5 Haziran Diyarbakır Katliamı’nda ihmalleri olan 5 emniyet müdürü, 3 komiser ve 6 polis hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan 3’er aydan 1’er yıla kadar hapis istendi
HDP’nin Diyarbakır mitingine yönelik katliamda ihmalleri olan 5 emniyet müdürü, 3 komiser ve 6 polis hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan açılan davada 3’er aydan 1’er yıla kadar hapis istendi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP’nin 5 Haziran 2015 tarihinde Diyarbakır’da düzenlediği seçim mitingine yönelik iki ayrı bombalı saldırıda, gerekli güvenlik tedbiri almayan ve asker kaçağı olan IŞİD üyesi Orhan Gönder hakkında yasal işlem yapmayan polisler hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak iddianame hazırladı. Katliamdan 28 ay sonra hazırlanan iddianame, Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
İddianamede, patlamanın yaşandığı alanda görevli polisler A.T, A.D, A.K, D.U, F.D, H.Y, H.Y, K.A, K.K, M.S, M.A.C, M.Y.Ö, M.D. ve M.İ.B. hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçunu işledikleri iddiasıyla 3’er aydan 1’er yıla kadar hapis ile cezalandırılmaları istendi.
İddianamede, patlamada yaralanan 10 kişi de müşteki (şikayetçi) olarak yer aldı. İddianamenin tamamında 5 Haziran katliamı saldırısının 1 numaralı sanığı Orhan Gönder’in soy isminin “Önder” olarak yazılması dikkat çekti.
Polislerin soruşturma iznine itirazı reddedilmiş
İddianamede, bombalı saldırıda mitinge katılan 5 kişinin yaşamını yitirmesi ve yüzlerce kişinin yaralanması ile ilgili emniyet görevlileri hakkında Diyarbakır Valiliği’nden soruşturma izni istendiği belirtildi.
Diyarbakır Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğü’nün, 30 Temmuz 2015 tarihli 2015/94 sayılı kararıyla, patlamanın yaşandığı miting alanı ve çevresinde gerekli güvenlik tedbirlerini tam olarak uygulamayan ve bombalı saldırıyı gerçekleştiren Orhan Gönder’in otel konaklaması sırasında yoklama kaçağı olarak arandığının tespit edilmesine rağmen KİHBİ üzerinden sorgulama yapmayan polis ve amirleri hakkında soruşturma izni verildiği hatırlatıldı.
Ancak, haklarında soruşturma izni verilen polislerin, kararın iptali için Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi’ne yaptığı başvuru ise istinat edilen suçlamaların ciddi belge ve bulguların soruşturmayı yapılmasını gerektirir nitelik ve yeterlilikte olduğu gerekçesiyle reddedildi.
İddianamede, savcılığın polisler hakkında başlattığı soruşturmada, dosya kapsamında bulunan ön inceleme raporu ve ekleri, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığının müfettiş raporu, şüpheli ifadeleri ile tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirildiğinde, patlamadaki ihmalin “güvenlik tedbirlerinin tam olarak uygulanmaması” ve “KİHBİ sistemi üzerinden uygulama yapılmaması” olmak üzere iki başlıkta toplandı.
Miting alanı ve çevresinde güvenlik tedbirlerinin tam olarak uygulanmaması ile ilgili polisler hakkında şu tespitler ve suçlamalara yer verildi:
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün 04/06/2015 tarih ve 2674 sayılı yazılı emri ile miting alanı ve çevresinde patlayıcılara karşı arama görevi verilmesine ve tedbir alınılmasının istenmesine rağmen, şüphelilerden 3. Sınıf Emniyet Müdürü K.A’nın, Komiser A.K’nin, polis memurları M.S, A.D. ve M.D’nin, patlayıcının olay öncesinde saklandığı Farabi Anadolu İmam Hatip Lisesi bahçesinde arama faaliyetinde bulunmadıkları, şüphelilerden 4. Sınıf Emniyet Müdürü F.D. ve komiser M.A.C’nin Farabi Anadolu İmam Hatip Lisesi bahçesinde tedbir almadıkları, 2. Sınıf Emniyet Müdürü şüpheli M.İ.Y’nin miting alanında emniyet tedbirlerinden sorumlu müdür olarak yetki ve sorumluluğunda bulunan emniyet tedbirlerinin alınması hususunda ihmalkar davrandığı, bu kapsamda; şüphelilerin suç tarihinde görevlerinin gereklerini yapmakta ihmal göstermeleri neticesinde terör eyleminin önlemediği, bu suretle üzerlerine atılı bulunan ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri anlaşmıştır.
