Karar yazarı Hakan Albayrak, Erdoğan’ın suçu AKP teşkilatlarına yıktığını ancak asıl sorunun Erdoğan’ın yürüttüğü siyaset olduğunu söyledi
Karar yazarı Hakan Albayrak bugünkü yazısında Erdoğan yönetimine karşı eleştirilerini sıraladı. Erdoğan’ın suçu AKP teşkilatlarına yıktığını ancak asıl sorunun Erdoğan’ın yürüttüğü siyaset olduğunu söyledi. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’a arka çıkan Karar yazarı Albayrak, AK Parti çevrelerinde hatta Beştepe dahi bu durumun yaygın olarak konuşulduğunun altını çizdi
Karar yazarı Hakan Albayrak bugünkü yazısında, “Adalet ve Kalkınma Partisi, adı üstünde, her şeyden evvel adalet için kurulmuştu. Ne var ki bugün AK Parti iktidarında adalet fena halde yaralı” ifadelerini kullandı. Karar yazarı “AK Parti çevrelerinde yükselen tepki” başlıklı yazısında eleştirilerini sert bir dille sıraladı.
“Tayyip Erdoğan’ın beğenmediği fikirleri özgürce savunmakta ısrar edenler —AKP’li de olsalar- AKP medyasında barındırılmıyor, hatta Hürriyet gazetesinden bile kovdurulabiliyor” diyen Albayrak, rant ve yolsuzluk iddialarının ayyuka çıkmış vaziyette olduğunun altını çizdi.
Albayrak yazısında Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’a arka çıkarak şunları söyledi:
Erdoğan daima “Gurur, kibir bize yakışmaz” diyor, “tevazu ehli” olmanın gereğine işaret ediyor.
Ne var ki “Sen kimsin?”i, “Haddini bil!”i de dilinden düşürmüyor.
Yağmurlarda beraber ıslandığı kimseleri bile bu şekilde tahkir etmekte beis görmüyor.
***
Bir çelişki daha:
Erdoğan, faiz oranlarının yüksekliğinden Ali Babacan’ı sorumlu tutuyordu.
Ne var ki, Babacan ekonomi yönetiminden uzaklaştırılalı yıllar olduğu halde, faiz oranları düşmedi, bilakis daha da yükseldi.
Öte yandan, Babacan’ın bakanlığı döneminde küresel krizlere rağmen başarılı bir şekilde dengede tutulabilen ekonomi şimdi aynı başarıyla dengede tutulamıyor.
***
Ve bir çelişki daha:
Ahmet Davutoğlu, dış siyasette fazla agresif olmakla suçlanıyordu; başbakanlıktan uzaklaştırıldığında ‘Bundan sonra dostlar çoğalıp düşmanlar azalacak’ denildi.
Ne var ki tam tersi oldu bunun; dış siyaset asıl Davutoğlu’ndan sonra agresifleşti ve dostlar azalıp düşmanlar çoğaldı.
Erdoğan’ın teşkilata dair eleştirilerini sıralarken özeleştiriye yanaşmadığını belirten Albayrak asıl sorunun Erdoğan’ın siyasetinden kaynaklı olduğunu söyledi:
AK Parti’nin falanca il teşkilatının veya filanca ilçe teşkilatının bütün bunlardaki sorumluluğu, bunları sineye çekmekten ibarettir.
Hal bu iken, Erdoğan’ın AK Parti’de sorun olarak sadece teşkilatlardaki “metal yorgunluğu”nu görmesi, teşkilatlara yüklenmekten gayrı bir ‘özeleştiri’ye yanaşmaması tuhaftır.
Erdoğan, doğrudan doğruya kendi tarz-ı siyasetinden kaynaklanan asıl sorunları görmezden gele dursun (veya onları sorun olarak görmeyi reddede dursun), AK Parti çevrelerinde -hükümet mahfilleri ve hatta Beştepe dahi- bunlar yaygın olarak konuşuluyor.
‘Bidayette karşı çıktığımız şeyleri kendimiz yapar hale geldik, telin ettiğimiz kimselere benzedik’ deniliyor.
Küresel tehditlerin, uluslararası meydan okumaların, ekonomik sıkıntıların, toplumsal çalkantıların üstesinden mevcut yönetim usulü ve üslubu ile gelinemeyeceği, üstelik bu usul ve üslubun yeni problemleri davet ettiği vurgulanıyor.
Erdoğan’ın doğrularını besleyip yanlışlarının önüne geçen akil adamların, parti yönetiminden ve hükümetten bir bir uzaklaştırılması eleştiriliyor.
Eski AK Parti’ye, ortak akla, kadro hareketine duyulan özlem ifade ediliyor.
Gittikçe yükselen bir tepki var.
Bu tepki şimdilik homurtu halinde ama ‘kuvveden fiile çıkması’ an meselesi.
***
Konuya gelecek yazılarda devam edeceğiz inşaallah.
Sendika.Org