Dünyanın en sağlıklı insanları istismarın hiçbir türüne maruz kalmamış çocuklardan çıkar. Ya da kişilik problemi olan büyükleri kazıyın, altından istismara uğramış çocuklar çıkar.
Dünyanın en sağlıklı insanları
istismarın hiçbir türüne maruz kalmamış çocuklardan çıkar.
Ya da kişilik problemi olan büyükleri kazıyın,
altından istismara uğramış çocuklar çıkar
Sözcük anlamı olarak istismar karşındakinin iyi niyetini veya durumunu kötüye kullanarak ona zarar vermek olarak özetlenebilir.
İstismar çeşitleri, istismar alanları ve daha önemlisi istismar edilen kişilerin yaş ve özellikleri dikkate alındığında istismar etme probleminin bir memleket ve bir dünya meselesi olduğu ortaya çıkar.
İstismar deyince cinsel istismar ilk akla gelen istismar etme türüdür. Bunun nedeni büyük olasılıkla istismar etmenin en hastalıklı, en ağır ve adli yönü olan bir istismar türü olmasıdır.
Ama bilinmelidir ki, istismar etmek her boyutu ve yönüyle istismar edilenin mağduriyeti ile sonuçlanır ve istismarın en hafifinden en ağırına kadar her türü insanlık suçudur.
Bilerek isteyerek istismar etme zaten başlı başına bir suç, kimi zaman da kişilik bozukluğu ve hastalık halidir.
Bunun yanı sıra bilmeyerek, farkında olmayarak veya koşulların gerektirdiği istismar etme durumları söz konusudur. Böylesi istismar etme şekilleri suç veya olumsuzluk gibi görülmediğinden, çok daha yoğun ve çok daha fazla yaşadığımız bir istismar konusudur. Ne yazık ki, hayatımızın neredeyse her anı istemeyerek ve bilmeyerek istismara uğrattığımız ve uğradığımız bir yaşam örgüsü ile doldurulmuş durumdadır.
Örneğin spor ve özellikle futbol başta olmak üzere atletizm gibi bireysel sporlar altyapı eğitimlerinde çocuklara yaşlarının ve gelişim özelliklerinin üstünde eğitim uygulamaları adına antrenman programları uygulamak, “çocuk işçiliği” sömürüsü ile birebir eşönemde bir istismardır. Yine örneğin çocukları sürekli birbirleri ile yarıştırarak yenme ve yenilme üzerinden götürülen bir kıyaslama hali bazı çocukların kendilerini yetersiz hissetmelerine yol açması bir istismar biçimidir. Özetle yanlış ve pedagojik olmayan eğitim uygulamaları istismar olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda memleketimizin birçok okulunu, o okulların bahçelerini, sınıflarını, tuvaletlerini, kantinlerini gözlemlediğimizde öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda neredeyse hiçbir düzenleme ve yapılaşmanın olmadığını görmek mümkündür. İşte bu durum çocukların okula gelme, birlikte yaşama isteklerinin kötüye kullanımından başka bir şey değildir. En hafifiyle ihtiyaç duyulanların sağlanmaması bağlamında bir istismar meselesi olarak karşımıza çıkar.
İstismarları genel sınıflaması cinsel istismar, fiziksel istismar ve psikolojik istismar ve ihmal etme şeklinde ifade edilmiştir. Bu ihmal türlerinin de alt gruplara ayrıldığı görülmektedir. Söz konusu bu genel sınıflama açısından bakıldığında ülkemizde ve dünyada çocukların spor altyapı eğitimleri süresince istismara ne denli açık olduklarını tahmin etmek zor değildir.
