Ankara’da yaşadığı mahallede bulunan parkta “Sigara içtiği” gerekçesiyle köpeğiyle birlikte şiddete uğrayan Oyuncu Leyla Okay, yaşadıklarını Sendika.Org’a anlattı
Ankara’da yaşadığı mahallede bulunan parkta “Sigara içtiği” gerekçesiyle köpeğiyle birlikte şiddete uğrayan Oyuncu Leyla Okay, yaşadıklarını Sendika.Org’a anlattı. Kadınların parkta gerçekleştireceği eyleme de çağrı yapan Okay, “Sizlere inat biz yaşayacağız” dedi
Ankara’da çekilen ünlü dizilerden, Bizim Evin Halleri’nden tanıyoruz Leyla Okay’ı. Aynı mahallede yaşadığı komşularının, mahallede bulunan parkın temizlik işçisinin sevgi ve saygıyla bahsettiği Oyuncu Leyla Okay, geçtiğimiz hafta Ankara Çankaya’da bulunan Jose Marti Parkı’nda, Mercan isimli köpeğiyle birlikte şiddete uğradı. “Sigara içtiği” gerekçesiyle bir adamın önce tehdidine maruz kalan Okay, köpeğine ve ardından kendisine yönelen şiddete karşı hukuki süreci başlattı. “Adaletin sağlanmayacağından” emin olan Okay’a kadınların desteği de gecikmedi.
Olayın yaşandığı Jose Marti Parkı’nda, 20 Temmuz Perşembe günü kadınların şiddete karşı yapacağı eylem öncesinde Leyla Okay’la yaşananları konuştuk.
Köpeği Mercan’la birlikte parkta yaşadığı şiddeti anlatan Okay, şunları söyledi:
“Yaklaşık beş gün önce öğleden sonra köpeğim Mercan’ı dolaştırmak için parka geldim. Mercan’ı da bütün mahalleli tanır, sever. Uysal bir canlıdır kimseye karışmaz, saldırmaz. Park o saatte kalabalık ve çok da sıcak olduğu için parkın güneş almayan ama tam da çocukların oyun alanın içinde olmayan yere oturduk. Çocuk oyun alanı içinde iki tane bank boştu, daha da gölgeydi. Kendi kendime dedim ki, ‘Sigara içeceğim, çocuklara çok da yakın olmayayım’ bunu gerçekten içimden geçirdim. Banka oturdum sigaramı yaktım saniyeler sonra ileride torunuyla oynayan adam yanıma gelerek ‘Sigarayı söndür’ diye emredici ve sert üslupla bana seslendi. ‘Anlamadım’ dedim. ‘Söndür diyorum lan’ diyerek elini kaldırarak bana bağırmaya başladı. ‘Öncelikle o elini indir. Benimle doğru düzgün konuş’ diyerek çıkışmaya başladım. Uyarıma rağmen tacizkar tutumuna devam ederek bu sefer de ‘Şerefsiz karı söndür o sigarayı’ dedi. O an neye uğradığımı şaşırarak bir şeyler söyledim, şu an yaşadığım anın şokuyla ben bile ne dediğimi hatırlamıyorum. Tekrarlayarak ‘söndürmüyorsun’ diye diretince ben de artık kendimi tutamayarak ‘Söndürmüyorum lan’ diyerek cevap verdim.”
Saldırı anını anlatan Okay, adamın herkese karşı torununu kendine siper ettiğini belirtti. Parkta bulunan insanların hepsinin geldiğini ve müdahale ettiğini belirten Okay şöyle devam etti:
“Saniyeler içinde gerçekleşen o anda ayağımın dibinde yatan Mercan’a tekme attı. Hayvan can çekişerek yattığı yerden zıpladı. Ben onu görür görmez hemen oturduğum yerden kalktım adamı tutarak ‘Seni öldüreceğim, geberteceğim’ dedim. Fakat benim oradaki çıkışımda adamın kucağında torunu vardı. Torunundan dolayı hiçbir şey yapamadım. ‘Torununu bırak, çocuğa bir şey olacak’ diye bağırmaya başladım. İnsanlara çocuğu almaları için bağırmaya başladım. Ben torununu adamdan kurtarmaya çalışırken adam torununu bana karşı yüzüne siper etti. Ben hayatımda böyle aciz bir adam görmedim. Ben torununa kıyamazken adam torununa kıyarak kendini onunla korumaya çalıştı ve torunundan faydalanarak bana orada bir yumruk attı. O an yere düştüm ve kafam neredeyse parkın taşlarına çarpacaktı, son an da kendimi kaldırabildim. O arada parkta olayı izleyen insanlar koşarak adamı durdurmaya geldiler. Adam parktaki insanları da tahrik etmeye başladı. İnsanlar da adamın kucağından çocuğu almalarını söyledi yine de nafile adam resmen torununu herkese siper etmeye başladı. Çocuk yüzünden hiç kimse bir şey yapamadı.”
