöre halkının açtığı 14 ayrı davanın kazanılmasına ve yargı kararlarına karşın yöre halkının çevre mücadelesi sürüyor.
Senoz Vadisinde yeniden projelendirilen Kayalar HES projesine tepki gösteren yöre halkı, civardaki köy muhtarları ile projenin yapılacağı alanda toplanarak ortak basın açıklaması yaptı.
Vadinin Kaptanpaşa Köyündeki tarihi kemer köprü üzerinde toplanan muhtarlar, “Şol Senoz’un dereleri akar Allah deyu deyu. Çıkmış suda rant görenler öter para deyu deyu” yazılı bir de pankart asarak tepkilerini dile getirdi.
Vadideki 12 köyün Muhtarları adına açıklama yapan Seslidere Köyü Muhtarı Mehmet Ali Şark, bugüne kadar açılan 14 davada verilen mahkeme kararlarının vadide uygulanmasını istedi.
Mahkemenin defalarca bu projeler için ‘yürütmeyi durdurma’ ve iptal kararı verdiğini hatırlatan Muhtar Şark, “Mahkeme defalarca yürütmeyi durdurma, iptal kararı verdi. ‘Bütüncül havza planlaması yapılmadan tek-tek projeler için etki değerlendirmesi yapılmaz’ diye Danıştayca onaylanmış mahkeme kararları var! Senoz Vadisinde mahkeme karaları niye uygulanmaz? Senoz köylülerinin hakkını hangi merci teslim edecek” dedi.
Açıklamasında, “Duyuyoruz ki, suda rant görenler yeniden gelecek” diyen Şalk, “Buyurup gelsinler. Senoz’un doğasına, suyu rant gören 3-5 aç gözün maalesef utanma, arlanmaları yok. Yüzleri var ama kızarmıyor. Sadece dolar yeşiline meftun vicdanları var ki sızlamıyor. Unutulmasın ki, bir doğa cenneti olan Senoz Vadisi bu ülkenin toprağıdır. Bu gidişe, aklı başında olan vicdanlı, inançlı her insan ‘dur’ demek zorundadır. Bilinsin ki, gelecek nesiller bu gidişe dahil olanların ruhuna rahmet değil, lanet okuyacak. Biz Senozlular bu vebali taşıyamayız. Suda rant görüp ‘para’ diye ötenlere lisanı dille son sözümüzdür! Biz, yüzlerce yıldır bu vadideyiz. Bu gün de Senoz’dayız buyurun gelin” diye konuştu.
Öte yandan aynı Vadiden olan TEMA Rize Temsilcisi Ahmet Ali Kork ise, yapılanlarla vadi halkının tedirgin edildiğine işaret ederek, “Bölgede 98’den bu yana yapılan yanlış uygulamalar var. Taşocakları ile başladı ve 10 yıldır da HES projeleri var. Vadi halkını bu yapılanlar tedirgin etti. Gelecek nesillere bu vadileri doğal güzellikleri koruyarak bırakmak gibi bir sorumluluğumuz var. Yapılanlar keyfe keder yapılıyor. Vadi halkı 15 tane dava açtı ve bu davaların çoğunu da kazandı. Yetkililer lütfen şu vadiye bir baksın. İnanıyorum ki bunu görenlerin vicdanları rahat etmeyecektir” ifadelerini kullandı.
Yaşanan son gelişmeleri de değerlendiren Kork, “Aldığımız bilgilere göre son davamızda Danıştay 14. Dairesi, HES firması lehine karar vermiş. Eğer öyleyse, 2017/631 Esas sayıda verdiği kararın içeriği ve geçmişine bakılmamış. Dosya içeriği okunmadan verilen karar Anayasaya, yasalara, yönetmenliklere ve de vicdana uygun değildir. Böyle bir gerçeği dile getirme zorunda kaldığımdan dolayı büyük üzüntü duyuyorum. Doğup büyüdüğüm Senoz Vadisi Buzlupınar Köyü içinden akmakta olan dere üzerinde öngörülen Kayalar HES projesine, Çevre ve Orman Bakanlığının, 26.11.2007 tarih ve 12894-65865 sayılı yazısıyla verdiği, ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararının; Çevre Kanuna, ÇED Yönetmeliğinin özüne ve amacına aykırı olduğu ve kamu yararının gerçekleşmediği, şekil, sebep, konu, amaç unsurları bakımından sakat, usul ve yasaya aykırı olduğu iddiasıyla Rize İdare Mahkemesinde dava açtım. Rize İdare Mahkemesi, 30.06.2010 günlü E:2008/362, K: 2010/310 sayılı kararı ile haklılığımı teyit ederek söz konusu idari işlem için iptal kararı verdi. Bakanlığın temyizi sonrası Danıştay 14. Daire, E-2011/9949, K-2011/5370 sayılı kararıyla haklılığımızı teyit etti ve gerekçede, ‘Uyuşmazlığa konu projenin kapsamlı çevresel etkilerinin hesaplanıp, tespit edilen sorunların ve belirsizliklerin giderilmesi ile uyuşmazlığa konu proje ile aynı vadide planlanan diğer projeler birlikte değerlendirilerek kurulması planlanan santral ve eklentilerinin çevreye vereceği zararın kapsamlı bir çevresel etki değerlendirilmesi ile tespit edilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edildiği’ vurgusuyla iptal kararını onadı. Bilahare başvurumuz sonrası söz konusu projeye ait ‘Su Kullanım Hakkı Anlaşması ve Enerji Lisansı’ da Danıştay 13.Dairesince iptal edildi. Bütün bunlar yaşanmamış gibi aynı firma yeniden proje tanıtım dosyası hazırlayıp, Bakanlıktan ÇED onayı aldı. Yine dava açtık. Danıştay’ca onaylanmış önceki mahkeme kararının gerekleri yerine getirilmediği gerekçesi ile Rize İdare Mahkemesi, Bakanlığın işlemini bir kez daha iptal etti. Ne olduysa, bu iptal kararı için Bakanlığın temyiz istemi sonrası, Danıştay 14.Dairesi, yerel mahkemenin iptal kararını bozdu. Yerel mahkeme de, buna uyarak, davamızı reddetti. Bu kez bu kararı biz temyiz ettik. Ne yazık ki Daire, başvurumuzu reddederek, bizlerin haksızlığına hükmetti. Yüzlerce yıldır Senoz Vadisinde yaşayan vatandaşlar olarak yaşam alanımızı koruyup, gelecek nesillere bırakma dışında hiçbir derdimiz, kaygımız olmadı. Aynı zamanda Anayasal bir ödev olarak maddi-manevi onca emeklerle yürüttüğümüz yaşam alnımızı koruma mücadelesinde yargı erkince de, üstelik haksız bir şekilde korunaksız bırakılmış olmaktan büyük üzüntü duymaktayız. Bu karar sonrası, bütün etkili ve yetkililerin, Vadideki 12 Köy muhtarının imzalı ortak açıklamasını dikkate almalarını talep ediyoruz” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.
Sendika.Org / Ömer Şan – Rize