Tayyip Erdoğan daha önce “muhatabım değil” dediği Irak Başbakanı Haydar el-İbadi ile bugün Saray’da görüştü
Tayyip Erdoğan daha önce “muhatabım değil” dediği Irak Başbakanı Haydar el-İbadi ile bugün Saray’da görüştü. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın açıklamasında Erdoğan, IKBY’nin bağımsızlık referandumunun “gayrimeşru” ve “kabul edilemez” olduğunu yineledi ve Bağdat yönetimi endeksli adımların atılacağını söyledi. El-İbadi’nin, Haşd el-Şaabi’yi zikrederek IŞİD’e karşı mücadeledeki rolüne vurgu yapması ve ardından “Hiçbir ülkenin iç işlerine karışılmasını kabul etmiyoruz” şeklindeki sözleri oldukça dikkat çekti
Irak Başbakanı Haydar el-İbadi resmi temaslarda bulunmak üzere bugün (25 Ekim) Ankara’ya geldi. El-İbadi’yi, Esenboğa Havalimanı’nda, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile diğer yetkililer karşıladı.
Ardından Saray’a geçen Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, Tayyip Erdoğan ile baş başa ve heyetler arası görüşme gerçekleştirdi.
Heyetler arası görüşmeye, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın ile diğer yetkililer katıldı.
Erdoğan, El-İbadi ile yaptıkları görüşmelerin ardından basın toplantısı düzenleyerek, temaslarına ve Irak’ta yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yaptıkları görüşmelerde; siyasi, askerî, ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda iki ülke arasında atılabilecek adımları değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) bağımsızlık referandumuna ilişkin tavrının değişmediğini söyledi.
Başından itibaren Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olduklarını savunan Erdoğan, “Yapmış olduğumuz bazı uyarılara rağmen herhangi bir olumlu gelişme olmayınca da bazı yaptırım kararlarını almak durumunda kaldık. Türkiye, İran ve Irak olarak yapmış olduğumuz görüşmelerle, attığımız adımlarla şu anda olumlu bir noktaya geliyoruz, geldiğimize inanıyorum” diye konuştu.
Erdoğan şunları söyledi:
Yani neredeyse Bağdat’a kadar DEAŞ terör örgütü buraları yıkarak gitti. Merkezî Yönetim kararlı attığı son adımlarla DEAŞ denilen bu terör örgütünden neredeyse ülkenin bütününü -yüzde 15-20 civarında, bunun haricinde- temizlemiş vaziyette. İnanıyorum ki, bu kalan DEAŞ terör örgütü de temizlenecektir. Tabi bu durumu fırsat bilen PKK terör örgütünün de aynı şekilde Irak’ta bir yapılanmasının olduğunu biliyoruz. Kandil ve Sincar gibi bu bölgelerde PKK’nın bir varlığı söz konusu. Ve bütün buralarda da bizler her türlü dayanışma içerisinde ortak mücadeleyi sürdürmeye Türkiye olarak varız. Temennim odur ki, Irak’taki bütün bu yıkımların olduğu bölgede küllerinden yeniden buralar ayağa kalksın. Bizler de ellerimizden gelen desteği inşallah vereceğiz. Bölgenin barışı, huzuru için de atılması gereken adımları inşallah atacağız.
“Terörle mücadele” konusunda işbirliğini önemsendiklerini belirten Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, “Irak güvenlik güçlerimiz ile DEAŞ’a karşı zafer kazanmayı başardık. Bu zaferimizin sonunda da Irak’ta bir hukuk devletinin, yönetimin gerektirdiği şekilde de ağırlığımız ortaya koyduk. Irak toprakları içerisinde Irak anayasasına göre yasaların dışında silah sahibi olan her gruba karşı yasal mücadele verilir” ifadelerini kullandı.
Iraklı gençlerin IŞİD’e karşı cesurca mücadele ettiğini söyleyen İbadi, Şiilerin çoğunluğunu oluşturduğu Haşd el-Şaabi’nin de bu mücadelede yer aldığını vurguladı.
İbadi şöyle konuştu:
Iraklı kardeşlerimiz büyük bir cesaretle ve özgüvenle savaştılar. Tabi gençlerimiz içerisinde şu an anayasal anlamda da güvenlik statüsüne sahip savaşan Haşd el-Şaabi içerisinde savaşan evlatlarımız da oldu. Görevimiz Irak’ın toprak bütünlüğünü sağlamak. Sadece Irak değil, bütün bölgeyi tehdit eden terör örgütlerine karşı mücadele etmektir. Maalesef Irak toplumunun diğer bileşenlerinin görüşleri dikkate alınmaksızın, saygı doyulmaksızın bir referandum girişiminde bulunuldu ve buna karşı da mücadelemizi yürüttük. Maalesef bazıları bu referandumda toprağımızı parçalamak ve sınırlarımızı yeniden belirlemek istedi. Bizler ırkı, mezhebi, dini ne olursa olsun Irak Merkezi Federal Yönetimi olarak tüm Irak vatandaşlarını korumakla mükellefiz.
Geçtiğimiz yıl had safhaya ulaşan ve hala çözülemeyen Başika krizi sonrası ilk kez Türkiye’ye gelen Irak Başbakanı El-İbadi’nin “Hiçbir ülkenin iç işlerine karışılmasını kabul etmiyoruz” şeklindeki sözleri de oldukça dikkat çekti:
Irak güçleri bütün Irak toprakları üzerinde yasaları teşmil edecek düzeni sağladılar. Tüm bölgede istikrarın sağlanması için önümüzde büyük bir sorumluluk var. Bir projemiz var. Bu proje bölgede istikrarın sağlanması, ekonomik kalkınma adımlarının atılması. Tabi ortak çıkarlar bağlamında ikili ilişkilerin devam etmesini önemsiyoruz. Hiçbir ülkenin içişlerine de şahsi çıkarlar bağlamında müdahale edilmesini de kabul etmiyoruz.
Geçtiğimiz yıl, iki ülke arasında Başika krizi nedeniyle ilişkiler gerilmişti. 11 Ekim 2016’da Erdoğan, El-İbadi’yi küçümseyen açıklamalarda bulunarak, “Sen benim zaten muhatabım değilsin, seviyemde değilsin, kıratımda değilsin, kalitemde değilsin. Irak’tan senin bağırman çağırman bizim için hiç de önemli değil. Biz bildiğimizi okuyacağız, bunu böyle bilesin. Kim bu Irak’ın başbakanı. Önce haddini bil” ifadelerini kullanmıştı.
ERDOĞAN’DAN BAĞDAT’A: MUHATABIM DEĞİLSİNİZ, MUSUL’DA BİLDİĞİMİZİ OKUYACAĞIZ
11 Ekim 2016| Erdoğan’dan El-İbadi’ye: “Sen benim zaten muhatabım değilsin, seviyemde değilsin, kalitemde değilsin, kıratımda değilsin.” pic.twitter.com/xKLwvwADfP
— sendika.org (@sendika_org) 25 Ekim 2017
Sendika.Org