Hamide Yiğit’e göre Rusya, ABD’nin Kobanê’de izlediği taktiğin bir benzerini Afrin’de izleyerek Kürtleri kendine mecbur bırakmaya çalışıyor olabilir
Hamide Yiğit’e göre Rusya, ABD’nin Kobanê’de izlediği taktiğin bir benzerini Afrin’de izleyerek Kürtleri kendine mecbur bırakmaya çalışıyor olabilir
Afrin’e yönelik operasyona ilişkin Sendika.Org’a değerlendirmelerde bulunan yazarımız Hamide Yiğit, şu aşamada olayların gelişimine ilişkin net bir şey söylemenin pek mümkün olmadığını ancak TSK’nin Afrin’e müdahalesinin bir dizi pazarlığın aracı olarak değerlendirildiğinin görüldüğünü belirtiyor.
Yiğit, ne Rusya’nın ne de Suriye’nin Kürtlerden vazgeçeceğini, Rusya’nın ABD’nin Kobanê’de izlediği taktiğin bir benzerini Afrin’de izleyerek Kürtleri kendine mecbur bırakmaya çalışıyor olabileceğini söylüyor.
Afrin saldırısının arkasındaki gerçek niyetler ve dönen pazarlıklarla ilgili beklentiler nelerdir?
Erdoğan’ın, bir gazetecinin “Bu operasyon ÖSO ile birlikte mi olacak” sorusuna cevaben sarf ettiği “Tabiî ki onlarla birlikte olacak. Çünkü bunu onlar için yapıyoruz, bizim için değil” sözleri gerçek niyeti açığa çıkarmaktadır. Çünkü danışmansız ve hazırlıksız verilen bu refleks, kafanın arkasındakinin ortaya dökülmesidir. Evet, bu savaş ÖSO şemsiyesi altında toplanan cihatçı yığın için alan açma savaşıdır.
Garantörlüğünü AKP’nin üstendiği ve İdlip’te sıkışıp kalan cihatçılar için “güvenli bölge” zorunluluğu vardır. AKP İdlip’i elde tutmak, ya da Afrin’le takas etmek istiyor, ama bu pazarlık Moskova’dan döndü.
Rusya’dan Ebu Zuhur’a karşılık koparılan “birkaç günlük sınırlı operasyon” iznini şöyle bir fırsata çevirmek istediği anlaşılıyor: Büyük gürültüler kopararak ABD’nin ve NATO’nun ilgisini çekmek. Nitekim daha ilk saatlerde ABD’ye “göz kırpma” hamlesi geldi: “Bu bölgede Türkiye’den başka çalışılabilecek müttefik bulamayacaklarını öğrenecekler” söyleminden ABD’ye göz kırpma çıkıyor. ABD’yi alana çekerek arkasına alacak ve Rusya ile İdlip’e karşı Afrin pazarlığında elini güçlendirmiş olacak.
Aslında AKP’nin, bu hamleyle ABD ve NATO’nun desteğini aldığını söyleyebiliriz. ABD sadece “gerilimi tırmandırmayın” açıklaması yaptı, NATO üyesi AB ülkelerinden de “Bu Türkiye’nin hassasiyetidir, buna hakkı var” minvalinde tepkiler geldi. Bunu şöyle değerlendirmek gerekir: NATO üyeleri için bu an, AKP’yi Rusya’dan uzaklaştırmak ve tekrar bu tarafa çekmek için bir fırsattır. Ve aslında bu fırsatçılıktan açığa çıkan şu ki, Kürtlerin/Afrin halkının zarar görecek olmaları NATO üyelerinin hiçbirinin umurunda değil.
Rusya ne yapıyor?
Türkiye ile Rusya’nın Afrin’e yönelik “sınırlı operasyon” konusunda anlaştığı bilgisi paylaşıldıktan sonra operasyon başladı. Buradan Rusya’nın “sınırlı operasyona” yeşil ışık yaktığı anlaşılıyor.
Nedenlerine gelince, şu olasılıklar karşımıza çıkıyor:
Birinci olasılık, İdlip kırsalından kent merkezine doğru ilerleyen operasyonlarda özellikle Ebu Zuhur Askeri Hava Üssü’nün kurtarılması için AKP’yi bertaraf etmektir. Buna karşılık Afrin’de birkaç günlük “sınırlı” operasyona “göz yumuldu”. Muhtemelen kara operasyonu olmayacak, TSK girmeyecek, sadece ÖSO ile sınırın sıfır noktasından hava saldırılarıyla sınırlı kalacaktır.
İkinci olasılık; Rusya, ABD’nin Kobanê’de yaptığının benzerini Afrin’de deniyor gibi görünüyor. ABD, IŞİD’i Kobanê’ye saldırttı, Kürtleri ateş çemberine aldırttı ve sonra “yardım” eli uzatıp kendi müttefiki haline getirdi. Rusya’nın Afrin’deki Kürtlerle ilişkisi var, ama Şam yönetimi ile uzlaştırma konusunda ilerleme sağlanamadığı anlaşılıyor. Yani bu yüzden Rusya’nın Afrin’de tıpkı ABD gibi “hizaya getirme” politikasını uyguladığı söylenebilir. Sonuçta Kürtlerin, Afrin halkının zarar görecek olması Rusya’nın da umurunda değil. Ve şu ana kadar bu saldırıyı kınayan sadece Suriye hükümeti oldu. Rusya söz söylemek için beklemede. Anlaşılan verdiği süre boyunca bekleyecek. Ama bu arada durumu ABD ile görüşme hamlesi gerçekleştirdi. Yani “Suriye üzerinde söz sahibi olan iki güç ABD ve Rusya’dır” algısını pekiştiren bir hamledir bu.
Suriye hükümeti Afrin için AKP’ye “yeşil ışık” yakma planının bir parçası mı?
Afrin saldırıyla birlikte Suriye ordusunun İdlib kırsalındaki operasyonlarında ilerleme kaydetmesi ve Ebu Zuhur gibi stratejik bir üssü kontrol altına alması üzerine, Suriye hükümetinin de bu işin içinde olduğu, “İdlip’e karşı Afrin” mutabakatına onay verdiği yorumları yapılıyor.
Eğer Suriye hükümeti böyle bir takasa onay verdiyse, bu demektir ki, Kürtleri tamamen kaybetmeye ve bütün uzlaşı kanallarını kapatmaya karar vermiştir. Sonuç olarak Fırat’ın doğusunu gözden çıkarmaya ve ABD’nin Suriye topraklarında tamamen kalıcı hale gelmesi anlaşmasına onay vermiş demektir. O yüzden bu olasılık çok ihtimal dahilinde değildir. Ama bir onayı varsa, İdlip merkezine doğru ilerleyişle ve daha çok Ebu Zuhur’un kurtarılmasıyla alakalıdır. Ebu Zuhur da kurtarıldığına göre, yakın bir zamanda bütün niyetler anlaşılacaktır.
Sendika.Org