30 Aralık’ta ilk ölümlerin yaşandığı protestolarda 2 Ocak itibariyle hayatını kaybedenlerin sayısının en az 23 olduğu kaydedildi
İran’da işsizlik, hayat pahalılığı ve yolsuzluğa karşı 28 Aralık’ta başlayan ve kısa sürede birçok kente yayılan protestolar 6. günü geride bıraktı. 30 Aralık’ta ilk ölümlerin yaşandığı protestolarda 2 Ocak itibariyle hayatını kaybedenlerin sayısının en az 23 olduğu kaydedildi. Birçok kentte küçük çaplı devam eden protestolar özellikle akşam saatlerinden itibaren sertleşirken, kolluk kuvvetleriyle yaşanan çatışmalarda yer yer silahların da kullanıldığına ilişkin görüntüler sosyal medyada paylaşılıyor. Bu durumun ardından protestolara katılan insanların sayısında bir azalma görülüyor
İran’da işsizlik, hayat pahalılığı ve yolsuzluğa karşı 28 Aralık’ta başlayan ve kısa sürede birçok kente yayılan protestolar 6 gündür devam ediyor. İlk olarak 30 Aralık’ta Luristan Eyaleti’ne bağlı Dorud kentinde iki kişi vurularak öldürülürken bugün (2 Ocak) itibariyle ülke genelindeki protestolarda hayatını kaybedenlerin sayısı 20’yi aşmış durumda.
İranlı yetkililer, Dorud’da ölen iki kişinin “Sünni radikaller ve yabancı ajanlar” tarafından öldürüldüğünü savunurken, bu olayın ardından ülkedeki internet bağlantılarının kısmen kesilmesi, Telegram ve Instagram gibi sosyal medya uygulamalarının geçici olarak erişime engellenmesi dikkat çekti.
Hayat pahalılığı protestoları ile başlayan ancak giderek rejim karşıtı bir nitelik kazanan eylemlerde hayatını kaybedenlerin sayısının en az 23 olduğu bildirildi. Hayatını kaybedenler arasında kolluk kuvvetleri de bulunuyor.
İran resmi makamlarının açıklamalarına ve İran medyasında yer alan haberlere göre, Loristan eyaletine bağlı Dorud ilçesinde 4, Huzistan eyaletine bağlı İze ilçesinde 2, Hemedan eyaletine bağlı Tuyserkan ilçesinde 3, İsfahan eyaletine bağlı Şahin Şehr kentinde 3, Humeynişehr kentinde 3, Necefabad kentinde 1, Gahderican ilçesinde 6 kişi hayatını kaybetti. Yine İsfahan eyaletine bağlı Kehriz Seng ilçesinde 1 kolluk kuvveti öldürüldü.
İran devlet televizyonu 1 Ocak gecesi, başkent Tahran’a 350 km uzaklıktaki İsfahan’a bağlı Kehderican’da 6 eylemcinin bir polis karakoluna saldırdığı sırada öldüğünü açıkladı. Haberde eylemcilerin karakoldan silah çalmaya çalışması üzerine çatışmaların yaşandığı iddia edildi.
İran devlet televizyonu ayrıca İsfahan’a bağlı Humeynişehr’de 11 yaşındaki bir çocuk ile 20 yaşındaki bir erkeğin öldüğünü, İsfahan’a bağlı bir diğer bölge olan Necefabad’da da bir Devrim Muhafızı’nın hayatını kaybettiğini açıkladı.
İran’ın yarı resmi haber ajansı Mehr de Necefabad’da bir saldırganın tüfekle bir polisi öldürdüğünü, 3’ünü de yaraladığını duyurdu. Devrim Muhafızı’nın öldüğü belirtilen olayla bu saldırının aynı olay olup olmadığı ile ilgili soru işaretleri bulunuyor.
Ölenlerin tümünün tüfekle vurularak yaşamını yitirdiği belirtildi. İsfahan’da ayrıca dün 100 kişinin gözaltına alındığı açıklandı.
Öte yandan aralarında hükümete yakın Fars Haber Ajansı’nın da bulunduğu haber kaynakları ise sadece başkentte 3 günde 450 eylemcinin gözaltına alındığını bildirdi. Buna göre Tahran Vali Yardımcısı Ali Asgar Nasirbaht’ın, “Tahran’da cumartesi günü 200, pazar 150, dün 100 kişi olmak üzere toplam 450 kişi gözaltına alındı” dediği kaydedildi.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, ülkedeki eylemler gündemiyle 1 Ocak’ta düzenlenen kabine toplantısı sonrasında konuşan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, anayasa ve vatandaşlık haklarında belirlendiği üzere halkın eleştirme ve itirazda bulunma konusunda özgür olduğunu söyledi.
