Aladağ’da 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 24 kişinin de yaralandığı yurt yangınıyla ilgili açılan davanın beşinci duruşması başladı
Aladağ’da 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 24 kişinin de yaralandığı yurt yangınıyla ilgili açılan davanın beşinci duruşması başladı. Duruşma öncesi açıklama yapan aileler, mahkemenin ara kararda 4 sanığı tahliye etmesine “Çocuklarımızın canı bu kadar basit mi? O savcı, o hakim, cumhurbaşkanı vicdanı rahat uyuyabiliyor mu?” diyerek tepki gösterdi. Duruşma sonunda ara kararını açıklayan Mahkeme Heyeti, müşteki avukatlarının tahliye edilen sanıkların tekrar tutuklanması talebini reddederek davayı 25 Mayıs 2018’e erteledi
Adana’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016 tarihinde Aladağ’daki Süleymancılar’a ait yurtta çıkan yangında 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirmesi ve 24 öğrencinin yaralanmasına ilişkin açılan davanın beşinci duruşması Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Mahkeme heyetinin değişmesi ardından verilen ara kararda, tutuklu 6 sanıktan dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş ve yurt görevlisi Mahmut Deniz yeni bilirkişi raporunda “tali kusurlu” bulunarak tahliye edilmişti.
Yurt müdürü Cumali Genç ile Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur’un tutuklu bulunduğu dava dosyasının kamu görevlileri hakkında başlatılan dava dosyası ile birleştirilmesiyle sanık sayısı 14’e çıkmıştı.
Duruşma öncesi Aladağlı aileler ve davayı takip eden Sosyal Haklar Derneği (SHD) üyeleri ile çok sayıda kişi, duruşmanın görüldüğü Kozan Ticaret Odası önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
Açıklamada konuşan SHD avukatlarından Can Atalay, ara karar ile 4 sanığın tahliye edilmesine tepki gösterdi.
Aileler ise, sanıkların tahliye edilmesine “Adaletsizlik bu. Niye bizim çocuklarımızın suçlularını bırakıyorlar? Savcılara soruyorum bu evlatlar kendilerinin olsa ne yaparlar? Bu kadar mı ucuz, basit bizim evlatlarımız. Acaba vicdanları rahat uyuyabiliyorlar mı, o savcı, hakim, devlet, cumhurbaşkanı?” sözleri ile tepki gösterdi.
Duruşmaya girmeden önce konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan da şu ifadeleri kullandı:
Aladağ’dayız.Aladağ davası,memleket davasıdır. Aladağ davası Türkiye davasıdır. Ülkenin her yerinde cemaatlere, karanlığa teslim edilen yüzbinlerce çocuğun sessiz çığlığına ses olma davasıdır. En az 1 milyon çocuk MEB’nın dini yapılarla yaptığı protokoller, kamu kaynaklarının bizlere, halka ait kamu arazilerinin çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle dini yapılara aktarılması sonucunda cemaat yapılarına terk edilmiştir. Aladağ davası kamusal ve laik eğitimin yok edilmesinin en somut halidir. Aladağ’da bir tane olan devlet yurdu yıkılmış, muhtar, ilçe milli eğitim müdürü ve yurt müdürünün işbirliği ile ailelerin evlerine gidilerek örgütlü bir şekilde cemaat yurduna yönlendirilmiştir.
Bu ülkenin muhtarı, bu ülkenin ilçe milli eğitim müdürü, yetkililer tüm yetkisini ve gücünü devlet yurdunu yaşatmak yerine, cemaat yurdunu yaşatmak ve güçlendirmek için kullanmıştır. Ve Aladağ şu anda ülkenin her yerinde yüzlerce cemaat yurdundan yalnızca bir tanesidir. Laik ve kamusal eğitim mücadelesi vazgeçilmezimizdir. Çocuklarımız, öğrencilerimiz için, okullarımız, geleceğimiz için laikliğe, kamusal eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmaya, tutuklu sanıklar ile tutuksuz bazı sanıkların yanı sıra SHD avukatları, çevre kentlerden gelen avukatlar, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen ile çok sayıda kişi katıldı.
Bilirkişi raporunun okunması ardından söz alan aileler, sorumluların kamu görevlilerinin olduğunu vurguladı.
Aladağ davasında avukatlar, tahliye kararı verilmesine neden olan bilirkişi raporunu bir iş kazasında yönelik hazırlanmış gibi bir rapor olduğunu belirterek sanıkların tutuklanmasını istedi.