İddianamenin devamında, bombalı saldırıdan önce yanında patlayıcılarla birlikte otelde konaklayan Orhan Gönder’in kaldığı odaya kadar giderek asker kaçağı olmasına rağmen hakkında KİHBİ (Kaçakçılık İstihbarat, Harekât, Bilgi Toplama) sistemi üzerinden sorgulama yapmayan polisler ve amirleri hakkında şu değerlendirmede bulunuldu:
Terör olayı şüphelisi Orhan Gönder’in 02/06/2015-03/06/2015 tarihlerinde otel konaklamasında yoklama kaçağı olarak arandığının tespit edilmesine rağmen polis memurları şüpheliler H.Y., A.T. ve H.Y’nin, Orhan Önder’in (Gönder) sorgulamasını KİHBİ sistemi üzerinden yapmadıkları, şüphelilerden 3. Sınıf Emniyet Müdürü K.K’nin, 4. Sınıf Emniyet Müdürü D.U’nun ve Emniyet Amiri M.Y.Ö’nün polis memurları H.Y., A.T. ve H.Y’nin iş ve eylemleri üzerindeki denetim görevini ihmal ettikleri, bu kapsamda; şüphelilerin suç tarihinde görevlerinin gereklerini yapmakta ihmal göstermeleri neticesinde terör eyleminin önlenmediği, bu suretle üzerlerine atılı bulunan ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri anlaşılmıştır.
İddianamede, polislerin yargılamasının yapılarak eylemlerine uyan ve tatbiki istenen sevk maddelerince ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edildi. İddianamede, Diyarbakır İl Emniyet Müdür Yardımcısı İ.B., Asayiş Şube Müdür vekili N.Y., Aranan Şahıslar Büro Amiri M.Y.Ö., Asayiş Şube Müdür Yardımcısı D.U. ve polis memuru B.K., hakkında ise “görevi kötüye kullanmak” suçu yönünden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belirtildi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır 5 Haziran Meydanı’nda 5 Haziran 2015’te düzenlendiği ve yüzbinlerce kişinin katıldığı mitingde DAİŞ tarafından yapılan iki ayrı bombalı saldırıda Ramazan Yıldız, Necati Kurul, Şehmuz Kaçan, Civan Arslan ve Ali Türkmen adlı yurttaşlar yaşamını yitirdi, 400’ü aşkın kişi ise yaralandı. Katliam öncesinde ve sonrasında ortaya çıkan ihmal ve skandallar zinciri, polisin yeterli önlem alınması durumunda katliamın önlenebileceğini gösterdi. Suriye’deki DAİŞ kamplarında 6 ay eğitim aldıktan sonra 26 Mayıs 2015’te Türkiye’ye giriş yaparak 2 Haziran’da Antep’ten Diyarbakır’a gelerek bir otele yerleşen katliamın bir numaralı sanığı Orhan Gönder otele gelen polislerce serbest bırakıldı. Bu sırada Gönder’in odasında patlamada kullanılan bombalar vardı. Ancak polis odada arama yapmadı. Gönder’in annesi ve babasının yaptığı başvuru üzerine “Terör nitelikli kayıp şahıs” olarak aranması gereken Gönder’in yerine Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) kardeşi Engin Gönder’in “Terör nitelikli kayıp şahıs” olarak kayda geçirildiği ortaya çıkmıştı.
Alanda bulunan sabit ve hareketli mobese kameralarının çektiği görüntülerde, Orhan Gönder’in miting alanına polis araması yapılmadan önce elinde bir poşetle geldiği ortaya çıkmıştı. Görüntülerde, alanda bir süre keşif yapan Gönder’in iki bombayı çöp kutusu ile tezgâhın altına koymasından sonra polis alanda bomba araması yapmıştı. Polis, bombanın bulunduğu çöp kutusuna baktığı halde bombayı görmediği ve bombaya bulunduğu yere yönelen bomba arama köpeğinin uzaklaştırdığı ortaya çıkmıştı. Olayla ilgili, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığının hazırladığı rapordaki ihmal zincirlerine rağmen, ihmali olan polis memurlarına, 4 aydan 2 yıla kadar kademe durdurma ve 4’te bir maaş kesme cezası verilmişti.
Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır’dan Ankara’ya nakledilen dava Sincan 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Tutuklu sanıklar İsmail Korkmaz, Mustafa Kılınç, Orhan Gönder, tutuksuz sanık Burhan Gök ile firari İlhami Balı hakkında, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Nitelikli öldürme”, “Nitelikli öldürmeye teşebbüs” ve “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma” suçlarından cezalandırılması istendi. İddianamede, tutuklu sanıklar hakkında 5’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 4 bin 101’er yıldan 6 bin 318’er yıla kadar hapis cezası isteniyor. Davada, tutuklu sanık Burhan Gök tahliye edilmişti.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı