TBMM’ye sevk edilen yeni torba yasada yer alan maddeye göre RTÜK, internet yayınlarına müdahale edecek
TBMM’ye sevk edilen yeni torba yasada yer alan maddeye göre RTÜK, internet yayınlarına müdahale edecek. Madde yasalaşırsa RTÜK’ün alanı dışındaki internete nasıl müdahale edeceği, BTK’dan farkının ne olacağı ve maddenin hangi tip yayınları kapsadığı netlik kazanmış değil. Prof. Dr. Yaman Akdeniz, muhalif yayın organlarının ciddi bir sansür tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi
Geçtiğimiz günlerde TBMM’ye sevk edilen yeni torba yasada yer alan internetten yayın yapan kuruluşlara, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) denetimi getirilmesine dair madde tartışmalara yol açtı. Memurlar.net’te tam metni yer alan tasarıya göre RTÜK’ten lisansı bulunan TV kanalları, internet yayını yapabilmek için ayrıca lisans alacak. Maddede, yalnızca internetten yayın yapan platformların ise şu an ne BTK tarafından yetkilendirildiği ne de RTÜK tarafından denetlenebildiği ifade ediliyor. Madde TBMM’den geçerse sabit ve mobil internet altyapıları üzerinden sunulan radyo ve televizyonlar içerikleri de RTÜK tarafından denetlenecek.
Adnan Oktar’ın kanalı A9’un internet yayınını engelleme bahanesiyle gündeme getirilen maddenin yasalaşması halinde RTÜK’ün aslında alanı dışında bulunan internet yayınlarına nasıl müdahale edeceği, yasanın hangi tip yayınları kapsadığı, RTÜK’ün müdahalesinin BTK’dan farklarının ne olacağı konusu hâlâ netlik kazanmış değil.
Cumhuriyet’in haberine göre, RTÜK’ten internet yayını lisansı almak için yüklü miktarda ücretin yanı sıra MİT ve Emniyet’in güvenlik soruşturmasından geçmek gerekecek. RTÜK müdahalesinin şu yayınları kapsayabileceği konuşuluyor:
-Sosyal medya tabanlı internet haber yayınları: Sosyal medya paylaşım platformları üzerinden düzenli olarak yapılan haber ve yorum yayınları da aynı kapsama girebilecek. Örneğin “scope” tabanlı Medyascope TV ya da Artı TV gibi yurtdışından yapılan yayınlar.
-Video haberler: Ulusal yayın yapan bütün gazetelerin sahip olduğu internet sitelerindeki video haber sayfaları da aynı lisans ve RTÜK denetimi çarkına sokulabilecek. Bunun için video haberlerin yine düzenli olarak yapıldığının tespiti yeterli olacak.
-Siyasi parti yayınları: Siyasi partilerin faaliyetlerini resmi internet siteleri üzerinden televizyon yayını gibi aktarması da lisans ve denetim zorunluluğuna girecek.
-TV dizileri: TV’ler üzerindeki yaptırımlar nedeniyle kanalların internet sitelerinde sansürsüz olarak yayınlanan diziler de RTÜK denetimine girebilecek.
-Netflix, Blu TV: Halihazırdaki televizyon kanallarının ağır denetimi nedeniyle ilgi çeken Netflix, Blu TV, Puhu TV gibi “IPTV” kapsamındaki platformlar da artık RTÜK denetimine girecek. Yayın ihlaline karar verilmesi durumunda bu platformlara erişim de engellenebilecek.
Cumhuriyet’in aktardığına göre, internet yayınlarına müdahale etmek için BTK ve RTÜK 6 ay içerisinde bir yönetmelik çıkaracak.
Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Evrensel’e verdiği demeçte yurtiçi ya da yurtdışı kaynaklı internetten yayın yapan muhalif kanallara yönelik RTÜK tehdidine dikkat çekerek “Muhalif görüşlü yayın organlarının bu maddeden en çok etkileneceğini ve dolayısıyla tasarı Meclis’ten geçerse ciddi sansür tehlikesi altında kalacağını düşünüyorum” dedi. Akdeniz şöyle devam etti:
Yasa ile ilgili bir başka sorun da “Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınları”ndan tam olarak ne kast edildiğidir. Netflix ve ileride Amazon Prime gibi internet üzerinden yayın yapan servislerin de Türkiye’ye yayın yapabilmek için lisans almaları gerekebilir. Aksi takdirde bu platformlara erişim Türkiye’den engellenebilir. Eğer lisansları yoksa veya lisans başvurusu yapmaz veya lisans başvurusu reddedilirse Netflix’i engelleyen ilk ülke bile olabiliriz.
Uzun zamandır devam eden çok boyutlu bir sansür mekanizmasına RTÜK’ün de eklenmeye çalışıldığını ifade eden Akdeniz, “RTÜK zaten 2000’li yılların başından beri internete el atmak istiyordu, muradına erecektir. Yani hedef Adnan Hoca değil. Asıl hedef, Türkiye içinden veya dışından yayın yapan tüm muhalif haber siteleri” dedi.
RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İsmet Demirdöğen, “KHK’lerde olduğu gibi, bu yasa tasarısı hazırlanırken de RTÜK Başkanlığı, birkaç kişilik bürokrat grubu ile hareket etti. Muhalefet kontenjanından üyelere bilgi verme nezaketini bile göstermedi” ifadelerini kullandı ve maddeyi “sansür paketi” olarak değerlendirdi. Demirdöğen şunları söyledi:
Burada RTÜK mahkemelerin yerine geçiyor. RTÜK önce hükmü verecek sonra tasdik için mahkemelere gönderecek. Merkez, anaakım medyada kendisine yer bulamayan gazetecilerin, siyasetçilerin, toplumsal grupların seslerini duyurabildikleri internet ortamı yok edilmek isteniyor. Türkiye seçime giderken, seslerini duyurmak isteyen toplumsal muhalefetin internet ortamından yararlanamayacakları bir ortam oluşturulmak isteniyor.
Hürriyet’in haberine göre, RTÜK maddesiyle ilgili açıklama yapan Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Ahmet Arslan sansür tepkilerine yanıt olarak “Televizyonlarda sansür mü var? Her program yayınlanabiliyor” dedi. Arslan, maddeye dair yaptığı açıklamada “Ahlaki değerler var, müstehcenlik var. Televizyon yayınlarında her ne yanlışsa, orayla ilgili herhangi bir eleştiri yok. RTÜK’ün orada da görevleri var” dedi. Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ da madde hakkında, toplumun ahlakını bozan veya terör örgütlerince kullanılan yayınlara yasal müeyyide uygulanacağı açıklamasını yaptı.
Bilişim sektöründe meydana gelen teknolojik gelişmeler ile genişband internet hizmetlerinin kullanımının yaygınlaşması nedeniyle, radyo ve televizyon yayınları internet ortamına yönelmeye başlamıştır. İnternet ortamından yayınlanmak üzere, özel içerikler de sıklıkla üretilir olmuştur. Karasal, uydu ve kablo ortamından lisanslı olarak yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar yayınlarım aynı zamanda internet üzerinden de sunmaya başlamışlardır. Bunun yanında, Radyo ve Televizyon tJst Kurulundan lisansı bulunmayan pek çok kuruluş da kayıtsız olarak internet üzerinden radyo ve televizyon içeriklerini yayınlamaya başlamıştır.
Söz konusu yayınları internet üzerinden ileten platformlar, iletim yönünden Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca yetkilcndirilmedikleri gibi, Üst Kurul tarafından da yayın iletim yetkisi ile yctkilendirilmemiştir. İnternet üzerinden radyo ve televizyon yayınlarını sunan kuruluşlar da Üst Kurul tarafından herhangi bir şekilde lisanslandırılmamıştır. Dolayısıyla, söz konusu kuruluşlar, yayın içerik denetiminden kaçındıkları gibi, gerek yurtiçinden çoğunlukla da yurtdışından söz konusu yayınlar nedeniyle elde ettikleri gelirler nedeniyle vergi ve benzeri mali yükümlülüklerden de kaçınmaktadırlar. Belirtilen gerekçelerle, sabit ve mobil internet altyapıları üzerinden sunulan radyo ve televizyonlar içeriklerinin de denetlenmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Madde ile, Üst Kurul kayıtlarında yayıncı olarak gözüken kuruluşların, cş zamanlı olup olmadığına bakılmaksızın, herhangi bir ilave külfete de girmeksizin yayınlarını isterlerse kendilerine ait internet sitelerinden sunabilecekleri hususu açıkça düzenlenmektedir. Radyo ve televizyon yayınlarını sadece internet üzerinden sunmak isteyen kuruluşlara da sadece bu amaçla lisans alabilme imkanı getirilmektedir. Bu sayede söz konusu yayınlar da karasal, uydu ve kablo ortamından yapılan diğer yayınlar gibi Üst Kurulun içerik denetimine tabi olacaktır. Bunların haricinde, internet üzerinden, radyo ve televizyon yayını yapan, ancak Üst Kurulca yetkilendirilmeyen kuruluşların yayınları ise Üst Kurulun bildirimi üzerine sulh ceza hakimi kararı ile engellenebilecektir. Bu karara karşı, Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilecektir.
Sendika.Org