Eskişehirli kadınlardan Şehnaz Ateş ve Av. Pınar Çelik Arpacı, sindirme amaçlı cezalara karşın kadınların haklarına her koşulda sahip çıkacağını belirtti
“Resmi nikah müftünün işi değildir” diyerek sokağa çıktılar, 912 TL para cezası kesildi. Eskişehirli kadınlardan Şehnaz Ateş ve Av. Pınar Çelik Arpacı, sindirme amaçlı cezalara karşın kadınların haklarına her koşulda sahip çıkacağını belirtti
“Resmi nikah müftünün işi değildir” diyen kadınlar Türkiye’nin dört bir yanında sokağa çıkarak yasanın geri çekilmesini talep etmişti. Eskişehir’de de kadın örgütleri yasaya karşı çok sayıda eylem gerçekleştirmişti. Ancak Eskişehir’de müftülük yasasına karşı sokaklara çıkan kadınlara katıldıkları her eylem için 912 TL para cezası verildi.
Ceza alan kadınlardan Şehnaz Ateş ve Av. Pınar Çelik Arpacı eylemleri ve cezaları Sendika.Org’a anlattı. Cezanın toplumsal muhalefeti sindirmek amacıyla yapıldığına dikkat çeken Ateş “Sokağın daha az tercih edildiği dönemde kadınlar OHAL’ i tanımadı” derken, Arpacı ise, “Eskişehir de kadınlar söz söyleme haklarına, yağmur gibi yağan ön ödeme emirlerine, soruşturmalara ve davalara rağmen sahip çıkıyor” diyerek cezalara karşı mücadele edeceklerini belirtiyor.
Müftülük yasası olarak bilinen Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı’na karşı kadınlar Türkiye’nin dört bir yanında sokağa çıktı. Siz Eskişehir’de kadınların tepkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şehnaz Ateş: Eskişehir’de bu süreçte toplumsal muhalefeti sindirmek için ön ödeme tebligatları kısmen gelmeye başlamıştı. Sokağın daha az tercih edildiği dönemde kadınlar OHAL’ i tanımadı. Eskişehir Kadınları Platformu ve Eskişehir Demokratik Kadın Platformu ile birlikte basın açıklamaları yapıldı. Yasa sokaklarda kimi zaman 5 kadınla, kimi zaman 44 kadınla anlatıldı. Sayılar farklıydı, eylem tarzları farklıydı ama bir benzerlik vardı tüm eylemlerde. Polisin kadınları çevirmesine rağmen kafasını polislerin arasından uzatan, “Buradayız, yanınızdayız” diyen, “Haklarımızı elimizden alıyorlar” diyerek eyleme katılan, oturduğu kafeden alkışlayan kadınlar. Aslında Eskişehir’i özetleyen durum bu. Yasanın geçeceği konuşulan her gün sokaktaydık. Evlerimizde, işyerlerimizde, okullarımızda yasayı hiç durmadan anlattık. Eskişehir’de kadınlar eşit ,özgür ve laik bir yaşam istiyorlar bu yüzden de bu yasa tasarısına bulundukları her yerden OHAL’i, ön ödeme tebligatlarını ve polis tacizine rağmen her yerden tepkilerini dile getirdiler.
Avukat Pınar Çelik Arpacı: Müftülük yasasına karşı çıkan kadınlar tüm illerde olduğu gibi Eskişehir ilinde de sokağa çıkarak kadınlar aleyhine bu düzenlemeye karşı demokratik tepkilerini gösterdiler. Ancak başka illerden farklı olarak bu eylemler sonrasında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı her bir eylem için kadın arkadaşlara 912,50’şer TL ön ödeme emri gönderdi.
Eskişehir ilinde düşünce ve ifade özgürlüğü para ile alınıp satılan bir metaya dönüştü. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu uygulamaları ile son süreçte kadın haklarına siyasi iktidar tarafından yapılan saldırılar arttığı için en çok kadınlar sokaktaydı. Bu yüzden Eskişehir’ de düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanan kadınlara birçok soruşturma ve dava açıldı. “OHAL’ e muhalefet” Eskişehir’de kadın hareketini de baskılamanın bir aracına dönüştü. Kadınlar buna rağmen sokakta olmaya devam ettiler.
Eskişehir’de müftülük yasası eylemlerine katılan kadınlara para cezası verildi. Bu cezalar hangi gerekçe gösterilerek verildi?
Ateş: Müftülük yasası eylemlerinde Eskişehir’den kadınlar olarak sokaklardaydık. Hepimiz biliyoruz ki yasaların dayanağını sokaklar ve kadınlar oluşturmak zorundadır. Biz de hep birlikte sokakların kadınlardan ayrı düşünülemeyeceğini hatırlatmak ve bu yasaların sokaklardan geçmediğini haykırmak üzere eylemler örgütledik. Geçmişten bu yana yasalar ve hukuk sistemi hep erkek egemen sistemi meşrulaştırdı, erkek aklıyla oluşturuldu. Kadınların “özne” olduğu unutuldu, yok sayıldı ya da hatırlanmak istenmedi.
Müftülük yasası eylemlerinde olabildiğince Eskişehirli kadınları kapsayacak şekilde, herkesin kendini bu yasaya karşı ifade edebileceği şekilde eylemler düzenledik.
