TTB Merkez Konseyi, HASUDER, TTB Halk Sağlığı Kolu (HSK) basın açıklaması yaparak Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne ilişkin ÇED raporu ve ÇED raporuna ilişkin bilirkişi görüşündeki eksiklik ve hatalara bir kez daha dikkat çekti
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), TTB Halk Sağlığı Kolu (HSK), yarın görülecek dava öncesi basın açıklaması yaparak, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne ilişkin ÇED raporu ve ÇED raporuna ilişkin bilirkişi görüşündeki eksiklik ve hatalara bir kez daha dikkat çekti
Mersin ili sınırları içerisinde yer alan Akkuyu bölgesinde nükleer güç santrali (NGS) kurulmasına dönük girişim, çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporunun yayımlanması ile son aşamasına gelmişti. Türk Tabipler Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye Barolar Birliği ve Ege Çevre ve Kültür Platformu’nun ÇED raporunun iptaline ilişkin açtığı davada da sona yaklaşıldı.
TTB Merkez Konseyi , HASUDER ve TTB Halk Sağlığı Kolu, yarın (22 Kasım) görülecek olan ÇED raporunun iptaline ilişkin Danıştay’da açılan davanın duruşması öncesinde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, Akkuyu NGS ÇED Raporu’nun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na teslim edildiği andan itibaren çok ciddi tartışmalara neden olduğunu hatırlatılarak, tartışmaların nedeni ise şöyle sıralandı:
– Raporun altında imzası bulanan mühendisler, rapor Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğu dönemde, raporu hazırlayan şirketten ayrılmıştır. Bu nedenle imzalarının tartışmalı olduğu açık olarak bilinmektedir.
– Söz konusu projenin bir nükleer tesis olması nedeniyle, sağlık ve çevre etkilerinin özellikli ve yöntemsel olarak kabul edilebilir bilimsellikte tartışılması gerekmektedir. Raporda belirtilen niteliklere haiz bir tartışma yapılmamıştır.
– Raporda, özellikle nükleer atıkların geçici depolanması, devreden çıkarılması ve uzak bölgelere taşınması sırasında, insan sağlığı ve çevresel risklerle ilgili alınacak önlemler konusunda yeterli çözüm üretilmemiştir. Tesisin çalışmasının yaratacağı çevresel etkilerin ve atık yönetiminin her aşamasında, sağlığa etkilerinin tarafsız, ayrıntılı, hassas ve tatmin edici bir çerçeve ile değerlendirilmesi gereklidir.
AçıklamadaAkkuyu NGS’nin, yalnız kurulu olduğu bölge açısından değil, çok geniş bir alanda geri dönüşü olmayan hastalıklara, kazalara ve ölümlere yol açma potansiyeli taşıdığı belirtildi. Yapılan açıklamanın son kısmı ise şöyle:
Mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişiler de bu eksiklikleri görmelerine rağmen, adeta göz yummuş, kendileri ile çelişerek ÇED raporunda sorun olmadığını söylemişlerdir. Bilimsel bilgilere aykırı, hatalı ve eksik sonuç yazan bilirkişi değerlendirmesine itirazların görmezden gelinmesi ülkemizi, komşularımızı, gezegenimizi tehdit edecek yıkımlar yaratacak sonuçlara yol açabilir.
Sonuç olarak, Akkuyu NGS ÇED Raporu halk sağlığı açısından birçok yönüyle ciddi sorunlar, eksiklikler ve hatalar içeren bir değerlendirme sunmaktadır. En önemli eksiği ise, gerek yakın bölgelerde gerekse hammadde ve nükleer atıkların geçtiği uzak bölgelerde, insan ve çevre sağlığı üzerine yapabileceği olumsuz etkilerin ayrıntılı olarak incelenmemesi ve çözümler üretilmemesidir. Bu nedenle, hata ve eksikliklerle dolu ÇED raporuna Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği olumlu kararın hukuk tarafından onaylanarak Akkuyu NGS’nin faaliyete geçirilmesi halk sağlığı açısından geri dönüşü olmayan felaketlere davetiye çıkarmak anlamına gelecektir.
Son kez uyarıyoruz! Sürecin acilen durdurulması ve bilimsel yöntemlerle yeniden gözden geçirilmesi zorunluluktur. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gibi sağlıklı birçok seçeneği olan ülkemizde, Akkuyu NGS projesi yatırımından vazgeçilmesinin, halk ve çevre sağlığı bakımından en uygun seçenek olacağı açıktır. Bu haliyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygun bulunan Akkuyu NGS Projesi ÇED Raporu’nun, halk sağlığı yönünden kabul edilemez eksik ve yanlışlarla dolu olduğunu ve Danıştay’a açtığımız dava sonucunda iptal edileceğine olan inancımızı Türkiye ve uluslararası kamuoyu ile paylaşırız.
Sendika.Org