Peki, istismar etme sadece spor altyapı eğitim süreçlerine özgü bir sorun mudur? Elbette hayır. İstismar etme meselesi çocuğun bulunduğu her yerde söz konusu olabilir. İstismar sadece cinsel istismar olarak görülmediği durumlarda başta aileler, okullar, özel eğitim ve diğer eğitim kurumları, yurtlar, işyerleri, her türlü sosyal faaliyet alanları gibi çocukların bir şekilde içinde yer aldığı toplumsal yaşam alanlar istismara uğrama olasılığı ve ortamının olduğu alanlardır. Kaldı ki, yukarıda sayılan alan ve kurumlarda cinsel istismar boyutuna varan vakalar münferit olmayacak kadar çok sayıda adli kayıtlarda yer almış bulunmaktadır.
İstismar etmeyi, ihmal etme ve psikolojik istismar boyutları ile değerlendirdiğimizde, en fazla istismarın başta aileler olmak üzere, eğitim kurumlarınca oldukça sık ve yüksek oranda gerçekleştirildiğini söylemek durumundayız.
İstismar türlerine kısaca bir göz atmak gerekirse;
Cinsel istismar; kısaca, erişkinin cinsel tutum ve amaçları doğrultusunda çocuğu bir araç olarak görmesi ve ondan yararlanması davranışına tekabül eden ilişki türüdür. Cinsel istismar, bedensel temas içeren ve içermeyen davranışlar olarak iki boyuta ayılmıştır. Bedensel temas içermeyerek teşhircilik, gözetleyicilik ve cinsel ilişkinin çocuklara izletilmesi gibi davranışları, bedensel temas içeren cinsel istismar ise, vajinal, oral ve anal cinsel ilişkilerle ırza geçme, genitallerle oynama, ensest ve fuhuş boyutlu davranışlardan oluşmaktadır.
Geçen yıl İngiltere’de patlayan cinsel istismara dayalı bir haberin sadece sıradan bir haber olmadığı, geçmişte futbol kulüplerinde ve özellikle altyapı süreçlerinde toplumsal boyutları çok ciddi cinsel istismarların gerçekleşmiş olduğu ortaya çıkmıştı. (bkz. http://www.bbc.com/turkce/spor-38266567).
Yine 2016 yılı itibariyle o zamanın Türkiye Futbol Direktörünün “TFF’de göreve gelir gelmez, cinsel istismar konusu ile ilgili bir birim oluşturulması talimatını verdim. Bu projeyi uygulamaya başladığımızda çok daha zor, büyük ve derin bir sorun ile karşı karşıya olduğumuzu gördük. Fiziksel ve duygusal istismardan daha önemlisi cinsel istismar da bir hayli fazla” diye demeç verdiğini biliyoruz (Kuşçu, 2016).
Bununla ilgili gazetelere yansıyan ve haberleştirilen pek çok olaydan birkaçı; 2010 yılında yaşanmış bir olayda eski altyapı antrenörü olan bir kişinin yaşları 10 ila 15 arasında değişen 10 çocuğu ‘Size futbol topu alacağım’ diyerek kandırıp istismarda bulunması, 2014 yılında haberleştirilen başka bir istismar olayında antrenörlük belgeleri dahi olmayan iki kişinin çalıştıkları futbol kulübünde U16 takımı oyuncuları ve 10 yaşındaki başka bir futbolcuya tacizde bulunmaları, yine bir spor kulübünde yaşları 18’den küçük 11 erkek sporcuya kulüp binasında farklı tarihlerde tecavüz etmek, onları birbirleriyle cinsel ilişkiye zorlamak ve bunları kaydederek şantaj amacıyla kullanmakla suçlanan bir antrenörün yargılanarak suçlu bulunmasıdır.
Yaşanmış ve kayıt altına alınmış somut örnekler üzerinden bakıldığında istismarın sadece futbol ile daha fazla ilişkili olduğu gibi bir durum ortaya çıksa da, bu olayların niceliği açısından böyledir. Tüm spor branşlarına ilişkin altyapılarda, cinsel istismar da dâhil olmak üzere istismar tam bir problematiktir.
Özetle belirtmek gerekirse altyapı eğitim süreçleri, cinsel istismar açısından ne yazık ki istismar edene veya edecek olana açık bir alan ve süreç gibi görünmektedir. Bu anlamda altyapı eğitim kurumlarının daha özenli ve daha güven verici olması gerektiği açıktır. Bunun için de en önemli iş, altyapı çalışanlarının seçiminde, değerlendirmesinde ve denetlenmesinde daha ciddi olunması gerektiğidir. Açık polisiye tedbirler değil belki ama güvenlikçi yaklaşımların önemini ve gereğini yabana atmamak gerek. Bununla beraber çocuklarda, gençlerde ve ailelerde istismara karşı duyarlılığı arttırmak ve birlikte davranma gereği üzerinde tutum alabilecek ve herhangi olumsuz bir duruma karşı gereken davranışları sergileyecek ilgili sosyo-psikolojik temelli eğitim çalışmaları çok önemlidir. Çocuklar ile yakın olması gerekenleri otokontrol sağlayacak biçimde grup olarak görevlendirmek ve altyapılarda farklı yaş gruplarının birbirinden bağımsız gruplar olarak organize etmek ilk akla gelen önlemler olmalıdır.
İstismar dünyanın en önemli sorunlarından birisidir. Günümüzdeki tahminlere göre, her dört kız çocuktan biri (% 25) ve her on erkek çocuktan biri (% 10) cinsel istismara uğramaktadır (Lannig, Ballard ve Robinson, 1999). Başka bir toplumsal tarama araştırmasında da buna benzer olarak her üç kız çocuktan birinin ve her on erkek çocuktan birinin 18 yaşından önce cinsel istismara uğradığı tespit edilmiştir (Smith ve Bentovim, 1999). Türkbay, Söhmen ve Söhmen (1998) ise gerçekte bu oranların rapor edilenlerden ve tahmin edilenlerden çok daha fazla olduğunu savunmuştur.
Her türlü istismar travma demektir. Travmalar istismarın türüne, boyutuna ve şiddetine göre değişse de bilinmesi gereken şey, istismara uğrayan kişilerin sağlıklı bireyler olmasının oldukça zor olduğudur. Bu konuda yapılan bir araştırmada cinsel istismara maruz kalan çocukların %90’ından fazlasının istismar edeni tanıdıkları otaya çıkmıştır (Snyder, 2000). Bu yaşam boyu istismara uğramak demektir. Aynı zamanda bu istismar edeni bulmak ve ekarte etmenin de mümkün olduğuna ilişkin bir bulgudur. Yine başka bir çalışmada istismara uğrayan bazı çocukların ileri yaşamlarında çeşitli şiddet içeren istismar olaylarının içinde olduğu belirtilmiştir (Long-Term Consequences of Child Abuse and Neglect, 2013). Söz konusu bu bulgu istismarların nedenlerinden birisinin ne olabileceğini ortaya koyarken, istismar vakalarının zincirleme devam etmesinin önünü almada ne denli özenli olunması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Fiziksel istismar, kaza sonucu olmayan ve çocukta fiziksel bir hasara, yaralanmaya ve hatta ölüme neden olabilen tüm erişkin davranışlarını kapsamaktadır. Çürükler, morarmalar, çıkık ve kırıklar ve baş travmaları, fiziksel istismar sonucu sıkça meydana gelen hasarlar arasında sayılmaktadır. Örneğin, annenin hamilelik sırasında zararlı maddeler kullanarak çocuklarına zarar vermeleri de bu istismar çerçevesinde ele alınmaktadır.
Küçük yaşta çalıştırılan çocuklarda görülen gelişim bozukluklarını da fiziksel istismar olarak görmek gerekir. Sanayi, tarım ve hizmet sektöründe çalıştırılan küçük yaşta çocukların fiziksel istismara açık ve maruz kaldığı gerçeğinden hareketle spor eğitimleri süreçlerinde başta dövüş sporları olmak üzere her türlü bireysel ve takım sporlarının altyapı eğitim süreçlerinde uygulanan çalışmaların şiddeti, ağırlığı, kapsamı ve süresi dikkate alındığında fiziksel istismarın boyutları kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Futbol altyapı eğitim süreçlerinde yaş seviyelerine uygun yapılmayan uygulamalar, özellikle biyomotor özelliklerin gelişimini kondisyon amaçlı-performansa yönelik olarak görmek ve buna göre dayanıklılık, kuvvet antrenmanları yaptırmak çocuklarda fiziksel hasarlara yol açmaktadır.
Psikolojik istismar olarak da anılan duygusal istismar çocuğun sosyal ve kişilik gelişimini engelleyici tüm olumsuz davranışları içine alan bir istismar etme türüdür. Çocuğun ağırlıklı olarak sözel yolla psikolojik olarak baskılanması, ötekileştirilmesi, aşağılanması, değersizleştirilmesi istismar edilmesidir. Bağırma, etiketleme, alay etme, suçlama, ilgi göstermeme, çocuk yokmuş gibi davranma, tehdit etme, küsme, isim takma, utandırma gibi çocuklara yönelik yetişkin davranışları çok sık karşılaştığımız istismar örnekleridir. Bu istismar türü sadece tek başına bir istismar etme şekli olduğu gibi diğer istismar etme davranışları ile birlikte sık görülen bir istismar biçimidir.
Psikolojik istismarı aile içinde ebeveynlerden, okulda öğretmenlerden ve altyapı eğitimlerinde ise antrenörlerden sıkça görüyor, izliyor olmamız ve yaşıyor olmamız, bu istismar türünün en yaygın istismar türlerinden birisi olduğunu ortaya koymaktadır. O kadar yaygın ve sıradan bir istismar türüdür ki, artık istismar olarak görmeme eğilimi, bir yönüyle de toplumsal olarak asıl tehlikeli olan yönüdür. Çünkü evde, okulda, kulüpte aşağılanan, değersizleştirilen çocuklardan nasıl sağlıklı büyükler yetişeceği konusu önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aile içinde, okulda ve kulüpte aşağılanma, eleştirilme, reddedilme, korkutulma, tehdit edilme gibi doğrudan ve şiddetli duygusal istismarın, yalancılık, hırsızlık, düşük benlik kavramı, aşırı bağımlılık, başarısızlık depresyonu, saldırganlık gibi davranış bozuklukları oluşturduğu unutulmamalı, sadece futbol değil tüm spor altyapı eğitim süreçlerinde eğitici antrenörlerin bu konuda bilgi ve beceri sahibi olmaları mutlaka sağlanmalıdır. Aileler ise ne yazık ki bu tür istismarın önemli aktörleri arasındadırlar, spor eğitim kurumları bu konuda aile ile işbirliği yaparak karşılıklı kontrol ve karşılıklı etkileşim içinde olmaları sağlanmalıdır.
İhmal etme, genelde ailenin, ilgili kurumların ya da devletin çocuğa karşı en temel yükümlülüklerini yerine getirmemesi olarak tanımlanır. İhmal bir istismar türü olsa da, bazı ihmaller “büyük istismar suçu” olarak kabul edilmeyecek özellikler taşır. Dolayısıyla bu bakımdan ihmal etme ile istismar etmeyi birbirinden farlı kılan özellik istismarın aktif, ihmalin pasif olması şeklinde değerlendirilir.
Örneğin çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını karşılamamak bu kapsamda bir istismardır. Çocuğu gözetimsiz bırakmak, ona güvenli bir ortam sağlamamak, yemek ve su ihtiyaçlarını karşılamamak, mevsime uygun kıyafet giydirmemek, terk etmek, temizliğinin sağlanmaması gibi davranışlar ihmal etme davranışları olarak örneklendirilebilir.
