Çin eğer Fransa’nın ve İngiltere’nin 2040 yılı olarak saptadığı tarihten önce arabaların yasaklanmasını sağlarsa bütün gezegeni şaşırtacak
Çin’de hükümet, yakın zamanda ülkede hangi tarihten sonra fosil enerji kullanan arabaların yasaklanacağını ilan edecek. Çin eğer Fransa’nın ve İngiltere’nin 2040 yılı olarak saptadığı tarihten önce arabaların yasaklanmasını sağlarsa bütün gezegeni şaşırtacak. Çin’in bunu yapma nedeni, sadece kirliliğe karşı mücadele etmek değil, aynı zamanda rekabette üstünlük sağlamak
Son zamanlarda Pekin’i ziyaret edenler, Çin başkentinin bugüne kadar kirlilikten griye kesmiş gökyüzünün yerine mavi bir gökyüzü görmelerinden dolayı keyifli bir şaşkınlık içindeler. Havanın bu iyi niteliği kısmen sıkı kirlilik karşıtı önlemlerin alınmasından kaynaklanıyor. En kirletici fabrikalar başkent ve büyük kentlerden uzaklaştırıldı. Gazla çalışan sistemler tam olarak yerleştirilmeden kömürle çalışan ısıtma sistemleri kapatıldı.
Bu değişiklik, aynı zamanda, Çin açısından yaşam kalitesinin geliştirilmesine dönük bir öncül ve teknolojik ve siyasal liderliğe dönük muazzam bir fırsat olarak, yeşil ekonomiye dönük giderek artan bilinçlenmesini ifade ediyor.
Çin, toplam sera etkili gaz salınımının %25’ten fazlasını gerçekleştirmesiyle, dünyada salınım oranlarında ilk sırada. Kişi başına hesap yaparsak, ortalama olarak bir Çinli vatandaş başına düşen salınım, ortalama bir Avrupalı vatandaş başına düşen salınımı aşmış durumda fakat bu oran yine de bir ABD’li vatandaş başına düşen salınımın yarısına karşılık geliyor. Çin’in büyük ölçüde kömür kullanması, elektriğinin %70’nin kömür santrallerinden sağlanmasından ve ağır sanayilerdeki (çelik, çimento, kimya) liderliğinden kaynaklanmakta.
Fakat Orta İmparatorluk, rüzgâr enerjisi ve güneş enerjisi yatırımlarında da halihazırda uzak ara ilk sırada ve artık kömüre daha fazla yatırım yapmaktan vazgeçiyor. Çin’in düşük karbon salınımlı bir ekonomi inşa edebilmek açısından, kaynak konusunda muazzam bir avantaja sahip.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın yakın tarihli bir raporunda, rüzgâr ve güneş enerjisi üretimi açısından en uygun bölgelerin yer aldığı bir harita mevcut. Bu bölgelerin en genişi, Çin’in az nüfuslu batı bölgeleridir (Tibet, Çinghay, Sincan ve İç Moğolistan). Bu bölgelerin yüzde 5’ine güneş panellerinin yerleştirilmesi, Çin’in (yılda 6000 milyar kWs olan) tüm elektrik ihtiyacını karşılayabilir. Tabii bunun yanında önemli miktarda üretilebilecek rüzgar enerjisi olduğunu da unutmayalım.
Şili’nin kuzeyi ve Meksika gibi enerji üretmeye konumu fazlasıyla uygun bölgeler açısından, rüzgar enerjisi için bir Mws (megawatt/saat) için 25 dolar, güneş enerjisi için ise MWs için 20 dolardan az teklifler sunuldu. Rüzgar ve güneş enerjisi konusunda yatırım yapan Çinli yatırımcılar, gelecek on yılda ekonomik atılım içinde olan Çin’in kıyı kesimlerinde kömürden çok daha ucuz yenilenebilir kaynaklarından elde edilen elektrik sunabilecekleri inancındalar.
Yoğun yatırımlar gerekeceği açık. Çin Ulusal Enerji İdaresi, 2020 yılına kadar yenilenebilir enerjiler konusunda 360 milyar dolar yatırım yapılacağını açıkladı. Bu finansal çaba oldukça gerçekleştirilebilir görünüyor çünkü Çin’in yıllık bütçesi yılda 5 trilyon doların üzerinde ve bankacılık sistemi de 30 trilyon dolarlık finansal varlığa sahip.
