Halkevleri, ÖDP, EMEP, EHP, BHH ve HDK yürüyüşe müdahil olma tavrını ortaya koyarken, kimi sosyalist yapılar da sürece daha temkinli yaklaşmak, hatta CHP’nin bu eylemine mesafe koymak gerektiğini savunuyor
Adalet Yürüyüşü ilk bir haftayı geride bırakırken, sosyalistler de yürüyüşe ilişkin pek çok tartışma biriktirdi. Halkevleri, ÖDP, EMEP, EHP, BHH ve HDK yürüyüşe müdahil olma tavrını ortaya koyarken, kimi sosyalist yapılar da sürece daha temkinli yaklaşmak, hatta CHP’nin bu eylemine mesafe koymak gerektiğini savunuyor. Belli başlı eğilimleri temsil eden yazıları Sendika.Org okurları için derledik
ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NDEN BİZE NE! – SAMUT KARABULUT
Halkevleri eski Genel Başkan Yardımcısı Samut Karabulut, Sendika.Org’da yayımlanan yazısında yürüyüşe ilişkin endişelerin CHP’nin geçmişteki tavırlarından ötürü yersiz olmadığını belirtmekle birlikte sonuca etki edebilmek için sosyalistlerin inisiyatif alması gerektiğini söylüyor: “Adalet bayrağını kim yükseltecek sorusunu kimlerin cevaplayacağı varılacak yeri de belirleyecektir. Sosyalistler her biçimde her tarafta bu bayrağı yükseltmelidir!”
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
HAYIR’DAN ADALET YÜRÜYÜŞÜNE NEHİR ARTIK BAŞKA YATAKTA AKIYOR – ÖNDER İŞLEYEN
ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, R-Komplex’teki yazısında “Gezi’nin demokratik, kapsayıcı siyaset alanı ve onun nehir yatağında anlam kazanan bu yürüyüş kolunu büyütmek ve yaygınlaştırmak için… Yürüyüş kolundan Parklara her yerde HAYIR’ın AKP’nin din örtüsü altında geliştirdiği yağmacı-talancı adaletsiz düzenine karşı değişim iradesini büyütmek için… Yürüyelim!” diyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
HİÇ SOBELENMEDEN SAKLAMBAÇ– METİN ÇULHAOĞLU
HTKP’nin önde gelen isimlerinden Metin Çulhaoğlu, İleri’deki yazısında eylemi sosyalist sola bir tuzak olarak gösteren değerlendirmeleri eleştirerek eylemi kimin yaptığıyla eylemden beklentinin ne olduğunu ayrılması gerektiğini dile getiriyor. Çulhaoğlu, “Bir eylemin, daha genel olarak bir olgunun ya da sürecin bizatihi kendisi ile ondan kimlerin neyi murat ettiği, nereye yönlendirebileceği ya da nasıl kullanabileceği arasında bir ayrım yapılması gerekir” diyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
EN İYİ YÜRÜYENLER EN ÖNE – VEDAT İLBEYOĞLU
EMEP GYK üyesi Vedat İlbeyoğlu, Evrensel’deki köşesinde CHP “günahlarını” hatırla(t)mak gerektiğini fakat yürüyüş karşısındaki tutumun bu günahları merkeze alarak belirlenemeyeceğini söylüyor: “CHP bu işi nasıl sürdürür, nereye taşır? Bilemeyiz elbette ama iş odur ki, eylemin kaderini tamamen CHP yönetiminin koordinatlarına teslim etmeyecek bir duyarlılık gösterebilelim. CHP’den “özeleştiri” isteyerek, ‘politik tutarlılık’ adına seyircilikle yetinmek siyaset değildir.”