Ruhani, “Eleştiri ve itiraz öyle yapılmalıdır ki, işin sonunda ülke ve insanların durumu daha da iyileşmelidir” ifadelerini kullandı.
Halkın ekonomik sorunlarının bazılarının geçmişe ve bir kısmının da bugüne ait olduğunu dile getiren Ruhani, toplumsal tepkinin ülkeye zarar vermemesi gerektiğini söyledi.
Ruhani, “Ülkeyi düşmanların faydalanabileceği bir duruma düşürmekten kaçınılmalıdır. Bölge ve ülkemizin hassas bir dönemden geçtiği bu günlerde gençler ve halkımızdan uyanık olmalarını istiyorum” şeklinde konuştu.
Ruhani şunları kaydetti:
Devlet ve millet birbirine yardımcı olmalıdır. Halkın eleştirisi sadece ekonomiye değil. Yolsuzluklar ve şeffaflık sorunu da halkın çözülmesini istediği konular arasında yer alıyor. Hükümetin işsizliği azaltmak için daha fazla iş sahası oluşturma çabaları sürüyor. Halkın alım gücü 5-6 yıldır henüz iyileşmedi.
Hava kirliliği, işsizlik, ekonomik, sosyal ve siyasal çeşitli sorunların varlığına işaret eden Ruhani, “Yolsuzlukla mücadele etmeliyiz ve halk çalışmalarımızı kontrol etmeli. Bu sorunlar çözülmeli fakat hangi yolla?” diye konuştu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, İran’daki protestolara ilişkin yaptığı 1 Ocak tarihli açıklamada yaşananları “ülkenin iç meselesi” olarak nitelendirdi.
Rus haber ajansı Sputnik’in haberine göre, olayların şiddet ve kan dökme yoluyla tırmanmamasını umduklarını kaydeden bakanlık, “Ülkedeki durumu istikrarsızlaştırılabilecek dış müdahaleler (İran’ın içişlerine) kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
İsrail Başbakanlığı tarafından 1 Ocak’ta basına dağıtılan ve Netanyahu’nun İran halkına hitap ettiği konuşmada, “Bugün İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin, İsrail’in, İran’daki gösterilerin arkasında olduğu yönündeki açıklamalarını duydum. Bu sadece bir yalan değil aynı zamanda gülünç de” ifadeleri kullanıldı.
Avrupalı devletlerin İran’da yaşanan olaylar karşısında sessiz kaldığını öne süren Netanyahu, ülkesinin sessiz kalmayacağını vurgulayarak, “İran rejimi düştüğünde İranlılar ile İsrailliler samimi dostlar olacaklardır. İran halkının özgürlük yolundaki bu mücadelesinde başarılı olmasını temenni ediyorum” dedi.
İranlı protestocuları “kahramanlar” olarak niteleyen Netanyahu, İran yönetimini İsrail’e karşı “kin ve nefret” yaymak için milyarlarca dolar harcayan “vahşi bir rejim” olmakla suçladı.
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani, 1 Ocak’ta yaptığı açıklamada, ülkesinde yaşananlardan yabancı ülkeleri sorumlu tuttu.
Lübnan medyasına konuşan Şemhani, “İran’daki durumla ilgili etiketler ve mesajlar ABD, İngiltere ve Suudi Arabistan’dan geliyor. Durumla ilgili sosyal medya ağlarında yaşanan şey, İran halkına karşı bir vekâlet savaşıdır” dedi.
Şemhani, ayrıca yaptıkları çalışmalara göre İran’da Twitter’da yayılan etiketlerin yüzde 27’sinin Suudi Arabistan kaynaklı olduğunun ortaya çıktığını belirtti.
İran’ın yarı resmi haber ajansı Tesnim, ilk günlerde yaratılan #nationwide_protests (Ülke çapında protestolar) etiketinin yüzde 27’sinin Suudi Arabistan merkezli olduğunu, yüzde 26’sının İran’dan geldiğini, yüzde 5’inin kaynağının ise İngiltere ve Fransa olduğunu öne sürmüştü.
Ancak İran’da internete yönelik kısıtlamalar nedeniyle halkın büyük bir kısmının “Sanal Özel Ağ” (VPN) kullandığı, bu nedenle de ülke içinden yapılan girişlerin de yurtdışı girişler olarak kaydedilebildiği biliniyor.
İran’da 6. gününe giren protestolar konusunda sessizliğini bozan ülkenin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney “Düşmanlarımız ülkede karışıklık çıkardı” dedi ve bu kişilerin “para, silah ve istihbarat kullanarak” karışıklık çıkardığını savundu.
