Körfez krizine çözüm bulma iddiası ile yola çıkan ancak safını krizin patlak verdiği andan itibaren Katar’dan yana belirleyen Erdoğan’ın arabuluculuk çabasının başarıya ulaşması oldukça zor gözüküyor
Tayyip Erdoğan, Körfez ülkelerini kapsayan iki günlük ziyarete çıkıyor. Körfez krizine çözüm bulma iddiası ile yola çıkan ancak safını krizin patlak verdiği andan itibaren Katar’dan yana belirleyen Erdoğan’ın arabuluculuk çabasının başarıya ulaşması oldukça zor gözüküyor
Tayyip Erdoğan, bugün (23 Temmuz) Körfez ülkelerini kapsayan iki günlük ziyarete çıkıyor. Ziyaretin amacı Katar ile Körfez monarşileri ve Mısır arasında yaşanan krize çözüm bulmak.
Erdoğan ziyaretine Cidde’den başlayacak, Kral Salman ve Veliaht Prens Muhammed bin Salman’la görüşecek. Erdoğan daha sonra Kuveyt’e geçecek ve Emir Şeyh Sabah el- Ahmed el- Sabah’la bir araya gelecek, ardından da Katar’a giderek Emir Şeyh Tamim bin Hamad el-Tani’yle görüşecek.
Erdoğan, Körfez turu öncesi İstanbul Atatürk Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Konuşmasının büyük kısmını Mescid-i Aksa’da yaşanan çatışmalara ve Almanya krizine ayıran Erdoğan, Körfez görüşmeleri ile ilgili ayrıntı vermedi. Mescid-i Aksa’ya yönelik kısıtlamaları ve işgalci İsrail güçlerinin saldırılarını kınayan Erdoğan, İsrail Devleti’ni hukuka uymaya davet etti.
Erdoğan, Almanya ile yaşanan kriz ile ilgili ise Türkiye ve Almanya’nın NATO müttefiki olduğunu hatırlattı. Alman şirketlerine karşı soruşturma veya kovuşturma olmadığını üzerine basarak tekrarladı. Türkiye’nin içinde ajan provokatörlük yapıldığını belirterek tutuklamaları savundu.
Suudi Arabistan’ı krizin çözümü açısından kilit ve akil ülke olarak niteleyen Erdoğan’ın Körfez ziyaretine dair yaptığı açıklama şöyle:
İslam dünyasının yeni krizlere ihtiyacı yok. Katara krizinin çözümü için Kuveyt’in yürüttüğü arabuluculuk çalışmalarını destekliyoruz. Çözüme katkı sağlayacak her türlü girişimin arkasındayız.
Ziyaretimizin ilk durağı bölgenin büyüğü, akil devleti Suudi Arabistan’dır. Son yıllarda bu ülke ile ilişkilerimizi geliştirdik. Suriye meselesinde yakın diyalog içinde olduk. Ticari ilişkilerimizde de gelişme var. Körfez’in büyüğü olarak Katar krizinin çözümü için Suudi Arabistan kilit ülke.
Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn teröre destek verdiği gerekçesiyle Katar’la ilişkileri keserek kara ve hava ambargosu uygulamaya başlamıştı. Ankara’nın Katar’daki askeri üs de krizin ana unsurları arasında yer almış, Suudi Arabistan liderliğindeki ülkelerin Katar’a verdiği ve 13 isteğin bulunduğu listede üssün kapatılması istenmişti. Ancak bu istek daha sonra geri çekildi.
AKP iktidarı krizin patlak verdiği andan itibaren Katar yönetiminin yanında olduğunu açıkladı ve ambargoya karşılık Katar’a yardım gönderdi. Askeri anlaşmaları genişletti. Körfez monarşileri ile iyi ilişkiler geliştirmek isteyen ancak bölgede nüfuzu bulunmayan ve tarafını önceden belirleyen Erdoğan’ın arabuluculuk çabasının başarıya ulaşması oldukça zor gözüküyor.
Arabuluculuk konusunda şansı pek de yaver gitmeyecek olan Erdoğan yola çıkmadan önce konuşmasında da değindiği gibi Körfez’in kilit ülkesi Suudi Arabistan ile ticari ilişkileri yaşanan gelişmeleri masaya yatırabilir. Çünkü Erdoğan’ın gelişme olarak bahsettiği ticari ilişkilerde gerileme söz konusu. Körfez krizinde Katar’ın yanında yer alan AKP iktidarı Körfez Bölgesi’nde ekonomik kayıplarla karşı karşıya.
Mayısta 277 milyon dolar olan Suudi Arabistan’a ihracat, yüzde 36,4 azalışla, Haziran’da 188 milyon dolara indi. Birleşik Arap Emirlikleri’ne yapılan ihracat, yüzde 20,5 geriledi ve 316,5 milyon dolardan 234,6 milyon dolara düştü. Bahreyn’e ihracat yüzde 24 azaldı ve mayıs ayındaki 20,7 milyon dolarlık tutar 15,6 milyon dolara indi.
Krizin patladığı haziran ayında Katar’a ihracat yüzde 49 artış gösterdi ve 35,8 milyon dolardan 53,4 milyon dolara çıktı. Katar krizinin yakınlaştırdığı Türkiye-İran ticaretindeki olumlu gelişme de haziran verilerine yansıdı. İran’a ihracat, yüzde 8,5 artışla 233 milyon dolardan 250 milyon dolara yükseldi.
Ekonomik kayıpları bugün Al Monitor’daki yayımlanan yazısında değerlendiren Zülfikar Doğan Katar dışındaki Körfez ülkelerinde Katar’ın üç buçuk katı iş yapan müteahhitlerin endişeli olduğunu yazdı. Kriz kısa sürede sonuçlanmazsa Katar’ın yanında taraf olmanın Türkiye’ye ekonomik faturasının yakın gelecekte ağırlaşabileceğini yorumunda bulunan Doğan krizin Türkiye-İran ilişkilerini ise geliştirdiğini belirtti.
KATAR’I KAZANMAK MI, KÖRFEZ’İ KAYBETMEK Mİ?- ZÜLFİKAR DOĞAN (AL-MONİTOR)
Sendika.Org