Erdoğan’ın her güne yeni bir sorunla uyandığını söyleyen Murat Yetkin, “Erdoğan tahmin edilemeyecek bir hamle yapabilir, umalım da yeni sorunlar getirmesin” dedi
Katar krizinin sonuçları ve başarısız arabuluculuk çabası, AB ile yeni fasıl açmanın zorluğu, Adalet Yürüyüşü ve ABD ile koruma gerilimi derken Erdoğan’ın her gün yeni bir sorunla karşı karşıya kaldığını söyleyen Murat Yetkin, “Erdoğan tahmin edilemeyecek bir hamle yapabilir, umalım da yeni sorunlar getirmesin” dedi
Referandumda gayri meşru bir biçimde “evet” sonucu çıkaran Saray-AKP iktidarının devlet iktidarının sürdürülmesi, Kürt sorunu, dış politika, ekonomi gibi başlıklarda her geçen gün yeni bir sorun patlak verirken, Hürriyet yazarı Murat Yetkin bu sorunları “Erdoğan her sabah bir soruna daha uyanırken” başlıklı yazısıyla köşesine taşıdı.
Yetkin yazısına şu sözlerle başladı:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hafta sonu bu sözü Katar krizi için kullandı ama bugünlerde her alanda ‘Biri bitmeden diğeri başlayan’, giderek büyüyen bir sorunlar yumağı var önünde. Katar meselesi onu bu kadar zorluyor olmasa şikayet etmezdi ‘Durduk yerde çıktı’ diye. Çünkü Katar krizi pek çok yere bağlanıyor.
Katar krizinin Suriye savaşıyla, ABD ilişkileriyle, Rojava üzerinden Kürt sorunuyla, Musul harekatıyla, Körfez ülkeleriyle olan ikili ilişkilerle, Körfez’den para akışı ve ekonomideki etkisiyle çok boyutlu etkileri olduğunu belirten Yetkin, Erdoğan’ın Katar krizine yönelik arabuluculuk adımlarının Suudi Arabistan ve Mısır’dan gelen tepkiler doğrultusunda sonuç vermediğini kaydetti.
Yetkin, Katar ile ABD arasındaki 12 milyar dolarlık anlaşmanın Katar Emiri’nin koltuğunu koruması anlamına geldiğine ancak bu anlaşmanın Müslüman Kardeşler ya da ÖSO’nun varlığını aynı biçimde sürdürmesi anlamına gelmediğine de dikkat çekti.
Yetkin’in bir diğer konu başlığı AB ile ilişkiler oldu. Erdoğan’ın AB liderleriyle görüşmesi sonrasında sert rüzgarların kesildiğini söyleyen Yetkin, “Ancak benim okuyabildiğim kadarıyla, Türkiye hak ve özgürlükler, gazeteci ve yazar tutuklamaları, olağanüstü hal gibi konularda, demeçle sınırlı kalmadan, somut adım atmadıkça fasıl açılması zor görünüyor. Üstelik o da bir yanıyla Kıbrıs görüşmelerine bağlı” dedi.
Yazıda hak ve özgürlüklerden söz edince konuyu Adalet Yürüyüşü’ne getiren Yetkin, Erdoğan’ın yürüyüşün toplumdaki etkisini iki gün gözlemledikten sonra konuya çok sert bir giriş yaptığını söyleyip şu değerlendirmeyi yaptı:
Tamamen pasif bir yürüyüşün darbe girişimiyle bir tutulması, doğrusu AB’yi filan bir kenara bırakalım AK Parti tabanının tamamı için de ikna edici olmayabilir.
Erdoğan yürüyüşe destek veren sivil toplumun da bir gün kendisini mahkeme önünde bulabileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu bu sözleri aldı ve Erdoğan’ın kendisini yargıyı kullanarak tehdit ettiği cevabını verdi. Ve o da sert girdi: Her Firavunun bir Musa’sı vardı.
Neticede Kılıçdaroğlu yürümeye devam ediyor ve dünya da bu Gandice eylemde başına bir şey gelip gelmeyeceğini dikkatle izliyor.
Yetkin, son başlık olarak ABD’de Erdoğan’ın korumaları ve AKP’liler hakkında tutuklama kararı çıkmasına değindi, Türkiye’nin ABD’den Fethullah Gülen’i isterken koruma polislerini verme durumuna gelmesinin krizi derinleştireceğini dile getirdi.
Murat Yetkin, tüm bu manzarayı şu sözlerle noktaladı:
Özet mi? Özeti şu: Erdoğan 16 Nisan’da (AK Parti meseleleri dahil) bütün gücü elinde topladığından bu yana önünde bizzat uğraşmak zorunda kaldığı sorunlar artıyor; daha biri çözülmeden yenileri geliyor.
Normalde Erdoğan böyle sıkışmalardan bir sandık icat eder kurtulurdu. Ama referandumdan daha yeni çıktık, erken seçime gidilmeyeceğini ise her fırsatta söylüyor.
O nedenle bu günlerde Erdoğan’dan tahmin edilemeyecek bir hamle beklemek yerinde olur; umalım o hamle kendi önüne de, Türkiye’nin önüne de yeni sorunlar getirecek türden olmasın.
Sendika.Org