Olay esnasında, sivil polis olduğunu iddia eden bir adamın yanına geldiğini ve “Parka köpek sokmanın yasak olduğunu” söylediğini belirten Okay şöyle devam etti:
Sivil polis olduğunu iddia eden bir adam yanımıza gelerek ‘Parka köpekleri almak yasak ama ben seviyorum siz yine de bağırmayın hanımefendi’ diye bana birtakım şeyler söylemeye başladı. Ben de onun tutumuna karşılık ‘Ağlayarak mı gitmeliydim, kendime mi saklamalıydım? Ben burada mağdurum. Köpeğim ve ben burada şiddet yaşadım. Sen bana mı bağırma diyorsun. O adama gerekli işlemlerini yapacaksın, bana bağırma demeyeceksin. Ben bağıracağım’ diyerek cevap verdim. Adam hiçbir şey söylemeden çekti gitti, bir daha görmedim.
Saldırıyı gerçekleştiren adamın eşinin gelerek adamı savunduğunu belirten Okay şunları söyledi:
“Bütün bunlar olurken taciz eden adam evine gitti. Beş dakika sonra tanımadığım bir kadın yanıma gelerek ‘Sen benim kocama kucağında çocuk varken saldırmışsın’ dedi. Kadına ne cevap vereceğimi şaşırdım, şok oldum o an. Saldırıya uğrayan taraf benim ama saldırmakla suçlanan ben oldum. Neyse ki parkta yaşanan olayı gören kadınlar hala yanımdaydı ki adamın karısına anlatmaya çalıştılar. Adamın karısı inatla kocasını savunmaya devam etti. Üstüne kendilerini savunacak neden bulmak adına Mercan’ı tasmasız dolaştırmama bahane üretti. Başta da anlattığım gibi; Mercan bu zamana kadar hiçbir insana, canlıya karşı olumsuz herhangi bir davranışta bulunmamıştır. Uysal ve kendisi de zaten geçmişinde insanlardan şiddet görmüş bir hayvan. O gün de şiddete uğradığı zaman uyuyordu. Ben şimdi uyuyan bir hayvana neden tasma takayım? Akıl mantık işi midir bu? Adamın karısına anlatmaya çalıştıysam da işe yaramadı. En sonunda dayanamadım ‘Tasmasız dolaşmaması gereken sizin kocanızdır. Benim köpeğime saldıran ki odur’ dedim.”
Kadınlar şiddete uğrayıp suç duyurusunda bulunduğunda karakollardaki güvenlik güçlerinin önlem almayıp, tepkisiz kalıp, hatta kadınlarda suç aradıklarını söyledik Leyla Okay’a. Kendisinin nasıl bir tepkiyle karşılaştığını sorduğumuz Okay şöyle devam etti:
O gün yanımda yer alan kadınlar görgü tanığı olduklarını ve haklı olarak beni savunacaklarını söyleyerek numaralarını verdiler. Fakat o gün neye uğradığımı şaşırdığım ve olayın etkisinden kurtulamadığım için herhangi bir işlem yapamadım. Bir de şunu düşündüm; kanunlar dedim ne olacak ki, insanlar öldürülüyor. Katiller indirim cezaları alıyor. Bana ve Mercan’a kim yardım edecek. Fakat şahitlerin baskısından dolayı darp raporu almaya gittim ve şikayetimde bulundum. Yine de bu beni soğutmuyor, çünkü devlet eliyle adamın hiçbir yaptırım görmeyeceğini biliyorum. Bu sistemin, bu kanunların onun arkasında olduğunu o adam da biliyor. Bu güce dayanarak zaten bu şiddeti bana uygulayabiliyor. İçinde kadın, hayvan nefretini rahatlıkla dışa vurabiliyor. Şurası da çok enteresan bu adam öğretmen emeklisiymiş.
Karakolda suç duyurusunda bulunmaya gittiğimde ekran yüzünden dolayı sempatik ve ilgili davrandılar. Oyuncu geçmişim olmasaydı gayet normal ve sıradan bir olayın mağduruymuşum tutumunu göreceğimi biliyorum. Karakoldayken bir memurun tepkisi dikkatimi çekti. ‘Ne kadar çok çoğaldı bu kadın şiddeti’ diyerek şaşırarak yüzüme baktı.