Ayetullah Ali Hamaney, 2 Ocak günü resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada “Son günlerde İran’ın düşmanları birleşti ve İslam Cumhuriyeti’nde karışıklık yaratmak için para, siyaset, silah ve istihbarat gibi farklı araçları kullandı” ifadelerini kullandı.
Hamaney ayrıca, konuyla ilgili olarak ‘doğru zaman geldiğinde’ ulusa sesleneceğini de duyurdu.
Tahran Devrim Mahkemesi Başkanı Musa Gazanferabadi ise eylemlere öncülük eden bazı kişilerin yabancı istihbarat servisleriyle bağlantılı olduklarını öne sürdü ve bunların “Allah’a savaş açmak suçundan” mahkemede idam cezası alma ihtimallerinin olduğunu söyledi.
Tesnim Haber Ajansı’nın haberine göre, Abadi, “Açıkça görülüyor ki onlara yöneltilebilecek suçlardan biri ‘Muharebe’ yani ‘Allah’a savaş açmak’. İran’da bu suçun cezası idamdır” şeklinde konuştu.
Abadi ayrıca, “3. ve sonraki günlerinde gösterilere katılan eylemcilerden gözaltına alınanların cezaları daha ağır olacak. Çünkü İçişleri Bakanlığı tarafından gösterilerin izinsiz olduğu açıklaması yapılmasına rağmen, bu kimseler bilerek ve kasıtlı olarak toplumda kargaşa çıkarma girişiminde bulundu” dedi.
Devam eden günlerde gösterilere katılımların ‘vatandaşlık hakkını kullanma’ şeklinde değerlendirilmeyeceğini vurgulayan Abadi, “Bilakis bu kişiler, rejimin temellerine kasteden kişiler olarak kabul edilecek. Gözaltına alınanlar, ulusal güvenliğe saldırı ve kamu malına zarar verme gibi ağır ithamlarla suçlanabilecek” diye konuştu.
Gözaltına alınan göstericilerin ivedilikle yargılanacağını öne süren Abadi ayrıca, Tahran ve diğer kentlerde eylemlere ‘öncülük eden ve yabancı ülke istihbarat birimleriyle irtibatını tespit edilen’ eylemcilerin yakında mahkemeye çıkarılacağını da ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump da İran’da yaşanan eylemlere ilişkin Twitter hesabından paylaşımlarına devam ediyor.
Donald Trump 1 Ocak’ta yaptığı paylaşımda İran’ın, selefi Barack Obama yönetimiyle imzaladığı ‘korkunç anlaşmaya’ rağmen her düzeyde başarısız olduğunu savunarak, “Yüce İran halkı yıllardır baskı altında. Yemeğe ve özgürlüğe açlar. İnsan haklarının yanı sıra İran’ın zenginliği de yağmalanıyor. Değişim zamanı geldi!” ifadelerini kullandı.
Trump 2 Ocak tarihli paylaşımında ise “İran halkı sonunda gaddar ve yoz İran rejimine karşı harekete geçti. Başkan Obama’nın onlara aptalca bir şekilde verdiği bütün paralar terörizme harcandı ve ‘ceplerine’ gitti. Halkın az yiyeceği, yüksek enflasyonu var ve insan haklarından mahrumlar. ABD izliyor!” dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi ise “Başka ülkelerle ilgili gereksiz ve aşağılayıcı tweetlerle vaktini boşa harcayacağına, onlarca insanın öldürülmesi, milyonlarca evsiz ve aç insan gibi ülkesindeki sorunlarla ilgilenmesi daha iyi olur” diyerek Trump’a yanıt verdi.
ABD’nin BM daimi temsilcisi ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley New York’ta düzenlediği basın toplantısında İran’daki protestolar ve şiddet olaylarıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi’ne acil toplanma çağrısında bulunacaklarını söyledi. Halley uluslararası toplumun İranlıların özgürlük çağrısını desteklemesi gerektiğini belirtti.
AKP iktidarı da İran’daki eylemlerin 6. gününde konuya ilişkin bir açıklama yaptı.
Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesine yer alan açıklamada, “Şiddetten kaçınılması ve provokasyonlara kapılınmaması lazım geldiğine inanıyoruz” ifadeleri yer aldı.
Ruhani’nin çağrılarına destek verilen açıklama metninde, “Cumhurbaşkanı Ruhani’nin halkın barışçıl gösteri yapmaya hakkı olduğu, ancak kanunların çiğnenmemesi ve kamu malına zarar verilmemesi gerektiği yolundaki açıklaması dikkate alınmalı” denildi ve İran’a yönelik dış müdahalelerden kaçınılması yönündeki temenni dile getirildi.
Sendika.Org