İhmal üç ayrı boyutta fiziksel, cinsel ve duygusal incelenebileceği halde, bu boyutları istismarda olduğu gibi birbirinden ayırmak oldukça güçtür. Çocuğun terk edilmesi, gerektiğince beslenmemesi ve sağlık kontrolünün yapılmaması fiziksel ihmale, sevilmemesi duygusal ihmale, cinsel sömürüye karşı yeterince korunmaması da cinsel ihmale örnek eylemsizlikler arasında sayılmaktadır. (bkz: http://pdrgunlugu.net/cocuk-istismarinin-turleri-ve-ozellikleri/)
Genelde ihmale dayalı istismarın, daha çok toplumsal ve ekonomik nedenlere ve koşullara bağlı olarak gerçekleştiği ve sayıca diğer istismarlara oranla çok daha fazla olduğu düşünülmektedir. İhmal, işsizlik, kötü ev koşulları, çok çocuklu olma hali, kısıtlı sağlık ve eğitim imkânları nedeniyle yoğun yaşanan bir istismar türüdür.
İstismarın ihmal etmeyle ilgili boyutunu daha somut bazı örnekler üzerinden açıklamak gerekirse, ailelerin çocuklarının spor yapma ihtiyaçları konusunda kayıtsız kalmalarından tutunuz, ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz veya isteksiz kalmaları tipik bir ihmal etme örneğidir. Spor kulüplerinin altyapılara gereken önem ve değeri vermiyor oluşları, milyon dolarlık bütçelere sahip kulüplerin altyapı eğitim ve işleyişleri ile ilgili olarak yeterince kaynak ayırmıyor ve aktarmıyor oluşları bilinçli ihmale dayalı tipik bir istismar olgusu olarak değerlendirilmelidir. Keza okulların sadece binalardan ibaret kurumlar olması, çoğunun bırakınız spor salonuna sahip olmasını, yeterince bahçeye, açık oyun alanlarına ve araç gereç gibi oyun imkânlarına sahip olmaması ilgili bakanlığın ihmali olarak kaydedilmelidir. Yerel ve genel yönetimlerin yerelde ve ulusal düzeyde tüm çocuklara ve gençlere spor yapma konusunda yeterli imkân ve fırsat eşitliği sağlamıyor oluşlarını bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Yine yetenekleri konusunda öne çıkmış, “özellikli” olarak nitelendirilen çocukların, yetenekleri ve özellikleri doğrultusunda seçilip yönlendirilmekten mahrum oluşları ihmale dayalı yaygın istismar örnekleri olarak anılabilir.
Sporda ve spor altyapı süreçlerinde cinsiyet ayrımcılığı, etnik ve coğrafyacı ayrımcılıklar ise üzerine yazı yazılmayı gerektirecek kadar yaygın ve ağır istismar sorunları olarak karşımızda durmaktadır.
Sözü edilen ve genel çerçevesi çizilen istismar türleri, uygulamaları ve istismar sorunlarına ilişkin elbette hiçbir şey yapılmıyor değildir. Kanun ve yönetmeliklerde bu tür suçlara ilişkin maddeler ve yaptırımlar vardır. Ancak kanun ve ilgili maddeler istismar vuku bulduğunda ve suç teşkil ettiğinde değil, olay ve suç ilgili makamlara intikal ettiğinde işe yarayan düzenlemelerdir.
Bu anlamda asıl iş, bu konularda duyarlı olmak ve özel koruma programlarını hayata geçirmektir. Bu konuda yurt dışında çok fazla sayıda olmak üzere ve ülkemizde de “sporda çocuk koruma programları ve uygulamaları” söz konusudur.