Avukat Evren İşler tahliye edilen 4 sanığı tali kusurlu olarak belirleyen bilirkişi raporuna itiraz etti. Avukatlar raporun olayı iş kazası gibi değerlendirdiğini belirterek “Bilirkişiler olayı iş kazası olarak tespit ediyorlar. Sormak lazım, yanarak can veren kız çocukları ile yurt yönetimi arasındaki iş sözleşmesi nerededir? Hayatını kaybeden çocuklar işçi değil, olay da iş kazası değil” diyerek tahliye kararının doğru olamadığını söyledi. Müşteki avukatları bilirkişilerin asli, tali kusurlu tespiti yapamayacağını, raporda belirtildiği gibi 1’inci, 2’inci derecede kusurlu diye bir tabir de olmadığını söyledi. Avukat Evren İşler, bilirkişi raporunu hazırlayanların mühendis, iş güvenliği uzmanı gibi teknik elemanlar olduğunu söyledi. Raporda olayın iş kazası diye geçmesine itiraz eden İşler, iş kazasından bahsedilecek olsa bile sadece belletmen için geçerli olabileceğine dikkat çekti.
Raporda yurt belletmeni Fatma Canatan’ın misafir diye geçtiğini, çocukların iş kanunundan kaynaklanan hiç bir ilişkisinin olmadığını ifade eden İşler, “Sadece bu saptamadaki hatasından dolayı herhangi bir işleme dayanak olması mümkün değildir. 15 sayfa önceki raporların özeti, 4 sayfa mevzuat 3, 5 sayfalık bilirkişi raporu var elinizde. Bilirkişi raporu delillerin değerlendirmesi aracıdır, delil değildir” dedi. Mevzuata göre bilirkişilerin kusur derecelendirmesi yapamayacağını dile getiren İşer, başka bir heyet tarafından yeniden rapor hazırlanmasını istedi. Tahliye için sadece kusur durumunun yeterli olmadığını ifade eden İşler, raporun sanık beyanları dışındaki beyanlar dikkate alınmadığını söyledi.
İşler, raporun kendi içerisindeki çelişkisini “İtfaiye teşkilatının mevzuata uygun olduğu, sonra da kusurlu olduğunu söylüyor” diyerek açıkladı.
Dernek yöneticilerinin tali kusurlu oldukları gerekçesi ile tahliye edilmesi ile ilgili konuşan İşler, “Dernekler yönetim kurulu kararı ile yönetilir başkanla üyeler arasında sorumluluk farkı yoktur. Alınan ve alınmayan kararların tamamı yönetim kuruluna aittir. İddianamesi taksirle işlendiğini söylüyor. Sanıkların olayı ön görmemesi mümkün değil. Biz kast ya da olası kast uygulanmasını talep ediyoruz” dedi.
Adana Baro Başkanı Veli Küçük, olayın iddianamede olduğu gibi basit bir ihmal suretiyle ölüme sebebiyet vermenin doğru olmadığı belirterek “Fırsat eşitliğini saplamak için devletin Anayasanın bu ilkesine uygun davranmadığının örneği bu dosyada mevcuttur. Kasten öldürmeden tamamının tutuklanması gerekir” dedi.
Aladağlı aileler #AladağiçinAdalet demek için davalarının 5. duruşmasında Kozan Adliyesi’nde açıklama yapıyorlar. https://t.co/vBcktZ5mM0
— Sosyal Haklar Derneği (@sosyalhaklar) February 26, 2018
Mahkeme heyeti tahliye edilen sanıkların tekrar tutuklanmasını reddetti
Duruşmada ara kararını açıklayan Mahkeme Heyeti tahliyesi gerçekleşen 4 sanığın tekrar tutuklanması talebinin reddine, tutuklu 2 sanığın tutukluğunun devamına karar vererek, duruşmayı 24 Mayıs 2018 tarihine erteledi.
Tahliyesi gerçekleşen 4 sanığın tekrar tutuklanmasının reddine, tutuklu 2 sanığın tutukluğunun devamına karar verilip, duruşma 24.05.2018 tarihine ertelendi.
Aladağ’a adalet gelmeden bu yangın sönmez.#AladağİçinAdalet— sosyalhaklar (@sosyalhaklar) 26 Şubat 2018
Sendika.Org, Evrensel, Cumhuriyet