Kandıra Cezaevi’nde tutuklu HDP’li kadın milletvekilleri ve siyasetçiler, Afrin operasyonuna ilişkin Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, BM, AGİT ve büyükelçiliklere mektup yazdı
Kocaeli’de bulunan, Kandıra Cezaevi’nde tutuklu HDP’li kadın milletvekilleri ve siyasetçiler, Afrin operasyonuna ilişkin Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, BM, AGİT ve büyükelçiliklere mektup yazdı
Kandıra Cezaevi’nde tutuklu HDP’li kadın milletvekili ve siyasetçiler, Afrin saldırısının durdurulması istemiyle Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve büyükelçiliklere mektup yazdı.
Türkiye’nin, Afrin’e yönelik başlattığı askeri operasyona ilişkin kaygılarını ve demokratik taleplerini dile getirmek üzere kaleme alındığı belirtilen mektup, “Bizler haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklanan ve bir yılı aşın bir süredir Türkiye Cezaevlerinde tutuklu bulunan kadın milletvekilleri, belediye eş başkanları ve siyasetçileriz” sözleri ile başlıyor.
Bölge halkları için güvenli olduğu belirtilen Afrin’de, Suriye savaşından kaçanlarla birlikte yüzbinlerce sivilin yaşadığı vurgulanarak operasyonda ağır silahların kullanıldığı ifade edildi. Operasyonun şimdiye kadar onlarca sivilin ölümüne, yerleşim yerlerinde büyük yıkıma ve göçe neden olduğu belirtilen mektupta şu ifadeler yer alıyor:
Belirtmek isteriz ki Suriye’ de ve Irak’ ta, Kürt halkının öncülüğünde yürütülen mücadelede, başta kadınlar olmak üzere bütün insanlık için tehdit olan IŞİD çeteleri bertaraf edilmiş, kaçırılan, tecavüze uğrayan, köle pazarlarında satılan her halktan binlerce kadın özgürlüğüne kavuşturulmuştur. Demokratik ulus düşüncesiyle, Demokratik Suriye Federasyonu çatısı altında Kürt, Arap, Türkmen, Asuri, Süryani, Ezidi, Ermeni Halklarının eşit, özgür ve barış içinde bir arada yaşamalarını; yapılan demokratik ve özgür seçimlerle garanti altına alınmıştır. Bugün de Afrin halkına sahip çıkmak tüm insanlığın görevidir, sorumluluğudur.
Mektupta, sınır güvenliği bahane edilerek saldırılan Afrin’de bugüne kadar IŞİD’in Türkiye’ye geçişinin engellenmiş olduğu, Afrin’in bu anlamda Türkiye’nin sınır güvenliğini koruyan bir konumda olduğu belirtildi.
Afrin operasyonu ile Türkiye’nin, uluslararası hukuk ve tarafı olduğu uluslararası sözleşmeleri ve uluslararası hukuku ihlal ettiği belirtilen mektupta, operasyonun adının hukuk literatüründe “işgal” olduğu ifade edildi.
Mektup şöyle devam ediyor:
Suriye ve Irak’ta IŞİD’in büyük ölçüde yenildiği, çatışmazlık, barış ve çözüm arayışlarının ön plana çıktığı bir dönemde başlatılan bu operasyon, siyasi çabaları sekteye uğratacaktır. Savaşı ve kaosu derinleştirecek bir adım olan bu askeri harekat, bölge istikrarı ve güvenliği için açık bir tehdittir. Bu operasyon aynı zamanda Türkiye’de yaşayan yaklaşık 20 milyon Kürt’ün de demokratik çözüme ve barışa dair inancını kırmakta, birlikte yaşama umudunu zayıflatmaktadır.
Devletlerin politikalarının toplumsal barışı esas alması gerektiği ifade edilen mektupta, ülke sınır güvenliğinin askeri politikalarla sağlanamayacağının altı çizilerek şu talepler yer aldı:
Mektup şöyle sonlanıyor:
Bölgede kalıcı barışın sağlanması için demokratik ve siyasi müzakere sürecinde Suriye’deki tüm halkların temsiliyetinin sağlanması, halkların ve inançların bir arada yaşamasının teminatı olacaktır.
Kürtler savaşın ve kaosun değil, çözümün, demokrasinin ve barışın bir parçası olmak istemektedir.
Bu hassas konudaki düşüncelerimizi sizlerle paylaşmayı insani ve vicdani bir sorunluluk olarak görüyoruz. Afrin’e yönelik savaşı durdurmak için yüksek duyarlılık ve göstereceğinizi umuyoruz.
Mektupta imzası bulunan HDP’li milletvekili ve siyasetçilerin isimleri şöyle: Aysel Tuğluk, Burcu Çelik Özkan, Çağlar Demirel, Edibe Şahin, Figen Yüksekdağ, Gülser Yıldırım, Gülten Kışanak, Nurhayat Altun, Sebahat Tuncel, Selma Irmak.
Sendika.Org