Çocuk koruma terimini UNİCEF kavram olarak çocuklara yapılan her türlü şiddet, istismar, ihmal, sömürü ve taciz olaylarını engelleme ve bu olaylara kısa sürede yanıt verip müdahale etme olarak tanımlamaktadır. Çocuk koruma programı ise, çocuğun fiziksel, sosyal, duygusal, ekonomik, kültürel, ahlaki ve siyasal olmak üzere tüm yönlerden güvenliğinin hukuki zeminde ve uygulamada sağlanması olarak tanımlanabilir (Parasız, Şahin ve Çelik, 2015).
Bu tür programların pratiğe yansıması, hayata geçirilmesi istismarların önlenmesi açısından son derece gerekli ve önemlidir. Sporcu ailelerinin sporda çocuk koruma hakkında farkındalık düzeylerini belirlemek amacıyla yapılan bir çalışmada, çalışmaya katılan 161 kişinin yüzde 63,7’si (102 kişi), sporda çocuk koruma hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtmiş olmaları (Küçük, Rodopman Arman ve Bozkurt, 2016), işin ne kadar önemli ve öncelikli olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
İstismar gücü gücü yetene yettiği ölçüde mağduriyet yaşattığı çok çeşitli sağlıksız ilişkiler bütünüdür. Hastalıklı olma hali yanında mevcut koşullar, sistem ve işleyiş istismarı üreten özellikler barındırabilmektedir. Ancak istismar çoğu toplumsal ve ekonomik yapılarda farklı boyutlarda da olsa var olan bir sorundur. Mutlaka önlenmesi gereken ve önlenmesi için her türlü önlemin alınması gereken büyük bir mesele ve insanlık suçudur.
İstismarsız bir hayat, o hayatın içindekiler için daha sağlıklı, daha mutlu, daha verimli bir hayat demektir. Bu daha sağlıklı, daha verimli ve daha mutlu bir ülke olmak demektir.
KAYNAKÇA
Kuşçu, F. (2016, 30 Kasım). Fatih Terim tacize savaş açtı. HaberTürk. Erişim adresi: http://www.haberturk.com/spor/futbol/haber/1330490-fatih-terim-tacize-savas-acti
Snyder, H.S. (2000). Sexual Assault of Young Children as Reported to Law Enforcement: Victim, Incident, and Offender Characteristics. U.S. Department of Justice Office of Justice Programs. A NIBRS Statistical Report. Erişim: https://www.bjs.gov/content/pub/pdf/saycrle.pdf
Long-Term Consequences of Child Abuse and Neglect(2013). Child Welfare Information Gateway, Children’s Bureau. Washington, DC: USA. Erişim: https://www.childwelfare.gov/pubPDFs/long_term_consequences.pdf
Parasız, Ö., Şahin, M.Y., ve Çelik,A. (2015). Sporda Çocuk Koruma Programı Uygulamaları: İngiltere Örneği. International Journal of Science Culture and Sport (IntJSCS), Special Issue 3, 641-653. Erişim: http://www.iscsjournal.com/Makaleler/2025288819_si3_54_329.pdf
Küçük, V., Rodopman Arman, A. Ve Bozkurt, S. (2016). Sporcu Ailelerinin Sporda Çocuk Koruma Hakkında Farkındalık Düzeyler. Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, Cilt 1, Sayı 2, 71-82. Erişim: https://www.researchgate.net/publication/313448387_Sporcu_Ailelerinin_Sporda_Cocuk_Koruma_Hakkinda_Farkindalik_Duzeyleri
Lanning, B., Ballard, J.D. ve Robinson, J. (1999). Child sexual abuse prevention programs in Texas public elementary schools. The Journal of School Health, 69(1), 3-8.
Smith, M. ve Bentovim, A. (1999). Sexual abuse. Child and Adolescent Psychiatry. 3rd. Ed. New York.
Türkbay, T., Söhmen, G. ve Söhmen, T. (1998). Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanım: Klinik bulguları, olası sonuçları ve önleme. 3P Dergisi, 6(1), 49-54.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.