Çok geçmeden bu eylemlere katılan kadınlar ya ön ödeme kağıdıyla ya soruşturma kağıdıyla ya da sürekli telefonda ifadeye çağrılma taciziyle karşı karşıya kaldı. Fakat sadece bir arkadaşımıza 6 tane müftülük yasasına karşı eyleme katılmaktan ön ödeme tebligatı ve ifade kağıtları geldi. En son Eskişehir Demokratik Kadın Platformu’nun eylemine katılan 44 kadına ön ödeme tebligatları gönderildi. Böylelikle OHAL’in kadınları olmakla yüzleştirilmeye çalışıldık. Gönderilen ön ödemelerle hukuk sistemi satın alır hale geldik. “Ver parayı al eylemi” yöntemiyle hukuk sistemi bize kendi gülünçlüğünü bir kere daha gösterdi.
Arpacı: Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı her bir eylem için kadın arkadaşlara 912,50’şer TL ön ödeme emri gönderdi. Bu parayı ödeyenler hakkında OHAL aykırılık iddiası ile bir kamu davası açılmayacak. Ancak ön ödeme sürecini hukuku aykırı bulanlar ön ödemeyi yapmayacak ve haklarında Eskişehir Asliye Ceza Mahkemeleri’nde davalar açılacak.
Kadınlar hakkında başlatılan soruşturmanın kaynağını Eskişehir Valiliği’nin 12 Ağustos 2016 tarihinde almış olduğu bir karar oluşturuyor. Bu karar da “Kapalı ve açık yer toplantılarını ve gösteri yürüyüşlerini, stant açma (ticari istisnalar hariç) oturma eylemi, çadır kurma, basın açıklaması vb. faaliyetlerin tamamı olağanüstü hal süresince valiliğimizin ve kaymakamlıklarımızın iznine bağlanması ve izinsiz yapılan bu tür tüm faaliyetlerin yasaklanması” denilmekte.
Özgürlüklerin kural olduğu, temel hakların özüne dokunulamayacağı anayasal bir ilke olarak başta sayıldığı demokratik rejimlerde olağanüstü hal ilanının temel hak ve özgürlükler konusunda taşıdığı riskler nedeniyle belirli bir süreyle ilan edilmesi öngörülmüştür. Bu yüzden yürütmenin süreye tabi kılınmış istisnai bir rejim olan olağanüstü halin sona ermesi veya uzatılması meselesinin her seferinde somut olarak değerlendirmesi ve bu yöndeki istemini ancak bir TBMM onayına bağlanmış olması anayasada açıkça düzenlenmiştir.
Ancak olağanüstü hal belirli bir süreyle ilan edilmesine rağmen ilk olağanüstü hal döneminde Eskişehir Valiliği’nce alınan ve bildiğimiz kadarı ile sonraki 4 OHAL döneminde uzatılmayan bu yasaklama kararı Eskişehir muhalefetini tepesinde hukukdışı bir sopa işlevi görüyor.
Sonuç itibariyle anayasada, uluslararası anlaşmalarda, ilgili birçok yasada demokratik bir rejimin en doğrudan yansıması sayılan düşünce, düşünceyi ifade etme özgürlüğü OHAL gölgesine sığınmış valilik kararları ile yok sayılmıştır. Daha üstün yasama normlarına dayanan ifade ve kanaat özgürlüğü, Eskişehir Valisi’nin iki dudağı arasına hapsedilmiştir.
Peki siz verilen cezalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Kadınlar ne yapacak bu cezalar karşısında?
Ateş: Eskişehir Valiliği ile toplumsal muhalefetin özellikle de kadınların arası hiç iyi olmadı. Çünkü valiliğin arası, OHAL ile hem de sürekli gerekçe gösterilmeden uzatılan OHAL ile çok iyi. Gelen soruşturmalar ile birçok üniversiteli kadın arkadaşımızın bursu kesildi, yurttan atıldı, ailesi aracılığıyla “terbiye” edilmeye çalışıldı. Bütün bu uygulamalar bize tek şey hatırlatıyor o da OHAL’in kadınlarla, kadın mücadelesi ve dayanışmasıyla kırılacağıdır. Bu sürece dair Eskişehir’den kadınlar olarak ortak bir akıl oluşturmaya, davaları birlikte takip etmeye ve kadın mücadelesini parçala-yönet yöntemiyle parçalamaya çalışanlara karşı sözlerimizi söylemeye, sokaklarda olmaya devam edeceğiz.
Arpacı: Kadınların büyük bir çoğunluğu bu ön ödeme emirlerine uymayacak ve 912,50 TL’yi ödemeyecek. Artık en temel insan haklarının bile soruşturma konusu olması kadınları daha da kızdırıyor. Zaten kadınların sokağa çıkma sebepleri kadın haklarına yönelen sistemli saldırı. Bir de üzerine bu soruşturmalar tuzu biberi oldu.
Ülkemizde siyasal iktidar tarafından pompalanan tek tip yaşam dayatması kadınların özgürlük alanlarını iyice dayatıyor. Müftü nikahı bunun son örneğiydi. Daha önce kürtaj tartışmasında, boşanma komisyonu sürecinde bunları yaşadık. Kadınlar sürekli tetikte olmak haklarını her gün her gün yeniden mücadele vererek kazanmak zorunda. Şimdi Eskişehir de kadınlar söz söyleme haklarına yağmur gibi yağan ön ödeme emirlerine, soruşturmalara ve davalara rağmen sahip çıkıyor. Kadınlar düşünce ve ifade haklarını yeniden kazanmaya çalışıyor.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.