Saldırıyı gerçekleştiren adamın yeniden parka geldiği zaman fotoğraflarını çektiğini ve teşhir ettiğini anlatan Okay şunları söyledi:
“Şikayette bulunduktan sonra parka sabahın altısında gelerek nöbet tuttum. O gün gelmedi yine de parka gitmeye devam ettim. Ertesi gün tekrar parka gittiğimde o adam, eşiyle ve torunuyla parka gelmişti. Bu sefer yanına iki tane kalkanını alıp gelmişti. ‘Bir şeyler yapmalıyım, bu adam rahat bir şekilde hiçbir şey olmamışçasına burada dolaşamaz’ diye düşünerek telefonumun kamerası ile fotoğrafını çekip teşhir ettim. Ertesi gün yine parkta gördüm. Bu sefer araya bir aracı sokarak olayı ‘rezil olmamak için tatlıya bağlamak’ istediler. ‘Ben rezil olmayacağım. Henüz uyguladığı şiddetin geri dönüşünü almadı ki tatlı ikramına çekelim. Ben bu işin peşini bırakmayacağım’ dedim. Fotoğraflarını çektiğim için çok rahatsız olmuş. ‘Neden rahatsız oluyor, yumruk kadar cesareti yok muydu. Yaptığı şeyden rahatsız olmuyor da benim fotoğrafını çekmemden mi rahatsız oluyor. Gerekirse parktaki bütün ağaçlara fotoğraflarını asacağım. Bırakmayacağım bu işi’ dedim. ‘Kızı var, yapmayın’ diyerek beni sakinleştirmeye çalıştılar. Düşündüm doğru kızı var. Neden kızına yaşatacağım bunu dedim ama buna rağmen ne kızı ne de kendisi benden özür dilemedi.
Saldırıyı gerçekleştiren adamı teşhir ettiği için adamın suç duyurusunda bulunduğu anlatan Okay devam etti:
Adamın fotoğrafını sosyal medyada paylaşarak mahalleliye dikkatli olması için uyarıda bulundum. Bunun üzerine ‘aracı’ olarak olaya dahil olan adam beni aradı ve fotoğrafları kaldırmadığım için suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Koşa koşa gidin nereye gitmek istiyorsanız nereye şikayet edeceksiniz edin dedim. Nitekim koşarak da gitmişler. Yarım saat sonra karakoldan ifade vermem için aradılar. Bu inanılmaz bir şey. Adam şiddet gösterdiği için rahatsız olmuyor ama deşifre olunca mı rahatsız oluyor? Bunun daha bir başlangıç olduğunu, kadınlarla birlikte eylem yapacağımızı söyledim. ‘Burası pentagon mu’ diyerek bana küstahça cevap verdi. Bu sadece benim olayım değil. Bu şiddete uğrayan bütün kadınların, hayvanların, canlıların olayı. Durmayacağım bu şiddetle mücadele edeceğim. Benim elimde başka bir şey yok. Şiddeti teşhir etmek, kadınların kendilerini savunacakları ilk yöntem.
Köpeği Mercan’ı sokakta gördüğü şiddetten korumak için yanına aldığını ama yanında bile koruyamadığını belirten Okay, “Hayvan sevmeyen insan sevmez. İnsan sevmeyen de hayvan sevmez. Ben ikisini de yaşadım” dedi.
Son olarak Jose Marti Parkı’nda, 20 Temmuz Perşembe günü saat 18.30’da kadınların şiddete karşı yapacağı eyleme çağrı yapan Leyla Okay, “Siz erkeklerin şiddetine karşı biz susmayacağız. Evlere kapanmayacağız, sokakta yaşamaya devam edeceğiz. Sigaramızı içeceğiz, eteğimizi giyeceğiz, şortlarımızı giyeceğiz, konuşacağız, kahkaha atacağız, güleceğiz. Sizlere inat biz yaşayacağız. Hanımlar, perşembe günü 18.30’da Jose Marti Parkı’nda bekliyorum. Şiddete karşı eylem yapıyoruz” dedi.
Okay, arkadaşlarının ve mahallede bulunan kadınların da eyleme katılacaklarını belirtti. Parktan sorumlu olan temizlik işçisi kadın da, bu sırada parkta bulunan kadınları eyleme çağırarak, “Kadın dayanışmasına ihtiyacımız var” dedi. Kadınlar “muhakkak geleceklerini” söyledi.
Oyuncu Leyla Okay Ankara’da parkta köpeğiyle birlikte şiddete uğradı. https://t.co/8Xmh6n8IJg olarak yaptığımız röportajın devamı yakında… pic.twitter.com/yfKaAIo3iz
— sendika.org (@sendika_org) 18 Temmuz 2017
Sendika.Org/ Ankara
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.