Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Şerefhan Aydın, Sur’da “kentsel dönüşüm” bahanesiyle devam eden yıkım için “Durum öylesine vahim ki yaptıkları bazı evleri bizzat kendilerinin tekrar yıktıkları yönünde haber alıyoruz” dedi Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Şerefhan Aydın, Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki yıkım ve “kentsel dönüşüm” ile ilgili açıklama yaptı. Cumhuriyet’in haberine göre Aydın, yapılan bazı evlerin tekrar […]
Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Şerefhan Aydın, Sur’da “kentsel dönüşüm” bahanesiyle devam eden yıkım için “Durum öylesine vahim ki yaptıkları bazı evleri bizzat kendilerinin tekrar yıktıkları yönünde haber alıyoruz” dedi
Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Şerefhan Aydın, Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki yıkım ve “kentsel dönüşüm” ile ilgili açıklama yaptı. Cumhuriyet’in haberine göre Aydın, yapılan bazı evlerin tekrar yıkıldığı yönünde haberler aldıklarını aktardı.
Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesini ardından 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı bugün (3 Eylül) 643. gününde. Yasak ilan edilen Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahallelerine girişler ancak görevliler için serbest. Bu mahallelerde yaşayan yaklaşık 25 bin kişi, evlerini terk etmek zorunda kaldı. Sur’un 2 mahallesinde ise “kentsel dönüşüm” gerekçesiyle yıkım sürüyor. Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde elektrik ve sular kesik, mahalle polis barikatlarıyla çevrili.
Sur’da başlayan “kentsel dönüşüm” için eski başbakan Ahmet Davutoğlu, Sur’un İspanya’da bir şehir olan Toledo gibi inşa edileceğini söylemişti.
Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Şerefhan Aydın, “Toledo” yapılmak istenen Sur’daki yapılaşmanın geleneksel mimariyle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını belirtti ve şunları söyledi:
Yapılanlar Diyarbakır evlerinin tipolojisini kesinlikle yansıtmıyor. Durum öylesine vahim ki yaptıkları bazı evleri bizzat kendilerinin tekrar yıktıkları yönünde haber alıyoruz. Çok ucube durduğunu anlamış olmalılar. Hükümetin Sur’da izlediği politika ve yöntemler telafisi neredeyse imkânsız bir yıkım yaratmıştır. Bu yıkım politikası koca bir kenti yaşanmaz hale getirmiş, bir toplumun tarihsel, kültürel mirasını ortadan kaldırmıştır. Bir kez olsun Suriçi’ni görmüş, havasını solumuş olan hiç kimsenin bu yeni yapıları olumlama-onaylama ihtimali yoktur.
Sur’un Yıkımına Hayır Platformu Eşsözcüsü Talat Çekinkaya, kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkılmak istenen Alipaşa ve Lalebey mahallelerinin boşaltılması için baskı yapıldığını belirtti ve şöyle devam etti:
Elektrik ve suları kesilerek evlerin boşalması sağlanmak isteniyor. Evlerinden çıkmak istemeyen insanlara böyle davranmaya kimsenin hakkı yok. İnsanlar yaşadıkları, doğdukları, büyüdükleri bu yerleri terk etmek istemiyor. Burada birçok kişinin iki ya da üç katlı evi var. Kimi evler avlulu, bahçeli ama onlara biçilen değer 30, 40 bin lira gibi günün şartlarına uymayan, komik paralar. Bununla yeni bir ev almaları mümkün değil.
HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp de tarihin en uzun sokağa çıkma yasağının Sur’da uygulanıyor olmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, TOKİ marifetiyle yapılan yeni yapılaşmanın Sur’un tarihi ve geneleksel mimarisine kesinlikle uymadığını söyledi. Sur’un arkeolojik olarak da çok değerli bir yaşam ve tarih merkezi olduğunu kaydeden Yiğitalp “O hantal iş makineleri, çok hoyratça o tarihin üzerinde yıkım yapıyor. Üzerine de betondan binalar dikiliyor” dedi.
Sendika.Org