“Benim yaşadığımı yaşayan kadınların sesi olmak istiyorum” diyen Sağlam, dayanışma eylemi sonrasında Sendika.Org’un sorularını yanıtladı
İstanbul Pendik’te bir minibüste şort giydiği gerekçesi ile saldırıya uğrayan Melisa Sağlam ile annesi Zeynep Sağlam, Pendik Minibüs duraklarında kendisi ile dayanışmaya gelen kadınlarla birlikte eylemdeydi. “Benim yaşadığımı yaşayan kadınların sesi olmak istiyorum” diyen Sağlam, dayanışma eylemi sonrasında Sendika.Org’un sorularını yanıtladı
KADINLAR MELİSA SAĞLAM’A DESTEK İÇİN PENDİK’TE EYLEMDEYDİ
Minibüste yaşadığın saldırının ardından ülke gündemine oturdun. Sen aslında saldırıya uğrayan ilk kişi değilsin. Kadınlar her gün sözlü ya da fiziksel saldırıların hedefinde. Ancak hepsinin gündem olması mümkün olmuyor. Seni gündem yapan şeylerden biri de davanın takipçisi olman. Seni saldırgandan şikayetçi olmaya ve davanın peşine düşmeye iten şey ne oldu?
Melisa Sağlam: Görüntü kaydının olması.
Olayın ardından tesadüfen orada bulunan polislerin beni çağırması üzerine minibüsten indim. Aksi taktirde inmeyecektim. O an adamı bulmak hiç aklıma gelmedi, bizlere öğretilen ezberin sonucu eve gidip ağlamak istedim. Polislerin ekip arabası çağırması üzerine karakola gittim. Darp raporu alıp şikayetçi oldum.
Daha sonra minibüsçüye gittim ve bana görüntü kaydının olduğunu söyledi. Kafamda kayıtların silinip silinmeyeceğine dair pek çok soru olmasına rağmen bunu duyduğumda bir nebze rahatlamış hissettim.
Avukatımın görüntüleri almasıyla savcılığa suç duyurusuna gittik. Dayanışma için gelen kadınlarla da ilk defa burada karşılaşmış oldum. O kadar kadının arkamda olduğunu görünce daha fazla teşhir olmak uğruna benim yaşadığımı yaşayan kadınların sesi olmaya karar verdim.
Bu etkili olacaksa, bu şekilde ceza alacaksa işimi gücümü bırakıp bununla uğraşmaya razıyım. Olayın gündem olmasıyla vergi suçundan da olsa cezaevine girmiş oldu.
Bunun münferit bir vaka olduğunu düşünüyor musun?
Hayır.
Peki sence erkekler bu gücü nereden alıyorlar?
Tabii ki önceki vakaların cezalandırılmamasından alıyorlar. Cezalar caydırıcı olsa bunu yapma cesaretini bulamayacaklar. Fakat sadece cezalar da değil, bunu yapan insanların toplum tarafından “onaylanması” ya da yeterince tepki görmemesi de onları cesaretlendiriyor. Bu noktada teşhirin önemli olduğunu düşünüyorum. İlk gün adliyeye gittiğimde “dosyanız gelmedi” cevabı ile karşılaşırken bugün gittiğimde “dosyanın aciliyeti var” cevabı ile karşılaştım. Maalesef sistem böyle işliyor. Toplumun erkeklere sürekli “ayrıcalıklı” olduklarını söylemesi, onlara “meşruiyet” kapısı aralıyor.
Daha önce bu veya benzeri bir vakanın bir başkasının başına geldiğine tanık oldun mu? Olduysan ne yaptın? Eskiden böyle bir durumla karşılaştığında yapacaklarınla şu an yapacakların arasındaki farklar neler?
Hem tanık oldum, hem yaşadım. Daha önceden de Özgecan Arslan’nın, Ayşegül Terzi’nin haberlerini gördükçe evde ailemle birlikte çılgına dönüyorduk, tepki gösteriyorduk. Şu anda da aynı tepkiyi veriyorum. Fakat bundan sonraki farklılık şu olacak; tacize uğrayan herkesin yanına gidip ses çıkarmalarını isteyeceğim. Adalet biz sesimizi çıkarmadan da işleyecek duruma gelene kadar bunu yapacağım. Aynı zamanda psikoloji okuduğumdan, mesleğimi de bu kadınlara destek olmak için kullanacağım.
Peki pembe otobüs, pembe vagon uygulamalarını nasıl buluyorsun?
Bir ara çaresizlikten olabilir mi diye düşündüm, ancak bunun çözüm olacağını düşünmüyorum. Ülkeyi buna mecburmuş gibi göstermek bile başlı başına acizlik.
Kimi zaman toplu taşıma araçlarında tacize uğradığımızda “acaba taciz miydi değil miydi” ikilemine bile düşebiliyoruz. Hiç kimse destek olmaz kuşkusuyla “acaba yanlışlıkla mı değdi” diye olayı rasyonelleştirmeye çalışıyoruz. Bence artık kendimize güvenmeli, yanlışlıkla dahi olsa karşımızdakileri uyarmalıyız.
Bu dava açısından kadın dayanışmasının sende nasıl bir etkisi oldu?
Daha önce hiç böylesi bir kadın-erkek ayrımında bulunmamıştım. Ancak o gün adliyede ilk yanımda olanlar kadınlardı. Kadın dayanışmasının toplumsal dayanışmaya önceleyen adım olduğunu düşünüyorum.
Son olarak eklemek istediğin bir şey, kadınlara bir mesajın var mı?
Aslında var. Tacize uğradığınızda o an tepki gösteremeseniz bile fotoğraflarını çekin ve teşhir edin! Artık kadına yönelik şiddete kimse sessiz kalmasın!
Melisa’nın annesi olarak siz olan biten hakkında ne düşünüyorsunuz? Kadın dayanışması sizi de güçlendirdi mi?
Zeynep Sağlam: Bu olaya dair bana ilk ön ayak olanlar kadın dernekleri oldu. Çok desteklerini gördüm, onlar sayesinde güçlü hissettim. Hepsine teşekkür ediyorum.
Bir anne olarak, diğer annelerden erkek çocuklarının bu davranışlarını cesaretlendirmemelerini rica ediyorum. Adalete de büyük sorumluluk düşüyor, artık cezaların caydırıcı olması lazım.
23 Haziran 2017
Sendika.Org
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.