Eğer Atatürkçülük muz ise, evet laiklik olmadan da Atatürkçülük olur, eşitlik olmadan da Atatürkçülük olur, kadınlar eve hapsedilse de Atatürkçülük olur…
Eğer Atatürkçülük muz ise, evet laiklik olmadan da Atatürkçülük olur, eşitlik olmadan da Atatürkçülük olur, kadınlar eve hapsedilse de Atatürkçülük olur…
İlhan Selçuk’un, 12 Eylül 1980 darbesinden kısa süre sonra ‘Atatürkçülük muz mudur’ diye sormasının üzerinden 37 yıl geçti…
37 yılda onca hükümet, birkaç cumhurbaşkanı, bir post modern darbe, bir darbe girişimi, onca ekonomik kriz, onca katliam, 4 büyük deprem, koca bir OHAL dönemi geldi geçti…
O süre içinde dünya değişti; jetonlu telefonun yerini akıllı telefon, renkli televizyonun yerini internet aldı, sınırlar değişti, ülkeler battı, ülkeler kuruldu…
Biz döndük dolaştık yine bir OHAL dönemi içinde aynı soruyu sormak zorunda kaldık?
-Atatürkçülük muz mudur? Hangi meyve niyetine yersen o meyve yerine mi geçer?
***
En allame Atatürkçünün bile tam tarifini yapamadığı bir heyuladır Atatürkçülük, kimse tam olarak ne olduğunu bilmez, ama her iktidar döneminde iktidar sahipleri o heyulanın arkasına sığınır, yapacağını, edeceğini o heyulanın dilinden yapar.
İyi de Atatürkçülük muz mudur?
Bu ideolojinin bir haddi, bir hukuku, bir dayanağı yok mudur?
***
Atatürk’ün Kürt politikasını bir kenara koy, ayrı bir tartışmanın ara başlığıdır o.
Atatürk’ün iktisat politikasını da bir kenara koy, o da ayrı bir tartışmanın ara başlığıdır.
Atatürk’ün Türklük Türkçülük, Güneş Dil Teorisi gibi düşüncelerini de bir kenara koy, o da ayrı bir tartışmanın alt başlığıdır.
Bunlar, ‘gündelik’ siyasetin konusudur, o günün şartlarını, bugünün şartlarında uzun uzun tartışabilirsin, dilediğince tespit ve teşhis yapabilirsin ama tartışamayacağın, Atatürkçülük denilen heyulanın özünden çıkarıp alamayacağın 2 husus vardır:
Birincisi, laiklik.
İkincisi, eşitlik.
Fransız Devrimi’nden, Sovyet Devrimi’nden sentezlenmiş, Tanrıça Kıbele’nin, Hacı Bektaşi Veli’nin, Yunus’un yetiştiği topraklara öyle ya da böyle uyarlanmış bir din, laiklik, cinsiyet, vatandaşlık, eşitlik anlayışı.
Bunlar olmadan Atatürk, Atatürkçü olur mu?
***
Mesela, “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim” diyen Tevfik Fikret’ten esinlenerek “Öğretmenler, cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller ister” diyen bir adamın izinden gittiğini söyleyen bir siyasetçi, öğretmenlerden, bilhassa imamlardan, “Dinine, kinine bağlı” nesiller yetiştirmesini ister mi?
Fikrin, irfanın, vicdanın yerini dinin ve kinin aldığı yerde laiklik olur mu?
Yahut, “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz” diyen bir adamın izinden gittiğini söyleyen bir siyasetçi, ‘Ulemaya sormak lazım’ der mi?
Bilimin yerine ulemanın konuştuğu, hayatın her alanına, eğitimden sağlığa, çalışma yaşamından spora kadar her alana ulemanın el attığı bir yerde laiklik olur mu?
***
Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu’ndan söz ederken ‘Osmanoğulları’ der. Saltanatı ve hilafeti eleştirir. Saltanatı kaldıran adamın izinden gittiğini söyleyen bir siyasetçinin, saltanatı bir meziyetmiş gibi anlattığı yerde vatandaşlık ve eşitlik olur mu?
Atatürk, bir kadın memura “Git Ankara’nın en işlek lokantasında tek başına otur, yemek ye” demiş. Anadolu’da kadın, Baciyan-ı Rum döneminden beri ilk kez, 8 asır sonra gündelik hayata girmiş. Atatürk’ün izinden gittiğini söyleyen bir siyasetçinin “kadın mıdır, kız mıdır bilemem” dediği yerde kadın erkek eşitliği olur mu?
‘Erken’ Cumhuriyet döneminde, yolda yürüyen kadınlara laf atan erkeklere ağır ceza verilmesine dair kanunlar var. Kadınların otobüste, parkta, okulda, işyerinde ‘şort giymişti’ ya da ‘kahkaha attı’ denilerek dövüldüğü ve dövenlerin cezasız kaldığı, hatta pohpohlandığı, kadın cinayetlerinin 15 yılda yüzde 1500 arttığı bir yerde kadın erkek eşitliği olur mu?
İlk kadın milletvekili, ilk kadın belediye başkanı, ilk kadın hâkim, ilk kadın doktor Atatürk döneminin eseri, “Kadının çalışması zinadır” diyen heriflerin el üstünde tutulduğu, kadınların toplumsal yaşamdan dışlanıp eve hapsedilmek istendiği bir dönemde kadın erkek eşitliği, medenilik olur mu?
***
Eğer Atatürkçülük muz ise, evet laiklik olmadan da Atatürkçülük olur, eşitlik olmadan da Atatürkçülük olur, kadınlar eve hapsedilse de Atatürkçülük olur…
Hatta bilmem ne han hazretlerinin bilmem kaçıncı kuşaktan torununun tahta çıkarıldığı bir ortamda da Atatürkçülük olur…
Olur ama işte bir sorun var:
-Atatürkçülük muz mudur?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.