Çin, düşük karbon salınımlı bir elektrik üretimi sistemi inşa ediyor ve kayda değer bir rekabet avantajından faydalanacak. Uluslararası Enerji Ajansı’nın işaret ettiği üzere, eğer yenilenebilir enerjinin maliyeti düşerse, metan gazının iyileştirilmesinden ziyade elektroliz yoluyla hidrojen üretiminde de maliyet düşecek.
Bu da, kara ve deniz taşımacılığında “yeşil” hidrojenin muhtemel kullanımının yanı sıra çelik, gübre ve kimyasal ürünlerinin üretiminde karbonun azaltılması açısından önemli fırsatların kapısını aralayacak. Sıfır karbon salınımlı bir küresel ekonomide, sanayi üretiminin önemli bir bölümü güneş ve rüzgar enerjisinin ucuz olduğu yerlerde yapılmak durumunda olacak.
Çinli şirketler, mevsimlik kaynaklardan elektrik üretimini yönetmek ya da talebe yanıt vermek adına, güneş pil panelleri, rüzgar enerjisi, bataryalar ve karmaşık sistemler de dahil olmak üzere yeşil ekonomi için gerekli olan bütün temel teknolojilerde zaten asli bir rol üstlenmiş durumdalar. Yeşil teknolojilere dönük destek, Çin’in imalat üretimini teknik mükemmellik düzeyine çıkarmayı amaçlayan “Çin Malı 2025” programında yansımasını buluyor.
Çin düşük salınımlı karbon ekonomisine yaklaştıkça, kendisine sunulan teknik ve ekonomik fırsatlarda da daha iyi olacak.
Karayolu ulaşımının elektrik temelli hale getirilmesi, yeşil ekonomi daha verimli hale geldikçe CO2 salınımlarını düşürmesinin yanı sıra hava kalitesini de geliştirmekte anahtar bir rol oynayacak. Önde gelen Çinli şirketler, elektrikli araçların geliştirilmesinde şimdiden uzak ara hayati bir rol oynuyorlar ve Çin’in büyük şehirleri de şimdiden elektrikli otobüsler ile herkesten önce tanışmış durumdalar. Pekin’in giderek mavileşen gökyüzü, aynı zamanda, iki tekerlekli araçlarının büyük kısmının elektrikli hale getirilmesi ile bağlantılı.
Elektrikli araçlar geliştiren Çinli şirketler, yenilikçilik ve rekabetçilik açısından da en az Avrupalı ve Amerikalı emsalleri kadar iyi durumdalar. Öte yandan, Batılı araba üreticilerinin bir yüzyıl boyunca içten yanmalı motor üretme sürecinde elde ettikleri uzmanlığa sahip olmaları ise yıllar alacak. Yine, Çin elektrikli araçları ne kadar hızlı geliştirirse, şirketleri de bu alanda daha iyi yerlere gelecekler.
Çin’de hükümet, yakın zamanda ülkede hangi tarihten sonra fosil enerji kullanan arabaların yasaklanacağını ilan edecek. Çin eğer Fransa’nın ve İngiltere’nin 2040 yılı olarak saptadığı tarihten önce arabaların yasaklanmasını sağlarsa bütün gezegeni şaşırtacak. Çin’in bunu yapma nedeni, sadece kirliliğe karşı mücadele etmek değil, aynı zamanda rekabette üstünlük sağlamak.
Eğer Çin yeşil ekonomiye doğru yürüyüşünü hızlandırırsa, siyasi alanda da kazanabilir. Başkan Xi Jinping Çin’i çekici bir ekonomi ve bir toplumsal model haline getirmek istiyor. Jinping, Trump’ın ABD’nin imajını zedelemesi durumundan, Çin’in etkisini arttırmak yönünde yararlanıyor fakat siyasal sistemdeki pek çok figür, bu hedefe karşı çıkıyor. Yine de Çin küresel ısınmaya mücadelede lider bir ülke haline gelebilir – bu, ona dönük saygınlık ve hayranlık kazandıracaktır.
Pekin’in mavi gökyüzü yeşil ekonomi konusunda Çin liderliğinin simgesi haline gelirse ya da Başkan Xi’nin “ekolojik uygarlık” inşa etme vaadi gerçek olursa şaşırmayalım.
[Alternatives Economiques’deki Fransızca orijinalinden İsmail Kılınç tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.