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
ADALET YÜRÜYÜŞÜ: İNCELİKLER, ZORLUKLAR, OLANAKLAR, GÖREVLER- M. SİNAN MERT
HDP bileşenlerinden SODAP’ın internet sitesinde Adalet Yürüyüşü üzerine bir yazı kaleme alan M. Sinan Mert, CHP’nin kusurlarına değindikten sonra “Bütün handikaplarına rağmen Adalet Yürüyüşü faşizme karşı mücadele noktasında önemli olanaklar yaratabilir” diye yazıyor. “Yürüyüşün İzmit ve sonrasındaki safhasında ise HDP’nin tüm sosyalist çevrelerle birlikte katılım göstermesi anlamlı olacaktır” diyen Mert, HDP’yi de kendi tutuklu vekilleri ile ilgili olarak üstüne düşenleri yapmamakla eleştiriyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
SAHADA OLMAK VE HDP’NİN YANLIŞI – DEMİR KÜÇÜKAYDIN
Demir Küçükaydın, sosyalistlerin bu süreçte “soluk alır gibi” eylemi örgütlemesi gerektiğini ve savunma mekanizmalarını kurması gerektiğini belirtiyor. HDP’nin ise eyleme davet beklemeden yürüyüşe katılması ve destekçi pozisyonda değil, doğrudan örgütleyiciliği yapması gerektiğini söylüyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
ADALET YÜRÜYÜŞÜ VE “AMA HANGİ YOLDAN” – UFUK GÖLLÜ
HDP bileşenlerinden Devrimci Parti’nin Genel Başkanı Ufuk Göllü ise baskının muhalif olan tüm kesimlere yöneldiğini ve tarihte faşizme karşı mücadelede burjuva temsilcileriyle yan yana gelişlerin de olduğunu hatırlatıyor. Yine de bu bir araya gelişlerde bir program ihtiyacı olduğunu ve CHP’nin eylemine katılmanın böyle bir programın parçası olmadığı ve “yedeklenmek” olacağını belirtiyor ve “yedeklenmemek” gerektiğini savunuyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
ADALET YÜRÜYÜŞÜ VE SOL – FOTİ BENLİSOY
Benlisoy, solun Gezi’de ön açıcı olduğu ve belirleyen olduğu değerlendirmesini yapıyor ve bu misyonu CHP’ye kaptırmış durumda olduğuna dikkat çekiyor. Benlisoy, solun gücü oranında örgütlü-planlı müdahaleleri önüne koyması, belirli ve CHP çizgisini zorlayan-aşan talepleri sistematik olarak öne çıkarması gerektiğini savunuyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
BU YÜRÜYÜŞ NEREYE VARIR? – İLKER BELEK
İlker Belek soL Portal’da yayımlanan yazısında CHP’nin muhalefeti konsolide etmek gibi bir niyetinin olmadığını, aksine sıra kendisine geldiğinde basıncı azaltmak için “yollara düştüğü”nü söylüyor. Eylemin ekseni baştan belirliyken bunca katılım ve desteğin eylemi sola çekmek için faydasız olduğunu, hatta sosyalizm mücadelesine zarar vereceğini belirterek sosyalistlerin müdahil olmasını eleştiriyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
ADALET YÜRÜYÜŞÜ: TÜRKİYE SOLUNDA TUHAF BİR TARTIŞMA – KURTULUŞ KILÇER
Türkiye Komünist Hareketi’nden Kurtuluş Kılçer ise CHP’nin sol düzen partisi olduğunu vurgulamakla birlikte AKP gericiliğine karşı, adalet üzerine verilen bir mücadeleyi de karşılarına almayacaklarının altını çiziyor. CHP’nin eyleminin etkili olduğunu ama CHP’nin yanlış olduğunu belirten Kılçer, tek bir eylem özeline bakılamayacağını dile getiriyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
***
DİP: ADALET TALEBİ HAKLI, KILIÇDAROĞLU’NUN PEŞİNE TAKILMAK YANLIŞ
Devrimci İşçi Partisi’nin yayın organı Gerçek Gazetesi’nde yayımlanan değerlendirmede ise CHP’nin haklılığını halktan ziyade “bütün dünyaya” gösterme çabası üstüne düşünülmesi gerektiği vurgulanıyor. DİP’in değerlendirmesinde, sosyalistlerin CHP’yi sola çekmek gibi bir görevi olmadığını ama CHP’nin sosyalistleri sağa çekmek görevi olduğunu ve bu sürecin şu an yaşanmakta olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
Sendika.Org